Mehmet Koç
Depreme dayanaksız olan eskimiş okul binalarının yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması amacıyla gerçekleştirilen projelerde ciddi gecikmeler söz konusu.
Bu arada inşaat için bekleyen okul arsalarının otopark olarak kullanılması ise düşündürücüdür.
Bu tür gecikmeler, sadece eğitim sürecinde aksamalara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda bazı kesimlerin otopark rantı elde etmesine de zemin hazırlıyor.
Doğubayazıt’ta Atatürk İlkokulu ve Öğretmen evi, depreme dayanıklı olmamaları ya da fiziki durum itibarıyla ihtiyaca cevap vermedikleri için yıkılmış, bunların yerine daha modern binalar yapılacağı taahhüt edilmişti.
Eğitim, bir ülkenin geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Okullar, çocukların ve gençlerin eğitim aldığı, sosyal becerilerini geliştirdiği, geleceğe hazırlandığı kurumlardır. Ancak, eğitim kurumlarının yıkılıp yeniden yapılması sürecinde yaşanan gecikmeler, öğrencilerin ve öğretmenlerin ciddi mağduriyetler yaşamasına neden oluyor.
Çünkü geçici çözümlerle başka okullara taşınan öğrenciler, çoğu zaman derslik yetersizlikleri, uzun ulaşım süreleri ve adaptasyon sorunları gibi zorluklarla karşılaşıyor.
Dahası, okul arsalarının inşaat başlanana kadar otopark olarak kullanılması, bu alanların geçici olarak ticari bir amaca hizmet ettiğini gösteriyor.
Bu durum, eğitim için ayrılan kamusal alanların rant amacıyla kullanılması anlamına geliyor.
Otopark işletmeciliğinden elde edilen gelirler, kimin cebine gittiği ve bu sürecin ne kadar şeffaf yönetildiği konusunda soru işaretleri de cabası.
Bu sorunların çözümü için bazı adımlar atılması gerektiği aşikâr. Öncelikle, yıkım ve inşaat süreçlerinin daha iyi planlanması ve sürecin hızlandırılması gerekiyor.
İhale süreçlerinin şeffaf ve rekabetçi bir şekilde yürütülmesi, hayır amaçlı yapılması taahhüt edilen projelerin de, keza zamanında tamamlanması sağlayabilir.
Daha da önemlisi okul arsalarının geçici kullanımı konusunda daha katı düzenlemeler getirilerek, bu alanların eğitim dışında ticari amaçlarla kullanılmasının önüne geçilmelidir. Aksi durumda arsaların bir süre otopark olarak kullanılması müstakar bir hal alabilir.
Binaenaleyh okulların yenilenmesi sürecinde yaşanan gecikmeler ve bu süreçteki otopark rantı, eğitim sistemine zarar verdiği gibi, kamusal alanların amacı dışında kullanılmasının da önünü açıyor. Bu tür sorunların çözümü için daha etkili ve şeffaf bir yönetim anlayışının benimsenmesi, hem öğrencilerin hem de toplumun genel çıkarları açısından büyük önem taşıyor.