SON DAKİKA

Son sözü 'Cemil yavrum' oldu

Berfo Ana'yı doğduğu Okçu köyünde komşusu Mine Çelik ve hayata gözlerini yumduğunda yanında olan kızı Fatma Gülmez anlattı. 01 Mart, 2013 06:13 Güncelleme: 01 Mart, 2013 06:13 Son sözü 'Cemil yavrum' oldu

ARDAHAN - Gözaltında kaybedilen oğlu Cemil Kırbayır'ın bulunması için 33 yıl mücadele veren ve 105 yaşında yaşama veda eden Berfo Ana, 33 yıl boyunca, oğlunun ölüsüne bile kavuşamadı. Berfo Ana 33 yıllık mücadelesinde "adalet" arayışını sürdürürken, kayıp yakınlarının simgesi haline geldi. Berfo Ana'yı doğduğu Okçu köyünde komşusu Mine Çelik ve hayata gözlerini yumduğunda yanında olan kızı Fatma Gülmez anlattı. Berfo Ana, yaşama gözlerini yumarken, son sözü "Cemil yavrum" oldu.

12 Eylül 1980 darbesinde gözaltında kaybedilen oğlu Cemil Kırbayır'ın bulunması için 33 yıl mücadele veren ve 105 yaşında yaşamını yitiren Berfo Ana, geçtiğimiz günlerde Ardahan'ın Göle ilçesine bağlı Okçu köyünde toprağa verildi. Yıllarca oğlunun kemiklerinin bulunması için Galatasaray Meydanı'nı, Cumartesi Annesi olarak mekan tuttu Berfo Ana. Berfo Ana, yaşamın tüm zorluklarına göğüs gererek, 12 Eylül darbesinde kaybedilen oğlunun bulunması için mücadeleci kadın portrelerinden biri oldu.

33 yıllık mücadele ve Berfo Ana

105 yaşında olan ve 6 çocuk annesi Berfo Ana, 33 yıl boyunca, kaybedilen oğlunun ölüsüne kavuşmanın umuduyla mücadele etti. Ama oğlunun kemiklerine dahi dokunamadan, yaşamını yitirdi. 105 yaşında Berfo Ana, kayıp yakınları ile birlikte Başbakan Erdoğan ile görüşmüş ve "Tek dileğim ölmeden oğlumun mezarını görebilmektir" demişti. Berfo Ana'nın gözlerini yummadan önceki sözleri, yüreklerde acı bırakırken, Kırbayır ailesinin omuzlarına ise ağır bir yük bıraktı. Cemil'in kemikleri bulunmadı; ama Berfo Ana'nın mezarının yanında içi hasret ile dolan bir mezar daha kazıldı.

Cemo'su gelir diye kapısına kilit vurmadı

Berfo Ana'yı doğduğu Okçu köyünde komşusu Mine Çelik ve hayata gözlerini yumduğunda yanında olan kızı Fatma Gülmez, DİHA'ya anlattı. Berfo Ana, 13 yıl önce Okçu köyünde bulunan evini bırakarak, İstanbul'a giderek "faili belli" kayıpların bulunması için mücadele vermeye başladı. 13 yıl önce bırakıp gittiği ve kapısına kilit vurmadığı evini komşularına teslim eden Berfo Ana, "Kapımı kilitlemeyin, Cemil gelecek, kapı kapalı olmasın" dedi. Köye bağlı Okçu Yaylası'na beraber gittiklerinde çok anlamlı günler yaşadıklarını belirten Mine Çelik (67), "Berfo çok insancıldı. Oğlum diye diye gitti. Hep bir umutla bekledi. Sofrasındaki ekmeği başkaları ile bölüşür, kendisini aç bırakırdı. Beraber hayvanları otlatmaya gider, sacda ekmek pişirirdik. Çok güzel günlerimiz beraber geçti. Hep diyordu oğlum gitmiş gelir, muhakkak gelecek diyordu. Her sabah bize gelir ağlardı. Gözyaşı dökmediği gün olmazdı. Kapıları açık bırakırdı. Hep derdi, 'Kapı açık kalsın Cemom gelirse dışarıda kalmasın.' Beraber yaylalara giderdik. Orada ateş yakardık. Çok güzel vakit geçiriyorduk. Ama Berfo her yerde oğlum gelecek oğlum gelecek derdi. Çok neşeli cıvıl cıvıl bir kadındı. Hepimize hayat kaynağı olurdu" diye belirtti.

'Berfo bizim yol arkadaşımızdı'

Köy yaşamının Berfo Ana ile dolu dolu geçtiğini belirten Çelik, "Kışın odun toplamaya giderdik. O kendi evine götüreceği odunları sırtında taşır. Durumu iyi olmayan komşularına verirdi. Yazları yaylalara giderdik. Gündüz işlerimizi yapardık. Akşam ise, işlerden kaçar, gider halay çekerdik. Davul önünde oynamazdık. Hep kendimiz söyler, kendimiz halay çekerdik. Berfo nene başı çekerdi. Çok güler yüzlü idi. Biz bazen ondan kaçar oynamaya giderdik. O peşimize verir. Bizi yakaladığı yerde eve kitlerdi. Çok cana yakındı. Berfo Ana dedin mi akan sular dururdu. Herkesle güllük gülistanlık yaşardı. Çocukla çocuk büyükle büyüktü. Berfo bizim yol arkadaşımızdı. Berfo benim anamdan daha yakındı. Candı bize. Bana yardı, yoldaştı, arkadaştı. Her derdime yetişirdi" diye belirtti. Oturdukları evin yapım aşamasında iken kayıp olan Cemil Kırbayır'ın kendisine, "Bu evin tüm ihtiyaçlarını ben karşılayacağım" dediğini belirten ve gözleri dolan Çelik, "Biz şuan oturduğumuz evi yeni yapıyorduk. Cemo geldi. Bana, 'Öğretmen kâğıdım geldi. Bak müjdemi veriyorum. Bu evin bütün masraflarını ihtiyaçlarını ben karşılayacağım' dedi" diye konuştu.

'Tüm yaşamını Cemo'nun kemiklerinin bulunması için adadı'

Berfo Ana'nın oğlu Cemil'i zor imkanlar içerisinde büyüttüğünü belirten Çelik, şunları dile getirdi: "Berfo bin bir dertle Cemo'yu büyüttü. Birden kaybetti. Bir daha da bulamadı. Bizler Cemo'yu da Berfo'yu da nasıl unutalım. Ne alsaydı kendisi yemezdi. Kendisi için yaşamazdı. Tek derdi, Cemo'sunu görmekti. Berfo'nun ölümü beni çok sarstı. Çok zor günlerden geçtiler. Cemil bizim aslanımızdı. Berfo, 'Cemo Cemo' diye diye yandı kavruldu. Biz burada ölüyoruz. Berfo ne yapsın ana yüreği işte. Cemo için virane oldu. Tüm yaşamını Cemo'nun kemiklerinin bulunması için adadı. Kenan Evren'in ocağı sönsün. Her Cemo'nun odasını gördükçe içim sızlıyor."

'O Başbakan iyidir benim oğlumu getirecek'

Hayata gözlerini yumduğu esnada annesinin yanında olan Berfo Ana'nın kızı Fatma Gülmez (48) ise, Cumartesi Anneleri'nin yeni yeni meydanlara çıktığını dönemlere ilişkin, "Bizler o dönem İstanbul'a yerleştik. Annem gelmek istemiyordu. Ben Cemil'i bırakıp gelmem diyordu. Annemi zor ikna ettim. Orda yetkililere gider buluruz dedim. İstanbul'a yerleştikten sonra sürekli Cumartesi Anneleri eylemlerine katıldık. Anneme biraz teselli gelmişti" dedi. Gülmez, "Kenan Evren, anama demişti 'oğlunuz kaçtı' diye. Bir de o korku vardı üzerinde, kaçtı mı bir gün gelir mi, gelirse beni görmese ümidi ile yaşıyordu. 'Ya Cemil gelse köye gitse beni göremezse ya ben onu göremezsem' diye bana hep kızardı. Evde iken gözü daima camlarda idi. İstanbul'un kalabalığını sevmiyordu. İnsanların yüzlerine didik didik bakıyordu. 'Cemo hangisi' diye. Hep derdi, 'Belki içlerindedir ben göremiyorum' derdi" diye konuştu. Berfo Ana'nın Başbakan Erdoğan ile görüştüğünü hatırlatan Gülmez, "Başbakan anama söz verdi. 'Sana oğlunu bulacağım' demişti. Annem çok sevinmiş, çok ümitlenmişti. O kadar ümitlenmişti. Ki hep diyordu, 'O başbakan iyidir. O benim oğlumu getirecek' diyordu" diye belirtti.

'Bugün yarın derken yıllarca yaşına bakmadan mücadele etti'

Annesine Cemil'in öldürüldüğünü söylediklerinde annesinin sevinç ile şoku aynı anda yaşadığını aktaran Gülmez, şunları ifade etti: "Anama oğlun öldürüldü dediklerinde, annem orada yıkıldı. Ümidi hepten kesildi. Bu sefer ona da sevindi. Ama öldürmüşlerse cenazesini bulacağım derdi. Bugün yarın derken, yıllarca kardeşimin kemikleri için yaşına bakmadan mücadele verdi. Her kapılar açıldığında, her kim gelip gitse onlara sorardı. 'Haber yok mu' diye. Her yere gider, her yerden de yol gözlerdi. Giderek direnci kırılıyordu. Artık dayanamıyordu. Hastalanıyordu. Fark ediyordum. Ama o hasta olmadığını Cemo'yu bulmadan ölmeyeceğini söylüyordu."

'Kenan Evren ile kavga ederdi'

Annesinin giderek zayıf düştüğünü belirten Gülmez, "Gün geçtikçe zayıflıyordu. Bana Cemo'yu getirin diyordu. Annem, 'Ben Cemo'ya varmadan ölürsem, beni morga götürün, toprağa vermeyin' diyordu. Bizler de 'Berfo ana öldü ölecek' diye tedirginlikle yaşarken, annemin her bir yerine pompa tıpa yerleştirilmişti. Annem doktorlara bağırarak, 'Kenan Evren mi dedi gidin bunu hasta edin. Evren beni böyle görmesin, yoksa davam çürür' diyerek, kendisine bağlanan, pompa ve tıpaları söküyordu. Annem çok dirençli ve umut doluydu" diye belirtti. Gülmez, "Kendi kendine, konuşur hep Kenan Evren ile kavga ederdi. 'Evren, iki oğlumu öldürdün. Kalan bir oğlumu sana vermeyeceğim' derdi" diye belirtti. Bir kardeşlerinin Cemil'in sıkıntısından dolayı kanserden yaşamını yitirdiğini aktaran Gülmez, "Kardeşimin öldüğünün bir gün öncesinde kardeşime, 'Ben ölmeyeceğim, Mikail yalnızdır. O nu yalnız bırakma, Cemo'da gelecek beraber olacağız' diyordu" dedi.

'Cemil sana geliyorum'

Annesinin hastalığından dolayı yanında yattığını ifade eden Gülmez, "Annemi giydirince, gülüyor ve çok seviniyordu. Sonra sanki karşısında Cemil varmış gibi, 'Cemil çok temizim yeni giyindim. Sana geliyorum' dedi. Devamlı yanında Cemil varmış gibi onunla konuşuyor ve mutluydu. Tekrar sorduğumda, 'anne sen rüyamı gördün' diye, 'Hayır rüya görmedim. Cemil ile uğraştım ama seçemedim' dedi. Annem, 'Başbakan bana söz vermişti. Söyleyin oğlumu getirsin bana' diyor. Sonra birden içerlendi, 'tüm evlatlarım burada bir tek Cemil yok, o gelmedi diyerek isyan etti. Sonra da Allah'ım sen beni Cemil'e kavuştur. Bu dünya boştur kimseyi kırmayın. Beni evime götürün ve kapıları açın, Cemil gelecek, yavrum Cemil yavrum Cemil' diyerek gözlerini yumdu. Gözlerine ellerken, gözlerinin yanında hafif bir aralama vardı. Gözlerindeki aralık için de bizim oralarda derler, hasretini çektiği eldi yüzünde, yani Cemil'in eliydi" diye Berfo Ana'nın son anlarını anlattı.

Son sözü 'Cemil yavrum' oldu

Annelerinin konuşuyor iken birden gözlerini yummasıyla sarsıldıklarını ifade eden Gülmez, "Annem her şeyini görmüş, her şeyini biliyordu. Çenesini kapatırken, son sözü 'Cemil yavrum' oldu" dedi. Gülmez, "Öyle yaptılar ki anamı perişan ettiler. Bu devleti ben yuhluyorum. Annemi bin bir acı ve gözyaşıyla ve hasretiyle toprağa verdim. Artık analar ağlamasın yeter artık. Buna son verin" dedi.

Gülmez, "Artık Kenan Evrenler de çıkmasın. Annem öldü yerine biz varız. Annemin bayrağını biz devralıyoruz. Ya beni öldürecekler ya benim kardeşimin kemiklerini verecekler. Ben her an kardeşime yanıyorum. İnsan, cenazeye de sevinir mi? İnsan kardeşinin de ölümüne de sevinir mi? Milet ölüyü görür ödü kopar, biz de kemiklerini bulduğumuz zaman bize düğün bayram olur. Bu vicdan mıdır? Hırs ve kin içimize işlemeden bu duruma son verin. Yüreğimde ateş vardır. Yüreğimdeki ateş toprağa karışsa rüzgar olur, o baştakilerin gözlerini kör ederdim" dedi. DİHA

Yorum Ekle