KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı sürecin 15 Şubat'la birlikte son derece tehlikeli, kritik ve bitme noktasında olduğunu ifade etti.
KCK açıklamasında AK Parti iktidarının son günlerde PKK Lideri Abdullah Öcalan ve hareketlerine atfen doğrudan ve dolaylı yaptığı açıklamalarla kendine göre kamuoyu yaratmaya çalıştığını belirtti.
Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) yer alan KCK açıklaması şöyle:
'Resmi müzakereye başlayacak mı?'
Kendine yakın basın ve medya organları üzerinden algı yaratmaya ve yönetme politikasını ısrarla sürdürmektedir. AKP'ye yakın birçok köşe yazarı, basın ve medya Kürt Halk Önderi Reber APO'nun açıklama yapacağı beklentisi içinde olduğunu iddia etmektedir. Erdoğan bir adım daha ileri gidip üstenci bir üslupla 'bugünlerde bir açıklama bekliyoruz. Ama önemli olan açıklama değildir. Bakalım bu defa silah bırakacaklar mı vs.' demektedir.
Buna karşılık biz de diyoruz ki, önemli olan süreç iyi gidiyor demagojisini yapmak değildir. Bakalım bu defa AKP iktidarı hiç vakit geçirmeden hemen yarın resmi müzakereye başlayacak mı? İzleme heyeti kurulacak mı ve bu heyet hiç vakit geçirmeden Önder APO'yla görüşecek mi? AKP'nin Kürt sorununun çözümüne ilişkin varsa bir politikası bunu açıkça ortaya koyup somut adım atacak mı? En önemlisi de Reber APO'nun hareketimizle ve hareketimizin de kamuoyuyla paylaştığı müzakere taslağı karşısında bir adım atabilmiş midir?
Oyalama politikasından vazgeçmelidir. Niçin halen müzakereye oturmadığını kamuoyuna açıklamalıdır. Zihniyetinde hiçbir değişiklik ve pratik uygulamada hiçbir adım atmayan, müzakereye dahi oturmayan AKP, Kürt halk Önderinden ve hareketimizden hangi yüzle ve hangi politik ahlakla açıklama yapmamızı bekleyebilir.
'Yeni kararlar aşamasındayız'
15 Şubat'a kadar başlaması gereken müzakerede hayli yol alınmalıyken, AKP henüz müzakereye bile gelmiş değildir. Oysa 15 Şubat tarihi bizim için çok önemliydi. AKP'nin bu tutarsız ve müzakereye gelemeyen politikaları nedeniyle süreci ve AKP'nin yaklaşımlarını ciddi biçimde sorgulama hakkımız doğmuştur. Şimdi hareket olarak böyle ciddi ve kritik bir sorgulama ve yeni kararlar alma aşamasındayız.
Hareketimizin tüm bileşenleri olarak yaptığımız kapsamlı tartışmalar sonucunda önderliğimizin iletmiş olduğu müzakere taslağını desteklediğimizi ve arkasında olduğumuzu kamuoyuna açık ve net biçimde deklere etmiştik. Aynı açıklamada müzakere taslağı kadar müzakerenin gerçekleşeceği takvimi ne kadar önemsediğimizi de aynı açıklıkla ortaya koymuştuk. Ne var ki, Önderliğimizin ve hareketimizin net ve kararlı duruşu karşısında AKP yine zamana oynayan, oyalama politikalarını sürdürmüş ve bunda ısrar etmiştir.
Pratik, gözle görülür somut adımlar
Pratik, gözle görülür somut adımlar atmak ve demokratik yasalar çıkarmak yerine, iç güvenlik paketi adı altında faşist yasalar çıkarmaya çalışmaktadır. AKP, istediği kadar demokratikleşme, süreç ve müzakere desin; Bunların hepsinin laf ve demagojiden ibaret olduğu çıkarmaya çalıştığı iç güvenlik yasasından da rahatlıkla görülmektedir. Demokrasi, çözüm ve müzakereye bu kadar kapalı olan bir zihniyetin Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü konusunda hiçbir adım atmayacağı ortaya çıkmıştır.
AKP'nin artık demagoji, sahte algı yaratma, zamana oynama ve oyalama politikalarını terk etmesi gerekmektedir. Önder APO'yla yaptığı diyalogun ciddiyet ve samimiyeti hemen yarın derhal müzakerenin başlaması, izleme heyetinin oluşması, izleme heyetinin Önder APO'yla görüşmesi ve bu temelde biran evvel somut adımların atılmasıyla ortaya çıkacaktır. Yoksa bizim için sürecin 15 Şubat'la birlikte son derece tehlikeli, kritik ve bitme noktasında olduğunu belirtmek durumundayız.