SON DAKİKA

NATO devreye girebilir!

23 Haziran, 2012 05:23 Güncelleme: 23 Haziran, 2012 05:23 NATO devreye girebilir!

Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na ait keşif uçağının Suriye tarafından düşürülmesinin ardından Türkiye'nin ne yapacağı tartışılıyor.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na ait keşif uçağının Suriye tarafından düşürülmesinin ardından Türkiye'nin uluslararası hukuk kapsamında atacağı adımlar tartışılıyor. Uzmanlar bu kapsamda NATO'nun 4. ve 5. maddelerinin devreye girebileceğine dikkati çekti.

NATO Sözleşmesi'nin 4. maddesi, “Taraflardan herhangi biri, taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır” ifadesini içeriyor. Sözleşmenin 5. maddesi ise “Taraflar, Kuzey Amerika'da veya Avrupa'da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasası'nın 51. maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerler ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır” ifadesini içeriyor.

Eski CHP İstanbul Milletvekili, diplomat Onur Öymen, konuya ilişkin şunları kaydetti: “Pilotlarımızın kurtarılması öncelikli bir meseledir. Suriye'nin uçağımızı düşürmesi çok ciddi bir durumdur. Uçaklar Suriye hava sahasından geçse bile bunu düşürecek bir durum gerekmez. NATO'nun uzay üzerinden bilgi toplayan gelişmiş gemileri vardır. Bölgede bir uçağın nerede olduğunu anında tespit ederler. Suriye'yi mazur gösterecek hiçbir gerekçe yoktur.

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi İlter Turan da NTV'ye yaptığı açıklamada, “Uçağımız hava sahasını ihlal etti mi, misyonu neydi sorusunu sormak gerekir. İhlal ettiyse de Suriye tarafından atılacak adım bu değildir. Suriye'nin tutumu her halükarda hasmane bir tutumdur. Bundan sonra izlenecek yöntem uluslararası hukuktan doğan hakların kullanılmasıdır” dedi.

Yorum Ekle