SON DAKİKA

Zana AP'den Avrupa'ya seslendi

11 Temmuz, 2012 14:47 Güncelleme: 11 Temmuz, 2012 14:47 Zana AP'den Avrupa'ya seslendi

Leyla Zana, AP Kadın Hakları ve Cinsiyet Eşitliği Komitesi ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) AP kanadının ortaklaşa düzenlediği "Türkiye'de Kadın Hakları ve İfade Özgürlüğü" oturumunda konuştu.

Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) düzenlenen bir oturumda yaptığı konuşmada PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin “duyarlı Kürt ve Türk halkının ruhunu incittiğini” belirterek, “Bu konuda Avrupa Birliği'nin gereğini yapmasını istiyor” dedi. Zana, AB’nin Kürt sorununun çözümünde de aktif rol almasını isterken, Roboski katliamına ilişkin ise resmi bir heyet gönderilmesini talep etti.

Zana oturumda soruları da yanıtladı.

ÖCALAN’A TECRİT DUYARLI RUYLARI İNCİTİYOR

Öcalan üzerinde bir yıl kadardır süren tam tecrit uygulamasına ilişkin Leyla Zana, şöyle konuştu: "İnsan haklarının ortaya koyduğu evrensel değerlere göre her halkın doğal liderini seçme noktasında hür olması gerekir. Kürt halkının lideri olarak Abdullah Öcalan'ın tecrit uygulamasına maruz bırakılması duyarlı Kürt ve Türk halkının ruhunu incitiyor. Sayın Öcalan çözüm sürecine etkin bir biçimde katılımının sağlanmasını talep ediyor. Bu konuda Avrupa Birliği'nin gereğini yapmasını istiyor.”

AB ÇÖZÜMDE VE MÜZAKEREDE AKTİF ROL ALMALI

Zana şöyle devam etti: “Öcalan'ın kaçırılarak Türkiye'ye getirilmesinin öncesine dönersek, Öcalan Avrupa'yı sürecin içine katarak diyalogu başlatmaya hazırdı. Ancak o tarihte Avrupa buna izin vermeyerek hatta kaçırılmasına göz yumarak tarihsel bir hata yaptı. Bu hata sorunun diyalogla çözülmesi yerine çözümsüzlüğe sevk edilmesine neden olmuştur. Bilge ve deneyimli bu kıtanın ve onu temsil eden Birlik'in bu sorunun çözümünde daha aktif rol oynamasını ve düzenli müzakere sürecinin başlatılması konusunda etkin rol almasını bekliyoruz.”

“Yenilemekte yarar görüyorum” diyerek sözlerini sürdüren Zana, “Öcalan'ın çözüm sürecine katılımı konusunda Türkiye'de yürütülen tartışmalar gösteriyor ki toplum çözüme hazır. Tek yapılması gereken siyasi iktidarın acil olarak adım atmasıdır” diye ekledi.

AB'nin PKK'yi “terör örgütü” olarak görmesini onaylayıp onaylamadığı yönündeki bir soru üzerine Zana, bu konuda şöyle konuştu: "Bir dostumuz PKK'nin terör örgütü olarak görüp görmediğimi soruyor, ben bunu hiçbir zaman ifade etmedim. Neden sonuç ilişkisini çok iyi kurmamız gerektiği inancını taşıyorum. Diyalektiğin de gereği budur. Neden şiddete başlandı? Şiddetin sebepleri nelerdi? Bugün gelinen noktada şiddeti kullananlar bile 'bir formülasyon olsun, bir proje ortaya çıksın ve biz her türlü özveriyi yapmaya hazırız, biz de siyasal sürece katılmak istiyoruz, sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini ifade ediyoruz' diyorlar. Toplum da bu beklenti içindedir.”

Zana "Sık sık altını çizerek ifade ediyorum, bir dönem 12 Eylül askeri cuntasının bir şiddet dalgası vardı ve toplumun kendisini koruyacak herhangi bir mekanizması yoktu” dedi ve ekledi: “Zaman zaman ifade ediyorum, devletlerin mi, toplumların ya da bireylerin hakkı mı? Eğer devletler orada bir tek kendi hakkını savunuyorsa toplumların da kendilerini koruma, her canlının içersinde olan kendini koruma, yaşatma çabası olacaktır.”

ERDOĞAN İLE YAPILAN GÖRÜŞME

Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin bir soruya da yanıt veren Zana, şunları söyledi: “Burada görüşlerimi nasıl ifade ediyorsam, ya da mahkeme huzurunda, yargıçların karşısında neyi söylüyorsam Sayın Başbakan'la da o konuları tartıştık. Görüşmenin içeriğine fazla girmeyeceğim ama kendisi döndü, 'Çok karanlık bir tablo çizdin' dedi. 'Etrafınızdakiler yeterince pembe bir tablo çiziyor. Bana düşen olumsuzlukları çıplak biçimiyle size aktarmak, sizinle paylaşmak çünkü bu ülkede birinci derecede siyasi sorumlu sizsiniz. O nedenle olumlu taraflar sizin olsun ama olumsuzlukları da ortadan kaldırmak için herkesin elbirliğiyle çaba sarf etmesi gerekiyor' dedim. Yaklaşık 1 buçuk saat görüştük. Çok nazik bir şekilde karşıladı. Ama Türkiye'deki olumsuzlukları da, burada ne anlattıysam belki daha da fazlasını kendisiyle paylaştım. Büyük bir sabırla dinlediler.”

Zana, “Umuyor ve diliyorum ki bundan 3 yıl önceki performanslarına ve uygulamalarına geri dönüş yaparlar. Çünkü şu anda güvenlik öncelikli konsept toplumun her kesimini yaktı, yakıcı hale geldi. Sadece güvenliği öncelerseniz insan hakları, demokrasi veya özgürlükleri orada dillendirmenin mümkün olmadığını insan görebiliyor, yaşayabiliyor. Bunu aslında 11 Eylül'de ABD başlattı. Teröre karşı bir konsept geliştirdi ve bu dalga dalga yayılmaya başladı. Oysaki şiddetin durması, terörün ortadan kalkmasının yegane formülü ve ilacı demokrasidir, özgürlükler ve insan haklarının iyileştirilmesidir” diye konuştu.

ROBOSKİ İÇİN AB RESMİ HEYET GÖNDERMELİ

Zana son olarak, 28 Aralık 2011’de 34 sivilin hayatını kaybettiği Roboski katliamına da dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Saldırıdan hemen sonra yapılması gereken kurtarıcı müdahaleler yapılmadığı gibi katliamın üstü örtülmeye çalışıldı. Ancak saatler sonra haber bültenlerine yansıyan katliamın nasıl gerçekleştiğine ve sorumluların kimler olduğuna bugün bile resmi olarak bir açıklık getirilemedi. Hatta katledilenler suçlandı. Emri veren ve saldırıyı gerçekleştirenler açıklanmıyor. Bir katliamın daha üstü örtülmek isteniyor. Bu katliam açık olan yaralarımızı kanatmıştır. Asil ruhları incitmiştir. Bunun telafisi mümkün değildir. Ancak bu aşamada, soruşturmanın sonuçları tüm gerçekliğiyle, şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Gecikmiş bir uygulama da olsa Avrupa Birliği'nin daha aktif rol oynayarak bölgeye, olayın gerçekleştiği yere resmi bir heyet göndermesini talep ediyorum.”

Yorum Ekle