Günün anlamına ilişkin bilgi paylaşan Kalçık, Birleşmiş Milletler Örgütü 1972 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran tarihini Dünya Çevre Günü olarak oybirliği ile kabul etti. O tarihten bu yana çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmeye başlandı. dedi.
FAALİYETLERİNİ ANLATTI
Dernek olarak çevreye dair yürüttükleri çalışmalara değinen Kalçık, şunları söyledi:
Bu anlamda çevre sorunlarına duyarlığının geliştirilmesi için 2005 yılından bu güne Van Çev-Der olarak, birçok çevre sorununu gündeme taşıyarak ve mevcut sorunları çözmek için basın yayın kanalıyla çevre sorunlarına çözüm üretmek, belli dönemlerde aktif çalışmalar yürütmek, sorunları tespit etmek ve yetkililerle sorunların çözüme kavuşturulması noktasında çalışmalar yürüttük. İlimizin jeopolitik konumu özellikle dünya değeri olan Van Denizi'nin önemli kısmının ilimizin sınırları içinde olması bizler ve yetkililere her zamankinden daha çok görev yüklemektedir. Hızlı ve çarpık kentleşme ilimizin önemli sorunları arasındadır. Özellikle ilimizin çevre sorunları ile ilgili olarak ön plana çıkan sorunların çözümü için yetkililerle görüşmeler yaptık, sorunların ciddi boyutta olduğu ve bu sorunların ertelenemez, bekletilemez sorunlar olduğu, çözüm bulunması gerektiğini bildirdik. 3 gün gibi kısa bir zamanda 13 bin 881 imza toplayarak ilimizin çevre sorunlarına çözüm talebinde bulunduk.
VAN GÖLÜ KORUNMALI
Van Gölü'nün doğru değerlendirilmediğini belirten Kalçık, şöyle devam etti:
Coğrafi yapısı nedeniyle doğa harikası olan 1727 rakımındaki Van Denizi ilimiz ve bölgemiz için en büyük turizm getirisi ve istihdam kaynağıdır. 450 km sınırı olan ve her metresinde ayrı güzellik taşıyan bu değeri maalesef yeterince koruyamamaktayız. Kıyılar doldurularak, kıyıların kullanımına engel olunmaktadır. Yine makam sahipleri yetkilerini kullanarak veya yasayı ihlal ederek(3621 sayılı yasa) kıyıları kendilerinin ya da ailelerinin dinlenme ve eğlence alanı olarak kullanmaktadırlar. Yasaların moloz, tel, çit dahi çekilemeyeceğini söylenmesine rağmen plaj niteliğinde olan, canlıların ortak kullanım alanı olmasına rağmen bu yerlerin böyle keyfi kullanıldığı görülmektedir. Van Denizinin yatırıma dönüşmesi, turizme açılması, içinde bulunan tüm değerlerin korunması gerekmektedir. Doğası, kıyısı, balığı ile ekonomik girdi olarak yörede yaşayan insanlara gelir kapısı olmasını sağlamak hiç zor değil. Günümüzde bu nimetlerinden yararlanacağı yerde daha çok olumsuzluklarını yaşadığımız kanalizasyon ve evsel atık çukuruna dönüşen denizimizin kirliliği her geçen gün daha bariz bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Oysaki gelişmiş ülkelerde kanalizasyon ve evsel atıklar ekonomiye dönüştürülürken biz hem denizimizi hem de ekonomik değerlerimiz tahrip etmekteyiz.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Kalçık, Van Gölü kirliliği ve Van'ın diğer çevresel sorunlarıyla ilgili çözüm önerilerini ise, şöyle sıraladı:
1. Van Denizi'nin kirlilikten kurtulması için ve gelecek nesillere temiz bir deniz bırakmak için; yaklaşık bir milyon insanın yaşadığı Van Denizi havzasının kanalizasyonlarının biyolojik arıtma yaptırılarak atıklar enerjiye dönüştürülmeli,
2. Hükümet tarafından Van Gölü Koruma Kanunu'nun çıkarılmalı,
3. Bağlı akarsu, dere, kanal bağlantılarının deniz bağlantılarının evsel atıkların, denize girmesi dinlendirme yöntemi ile engellenmeli, filtre ve ıslah edilmeli,
4. 3621 sayılı Kanun gereği tüm sahil, canlılara açılarak 100 metrelik kıyı kenar çizgisine uyulmalı,
5. Piknik alanlarında sahiller, koruma amaçlı tedbirler alınarak çözüm yaratılmalı,
6. Piknik alanlarda çevre bilinci oluşturulmalı,
7- İlimizin trafik kirliliğinden kaynaklı sorunları bir an önce çözüme kavuşmalı,
8- İlimizin imar sorunundan kaynaklı sorunlar giderilerek, yeşil alanlar ve yollar korunmalıdır.
9- Bununla birlikte mezbahalar tekniğe uygun yaşam alanlarının dışında yapılmalı, mezbahana olmayan yerlerdeki kesimlerin önüne geçilmeli ya da ıslah edilmelidir.
10. İlimizin kanalizasyon alt yapısı ivedilikle çözülerek arıtma tesisleri biran önce modern bir şekilde yenilenmeli ve Van gölü etrafındaki bütün yerleşkelerde bu sorunun çözümü için çalışılmalıdır. Bu anlamda çevre bilincinin aile de, okullarda hayatın her alanında duyarlı insan topluluğu yetiştirmekle geleceğimizi oluşturacak torunlarımıza yaşanılır bir dünya bırakabiliriz.