ADANA - El Kaide ile bağlantılı El Nusra çetecilerinin Rojava'daki sivil halka karşı giriştiği katliamın ardından saldırılar halen devam ederken, çeteciler ise İslam dinini kendi çıkarları yönünde kullanarak Kürtlerin katledilmesini "helal" kılıyor.
Camilerde yapılan "Kürtlerin malları kadınları helaldir" şeklindeki çağrılarla Kürt halkına yönelik katliamlara meşruluk kazandırılmak isteniyor. Rojava'da yaşanan katliam ve kadınlara yönelik yaklaşımları değerlendiren, yıllardır bölgede ve metropollerde ciddi baskılara rağmen siyaset yapan Kürt kadınları, Rojava'da kadınlara dönük saldırıları değerlendirdi. Kadınlar, Kürtlere ve kadınlara yönelik her türlü baskı ve zulmün karşısında olacaklarını kaydetti. 'Bu fetva karşısında tepkisiz kalmamamız gerekiyor'
Rojava'daki halk devriminin bütün Kürtlerin devrimi olduğunu söyleyen Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Derneği (TUHADER) Şube Başkanı Saniye Seçkin, Rojava'nın stratejik bir konuma sahip olduğuna ve Rojava'dan buraya göç eden kadınların fuhuş bataklığına sürüklenmek istendiğine dikkat çekti. Seçkin, "Rojava'dan El Nusra ve ÖSO çetecilerinden kaçan Kürtleri, Türkiye metropollerinde fuhuşa zorluyorlar.
El Nusra çetecileri, 'Kürtlerin katli vaciptir' fetvası verdi. Özellikle biz kadınların bu duruma sessiz kalmaması lazım. Yeterince Rojava'ya destek olamadık. El Kaide çetecilerine silah, mühimmat, sağlık ve yiyecek gereksinimlerini Türkiye karşılıyor. Bunu herkes çok iyi biliyor. Çocukların kaçırılması, tecavüz edilmesi, öldürülmesi. El Nusra çetecileri ve ÖSO ile birlikte yapıyor. Rojava'daki devrim öncelikle kadın devrimidir. Başta kadınlar olmak üzere kendine insanım diyen herkesi, Rojava devrimini sahiplenmeye çağırıyorum. Bu fetva karşısında tepkisiz kalmamamız gerekiyor" dedi.'Öcalan'ın ortaya koyduğu süreç engelleniyor'
Yaşanan çatışma ve savaşlarda en çok kadın ve çocukların etkilendiğini ifade eden Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kadın Meclisi üyesi Suzan Kılıç, Rojava'da yaşanan katliamda kadınların ve çocukların katledilmesine değindi. Rojava'da yaşanan devrim ardından Türkiye'nin desteğiyle El Nusra çetelerinin Kürt yurttaşlara saldırdığını ifade eden Kılıç, "Rovaja devrimi, Kürt özgürlük hareketinin yaratımıdır.
Bugün çetelerin saldırılarının ve bütün sistemlerin buna karşı çıkmasının da tek bir sebebi var. Rojava devrimini, ezilen tüm halkların model almasından korktukları için bu şekilde Rojava'da yaşayan halka katliam yapıyorlar. Çünkü orada gerçekleşen devrim kansız bir devrimdir. Ve orada yaşayan halk etnik, dili ve kimlikleri gözetmeden herkesin eşit şekilde kendisini ifade ettiği bir çatı altında, ortak yaşamını inşa ettikleri için ve Sayın Abdullah Öcalan'ın projesini esas aldıkları için bu şekilde pervasızca saldırıyorlar.
Oysa ki; oradaki halklar hep oradaydılar, kendi topraklarındaydılar. Hiç kimsenin kimliğine, diline saldırmadılar. Ve orada yaşayan halkların kimlikleri bile yoktu. Eğer bir gün orada Halepçe gibi bir katliam yapılsaydı, böyle bir halkın varlığı bile kabul görülmüyordu.
Çünkü kimlikleri bile yoktu. Bilindiği gibi Lozan Antlaşması'yla Kürtler dört parçaya böldüler. Bugün katliamların gayesi dört parçada bulunan Kürtlerin birleşmesini önlemektir. Yine Sayın Öcalan'ın ortaya koyduğu demokratik kurtuluş inşa sürecini engellemektir" dedi.
'Rojava devrimi bir kadın devrimidir'
Erkek egemen toplumlarda kadınların ve çocukların her zaman baskıya, sömürüye, zulme ve bedenleri üzerinde bir takım çirkin politikalara maruz kaldığını ifade eden Kılıç, az gelişmiş ve özellikle Ortadoğu halklarında kadınlara yönelik cinsiyetçi yaklaşımların daha fazla uygulandığını ve kadınların ikinci sınıf insan olarak görüldüğünü vurguladı.
Kılıç, "Böyle bir coğrafyada Kürt özgürlük mücadelesinin kadınları özgürleştirme mücadelesinde büyük rol oynaması ve Kürdistan'ın bütün parçalarında olduğu gibi Rojava'da da Kürt kadının özgürlük mücadelesinde yerini alması ve rolünü oynaması aynı zamanda Rojava devriminin bir kadın devrimi olduğunu gösteriyor.
Bir toplum yok edilmek isteniyorsa, öncelikle kadını yok etmek gerektiğini bildikleri için çeteciler, Rojava'daki kadınlara saldırıyor ve bunu din kisvesi altında yapıyor. Rojava'da El Nusra ve El Kaide çetelerinin Kürt kadını üzerinde fetva vermeleri, o çetelerin mücadele içerisinde Kürt kadınlarının verdiği mücadelelerinden korktuklarının sonucudur.
Ama biz şunu söylüyoruz; Kürt kadınları olarak hem Kürt halkının özgürleşme mücadelesini hem de kadın devrimini ve kadının yaşam içerisinde özgürlükçü, eşitlikçi bir mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade etmek istiyorum.
29 Ağustos günü Adana'daki kadınlar olarak Rojava'daki kadın yoldaşlarımızı selamlamak ve onlarla birlikte olduğumuzu ifade etmek için Hürriyet Mahallesi'nden BDP Barbaros Mahalle Temsilciliği'ne yürüyeceğiz. Yürüyüşümüze barıştan, özgürlükten ve eşitlikten yana olan herkesi davet ediyoruz. Adana'da yaşayan bütün kadınlara çağrımızdır" diye konuştu. DİHA