EMRAH KANDEMİR yazıyor...
Bugün sıradan bir kişiye 'Dünyanın en önemli sorunu nedir?' diye sorsanız, tartışmasız 'gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluk' olduğunu söyler. Açıkça dünya üzerindeki milli gelir artışı hakça paylaşılmıyor algısı oldukça yaygın. Ülkemiz için de aynı yargının geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye'nin de üyesi olduğu OECD ülkelerinde son 20 yılda gelir eşitsizliği artışını sorgulayan bir rapor yayınlandı. Söz konusu rapor kapsamında, 30'a yakın OECD ülkesinde (2008 yılının sonlarında) bir anket çalışması yapılmıştır. Ankete katılanların %80'den fazlası gelir eşitsizliğinin arttığı görüşünü dile getirmiştir.
Söz konusu raporda 1970'li yılların ortasından beri gelir eşitsizliğindeki artışın devam ettiğine vurgu yapılmıştır. Fakat eşitsizlikteki artışın kamuoyundaki algılayış kadar fazla olmadığı tespit edilmiştir.
Gelişmiş ülkelerde hükümetler eşitsizliği azaltmak için daha fazla vergi alıp sosyal harcamaları artırıcı politikalar uygulamaya çalışmaktalar. Devlet harcamalarını yeniden dağıtıcı politikalar 1980'li yılların ortasından 1990'ların ortasına kadarki on yılda yoksulluk artışını bir ölçüde frenledi ama daha sonraki on yılda, fakirlere yönelik sosyal yardımlar azaldığı için, yoksulluğun daha da artmış olduğu tespit edilmiştir.
Raporda, inceleme kapsamındaki 30 OECD ülkesinde, son 20 yılda, az eğitimli kişilerin istihdam oranları düşmüş ve buna paralel olarak hane halkı işsizliği yüksek kalmıştır. İşsizlik yoksulluk artışının temel belirleyeni olmuştur.
Yoksullaşma düzeyini aile olayları (örneğin boşanma, çocuk doğumu, vs.) ve transfer gelirlerindeki değişmeler de etkilemektedir.
Sermaye gelirleri ile serbest meslek gelirleri çok eşitsiz dağılmaktadır. Son on yılda bu eşitsizlik daha da artmıştır. Bu trendler gelir eşitsizliğindeki artışın başlıca nedenlerinden biridir.
Tüketim vergilerinin ağırlığı ölçüsünde gelir eşitsizliği artıran bir başka nedendir.
Gelir dağılımında mutlak eşitliğin sağlanması da doğru bir hedef değildir. Çünkü, bir toplumda gelişmenin, yeni buluşların, zenginleşmenin ve daha fazla üretebilme hedefinin olabilmesi için daha sıkı çalışan veya diğerlerinden daha yetenekli olan insanların daha fazla gelir elde edebilme olanağı olmalıdır. Önemli olan sonuçların (gelirin) eşitliği değil, fırsatların eşitliğidir.
Gelir dağılımında eşitsizliği azaltıcı politika önerileri şunlardır: vergi ve harcama politikaları yerine; eşitsizliği azaltmanın tek sürdürülebilir yolu, emek ve sermaye gelirleri arasındaki farkın açılmasını durdurmaktır.
Hükümetler işsizlik, maluliyet aylığı ve erken emeklilik yardımlarını artırarak eşitsizlikleri geçici azaltabilir. Oysa insanlara iş bulma, onları işte tutma ve iyi kariyer fırsatları sunma alternatifleri daha doğru ve sürdürülebilir politika tercihleridir.
İnsanların daha kolay iş bulmalarına imkan verecek eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerine ağırlık verilmesi gelir eşitsizliğini azaltma yolunda diğer güçlü enstrümanlar olabilir.
Raporun ana politika mesajı; doğru hükümet politikaları gelir dağılımında eşitsizliği iyileştirme noktasında katkı yapabileceğini ve kendimizi çaresiz hissetmemiz gerektiğini vurgulamaktır.