SERHAT JİR / ROJAVA - ANALİZ
Batı Kürdistan'ın (Rojava-Suriye) Halep bölgesinde yer alan yoğun bir Kürt nüfusun yaşadığı Til Hasıl ve Til Aran'da El Kaide bağlantılı gruplar ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) taburları, Kürtlere yönelik katliamlarını sürdürüyor.
Hergün onlarca Kürt'ün katliama uğradığı bu bölgelerde YPG güçleri de direnmeye devam ediyor.
KATLİAM KARŞISINDA DÜNYA KAMUOYU NEDEN SESSİZ?
Yaşanan katliam karşısında sadece rejimin suçlarını kınayan "demokrasinin beşiği" Batılı ülkeler, Türkiye ve "Müslüman" Arap ülkeleri, destekledikleri bu sözde müslüman "isyancılar"ın Kürtlerin yaşadıkları yerde kadın ve çocuk demeden gerçekleştirdikleri katliamları, insanlık dışı uygulamalarını görmezden gelmeye devam ediyor.
ALLAH-U EKBER DEYİP KATLEDİYORLAR
Sadece Til Hasıl ve Til Aran'da aralarında cocuk ve kadınların da bulunduğu 70 kişiyi acımasızca katleden (bazılarının kafalarını kestiler, bazılarını da kurşununa dizdiler) bu çeteler her katliam sonrası "Allah-u Ekber" diye bağırarak aslında islam dininin ne kadar hunharca emeller için kullanıldığını bir kez daha gözler önüne getiriyor.
"KARDEŞ" TÜRKİYE NEDEN SESSİZ?
İşin bir diğer ilginç tarafı ise bu insanlık dışı uygulamaları görmeyen başta Türk kamuoyu ve her kuliste demokrasi naraları atan dünya ülkelerinin sessiz kalmalarıdır.
MÜSLÜMAN OLMAK SADECE MISIR'I GÖRMEK Mİ?
Aslında bu ülkeler için katliam sadece Mısır'da yaşananlar ise demokrasi ve insan hakları dedikleri argümanların da sadece kendileri için olduğunu söylemek yerinde olur.
Yıllarca ana akım medyanın yön verdiği Türk politikası, bugünden itibaren çökmüştür. Kendi ülkelerinde yaşayan milyonlarca Kürdü "Kardeş" yalanlarla oyalayan Türkiye'nin hemen başucundaki Kürtlerin uğradıkları katliamı görmemeleri de bu yalanın bir parçası. Peki sormak gerekmez mi, Ramazan ayında yaşanan bu katliamın islami hangi ülkenin camilerinde kınandı?, Hangi cuma namazında buna yönelik bir kınama yapıldı? Müslüman olmak sadece Mısır'ı görmek mi?
İSLAM ADINA KATLİAM VE TECAVÜZ
40 bin Kürdün yaşadığı bu bölgedeki saldırılar 29 Temmuz günü başladı. Irak-Şam İslam Devleti ile El Nusra imamları camilerden Kürtlere yönelik saldırılar ve kadınlarının kaçırılmasının "helal" olduğu yönünde anonslar yaparak,"İslam" adına katliam ve tecavüze çağırdı. Bu fetvaya başta Türkiye olmak üzere hiçbir "İslam" ülkesi tepki göstermedi.
Her gün onlarca Kürt katliama mağruz kalıyor. Köylerini boşaltıp kaçanlar ise dağlık alanlarda saklanmaya çalışıyor.
Camilerden yapılan anonslar ardından Til Hasıl ve Til Aran'da Kürtlerin evlerinin yağmalandığı ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yüzlerce kişinin kaçırıldığı bildirildi. Bunların akibeti hakkında bilgi yok.
BU ÇETELERİ KİM DESTEKLİYOR
Katliamlara Batı, Türkiye ve Körfez Monarşilerinin açık bir şekilde destekledikleri ÖSO taburları da yer alıyor. ÖSO Askeri Meclis komutanlarından Abdul Cabar El İkeli, yanındaki diğer ÖSO komutanları ile birlikte yayınladığı bir videolu mesajda, Kürtleri katledecekleri tehdidinde bulunurken, kendi cephane depolarını Irak-Şam İslam Devleti ile El Nusra Cephesi'ne açacaklarını, tüm güçleri ile Kürtlere karşı savaşacaklarını ilan ediyor. Öte yandan YPG'nin eline geçen çete mensuplarının itiraflarına göre de Türkiye'nin El Nusra'ya açık destek veriyor. El Nusra üyeleri İstanbul'daki bazı otellerde konaklandığını ve sonrasında Urfa üzerinden Suriye'ye gönderildiği de belirtiliyor.
SADECE RUSYA'DAN KINAMA
Kürtlere yönelik saldırılara tek kınama Rusya'dan geldi. Yazılı bir açıklama yapan Rusya Dışişleri Bakanlığı, Barışçıl Kürt nüfusuna karşı radikallerin saldırılarını kararlı bir şekilde kınıyoruz dedi.
Açıklamada, Suriye makamları ve özellikle Kürt Yüksek Konseyi dahil tüm muhalefet gruplarından Suriye üzerine 2. Cenevre Konferansı sırasında El Kaide bağlantılı tüm terörist ve aşırı organizasyonları Suriye topraklarından elimine etmeyi veya kovmayı hedefleyen ortak bir angajman elde etmeyi bekliyoruz denildi.