SON DAKİKA

Kuzey Suriye-Rojava ve Türkiye

Süreç Analiz için Kamuran Yavuz ve Mehmet Alaca gazeteci-yazar Mutlu Çiviroğlu ile Kuzey Suriye/Rojava ve Kürt siyaseti üzerine konuştu. 12 Eylül, 2013 10:09 Güncelleme: 12 Eylül, 2013 10:09 Kuzey Suriye-Rojava ve Türkiye

Süreç Analiz için KamuranYavuz ve Mehmet Alacagazeteci-yazar Mutlu Çiviroğluile Kuzey Suriye/Rojava ve Kürtsiyaseti üzerine konuştu.Washington'da yaşayangazeteci Mutlu Çiviroğlu, dahaçok Suriye ve Türkiye'deki Kürtsorunu ve Amerika'nın bölgepolitikaları üzerine Türkçe,Kürtçe ve İngilizceyazmaktadır. YazarınAmerika'nın Sesi, Rudaw veRadikal'de yazılarıyayınlanmaktadır.


Esad güçleri KuzeySuriye/Rojava'dan çekilinceTürkiye'nin tavrı nasıldı, şimdi nasıl? Kürtlersiz Esad devrilir mi?


Esad güçleri Rojava'dan çekilince Türkiye'de bir şok havası yaşandı. Baştan beri Suriyesiyasetini Kürtleri yok sayarak kuran Ankara, Kürtlerin bir anda yaşadıkları yerlerinyönetimini ele geçirmesiyle büyük rahatsızlık duydu ve Suriye'deki Kürt gerçekliği ileyüzleşmek durumunda kaldı.. Bu rahatsızlık Türkiye medyasında da çok iyi görüldü vegüney sınırımız tehlike altında türünde birçok olumsuz haber ve yorum yapıldı.

 

Gelinennoktada Türkiye bu ülkedeki Kürt gerçekliğini kabul etmiş durumda. PYD EşbaşkanıSalih Müslim'in resmen Türkiye'de davet edilmesi oldukça önemli bir dönüm noktasıçünkü PYD askeri, siyasal ve taban desteği yönünden en güçlü ve Ankara'nın en sonilişki kurmak istediği güçtü. İçinde bulunduğumuz hafta Müslim ikinci kez Türkiye'yedavet edildi ki bu da iki taraf arasındaki ilişkilerin devam ediyor olması açısındanönemli. Fakat bu görüşmeler henüz Rojava halkının beklentilerine cevap olacaksonuçlar çıkarmış değil çünkü Türkiye eskkı politikalarına devam ediyor.


Mevcut durumda Esad'ın devrileceğinden emin değilim çünkü Esad gücünü koruduğugibi, son dönemlerde muhaliflere karşı bir momentum da yakalamış vaziyette. Eğerdevrilecekse bile Kürtlersiz devrileceğini sanmıyorum çünkü Kürtler Suriye'deki enörgütlü ve rejime karşı mücadele de en tecrübeli kesim. Bu nedenle de Esad'ı devirmekisteyenlerin mutlaka Kürtlerin taleplerine olumlu cevap verip, onları kazanmaları lazım.


Bahoz Erdal'ın kızağa çekildikten sonra Suriye'ye geçtiği iddia ediliyor. Örgüttekideğişimleri de göz önüne alırsak Suriye'deki gelişmeler PKK ve Kürt çözümündenasıl bir etki yaratır?

Bahoz Erdal'ın kızağa çekilip, Suriye'ye geçtiği konusunda bilgim yok. Suriye'dekigelişmelerin Türkiye'deki Kürt sorununa direk etki yapacağı kanısındayım. Esad'lı ya daonsuz bir Suriye'de Kürtler mutlaka bir statü sahibi olacaklar ve bunun Rojava halkınınsınırın üst tarafındaki direk akrabalarına etki yapacağını düşünmek hiç de zor değil.

 

Değişik yazılarımda da dile getiriyorum eğer Türkiye Kürt fobisini atlatabilse hem kendisınırları içerisindeki Kürtlerle, hem de Rojava'dakilerle ilişkilerini en üst düzeyeçıkarabilir. Çünkü Kürtlerin arzusu bu. Rojava'daki halk kendisini Türkiye'ye yakıngörüyor ama Türkiye'nin kendilerinin uzattığı dostluk elini şu ana kadar havadabıraktığına inanıyor. Eğer Rojava'da daha yapıcı bir tutum izlerse elbette ÇözümSüreci'ne de çok olumlu bir katkısı olur.


PYD bayrağı indirilerek yerine Kürt Yüksek Konseyi bayrağı asılması ve Türkiye'ninPYD liderini İstanbul'da ağırlaması düşünüldüğünde Türkiye Suriye politikasındaKürtler bağlamında bir paradigma değişikliğine gidiyor diyebilir miyiz?


Rojava Kürtleri Türkiye'nin hassasiyetini göz önünde tutarak bahsettiğiniz PYD bayrağınıSerekaniye'den indirerek, Kürt Yüksek Konseyi bayrağını astılar. Yani onlar önemveriyorlar Türkiye'ye. Ama Türkiye de aynı düşüncede mi bu konu Ankara'nın tutumunabağlı.

 

Yukarda da belirttiğim gibi görünürde bir paradigma değişikliği var. Sizin de ifadeettiğiniz gibi PYD lideri Müslim'in de iki defa Türkiye'de ağırlanması da bunun işareti.Fakat gerçekten de bir paradigma değişikliğinden söz etmemiz için pratikte de olumluanlamda bir takım değişiklikler olması lazım ki bu henüz yok. Kaldı ki son zamanlardaRojava'da Türkiye bizi oyalıyor düşüncesini görüştüğüm çeşitli çevreler dile getiriyorlar.'Salih Müslüm Türkiye'ye gittiğinde Antep'teki toplantıda ÖSO ve Nusra vb. Ankara'nınisteğiyle Kürtlere karşı savaş kararı aldı' düşüncesi oldukça yaygın. Bu nedenle deTürkiye'nin bu kaygıları giderecek, somut adımlar atması lazım Rojava için. Ancak ozaman gerçekten de bir paradigma değişikliğine gidildi denilebilinir.

Süreç boyunca Barzani'nin tavrı nasıldı? Barzani Suriye'de bir özerk bölge fikrinenasıl yaklaşır?

Barzani Rojava'daki Kürtleri açıkca destekliyor ve bunu da saklama gereği duymuyor.Rojavalı birçok parti lideri Erbil'de Barzani'nin sağladığı ev, araç, koruma, siyasi faaliyetözgürlüğü vb. hizmetlerden yararlanıyor. Ayrıca 150.000'den fazla Rojavalı da KürdistanBölgesi'nde Barzani'nin sağladığı olanaklarla yaşıyor. En son olarak da 10.000'denfazla insan Semelka/Peşabur sınırını geçerek Kürdistan Bölgesi'ne geçiş yaptı ki b daBarzani'nin onayıyla oldu.

 

Barzani'nin Suriye'de bir özerk bölge/otonomi/federasyonfikrine çok olumlu yaklaştığını ve desteklediğini düşünüyorum. Bunu hem kendisinin bugüne kadar ki tutumundan hem de değişik parti liderleriyle yaptığım görüşmelerdençıkardığım sonuçlara göre söylüyorum.


Avrupa ve Amerika'da diaspora Kürtlerinin Suriye'deki gelişmelere bakışı nasıl?

Avrupa ve Amerika'daki diaspora Kürtleri de Suriye'deki gelişmeleri çok yakından takipediyorlar. Özellikle de son dönemlerdeki Nusra ve Irak-Suriye İslam Devleti (ISİD) gibiradikal, İslamcı örgütlerin Rojava'ya saldırılarını protesto etmek için çeşitli gösterilerdüzenlemekteler. Bu gösteriler Avrupa'nın birçok yerinde yürüyüş, imza kampanyası,mektup yazma vb. şeklinde devam ediyor. Kuzey Amerika'da ise önce Kanada'nınToronto şehrinde ABD Başkonsololuğu önünde, 'Washington'un El Kaide bağlantılıgrupların sivillere yönelik sessizliği' protesto edildi. Washington'da ise Beyaz Sarayönünde geniş katılımlı, benzer nitelikte bir eylem gerçekleştirildi.

 

Dört parçadan Kürtlerinve Amerikalı insan hakları savunucularının hazır bulunduğu yürüyüşe KürdistanDemokrat Partisi (KDP) Kuzey Amerika Temsilcisi Hikmet Bamerni, BDP WashingtonTemsilcisi Mehmet Yüksel ve başta KYB olmak üzere diğer Kürt siyasi parti temsilcileride destek sundu. Nasıl ki bir evin en küçük çocuğu nazlı olur, herkes üstüne titrer,Rojava'nın da Kürtler için böyle bir anlamı var ve herkes bir taraftan katkı sunmak istiyororadaki insanlara.

Ulusal Kürt Konferansı'nın düzenlenmesinde en etkili olan Kürt harenketi/aktörühangisidir?

Ulusal Kürt Konferansı'nın düzenlenmesinde en etkili olan Kürt hareketlerin PKK veKDP yani Öcalan ve Barzani olduğunu düşünüyorum. PKK uzun zamandır böyle birkonferansın düzenlenmesini istiyordu ve partinin son dönemlerde değişik parçalardakihareketlerin çekim noktası olması da bu konferansı hızlandırdı. Şurası da unutulmamalıki Barzani'nin de son yıllarda artan, büyük ağabey rolü de konferansın hayatageçirilmesinde büyük pay sahibi.

 

Ayrıca konferansın Erbil'de yani Barzani'ninkontrolündeki bir şehirde yapılacak olması da altı çizilmesi gereken başka önemli birnokta.

Yakın zamanda yapılması beklenen Ulusal Kürt Konferansı'nın KuzeySuriye/Rojava'ya olası etkileri ne olur?

Bildiğiniz gibi konferans Rojava'daki bir takım sorunlar nedeniyle Eylül ayına ertelendi.Hiç şüphe yok ki Rojava bu konferanstaki en önemli gündem maddelerinden biri olacak.Rojava'da nasıl bir yönetim şekli istendiği, KDP, KYB, PKK ve diğer partilerin Rojava içinneler yapabilecekleri, Kürdistan Bölgesi ve Rojava arasındaki sınır kapısı sorunu veRojava'daki partiler arasındaki sorunlar vb. diğer konular bu konferansa detaylıca elealınacak. Bu konferansta alınacak olası bir ortak bir karar şüphesiz Rojava'da önemlietkiler yaratabilecek, üzerinde sorum olan bazı konuların netleştirilmesine yardımcıolabilecektir.

Son olarak Türkiye Suriye'deki Kürt oluşumuyla ilgili nasıl bir politika geliştirmeli?

Başbakan Erdoğan Çözüm Süreci'ne başlamakta çok önemli bir karar almıştır ve buülkenin en önemli sorununu çözme şansını yakalamıştır. Bunun herkes tarafından iyigörülüp, ona göre tavır takınılması gereklidir. Fakat şurası iyi görülmeli ki şu ana kadarKürtlerin taleplerinin karşılanması konusunda pek de somut adımlar atılmaması büyükbir kaygıya sebep olmaktadır. Bunu sıradan halk kitlelerinin yanısıra PKK ve BDP deyüksek sesle dile getirmektedir.

 

Hükümet mutlaka kararlılıkla ve cesaretle Kürlerinbeklediği bu adımları atmalı ve bunu zorlama ile değil, kendi vatandaşları hak ettiği içinyapmalıdır. Eğer bunu yaparsa hem Türkiye'deki Kürtlerle ilişkileri çok daha güçlenecek, hem Kürdistan Bölgesi ile var olan ekonomik ve ticari daha gelişecek, hem de güneysınırındaki Rojava ile çok dostane ilişkiler kurabilecektir.

(Süreç Analiz, Kamuran Yavuz-Mehmet Alaca, Kuzey Suriye-Rojava ve Türkiye: MutluÇiviroğlu ile Röpotaj)

 

Yorum Ekle