AKP hükümeti hızla kendini merkezleştirerek parçaladığı, farklılıkları ayrıştırıp kutuplaştırmakla yetinmediği gibi ulusal bütünlükler içinde de derin parçalanmışlıkları ortaya çıkardığı ve tüm bunların kapitalist modern ite çağının temel bir özelliğini ortaya koymuştur. Kendine benzetme, homojenleştirme, kendinden olmayana tahammül etmeme ve her yönden bir tekçiliğin dayatılması, kurumsal faşist yapılanmalarla özdeşleşen yöntemleri devreye sokmuştur.
En fazla tutuklanmanın, en fazla kandırmanın en fazla yalanın, en fazla tecavüzün, en fazla dolandırıcılığın ve tüm negatif edimlerin en fazla yaşandığı, toplumun en fazla istismar edildiği bir hükümet olan AKP hükümetinin tüm uygulamaları çözümü geliştirecek iradesinin olmadığının kanıtlamaktadır.
AKP hükümetinin attığı adımlar bir arada huzur içinde yaşama olanaklarını kurutmaktadır. Toplumların farklılıklarını karşıtlığa ve hatta düşmanlığa dönüştürmektedir. Ayrıştırmakla parçalaştırmaktadır.
Büyük bir medya desteğiyle sürdürülen siyasi ve askeri soykırım operasyonları ile özgürlük mücadelesi veren Kürt'leri bitirmek istemektedir.
Türkiye'de işsizlik, yoksulluk, sağlık. Eğitim, kültür ve spor alanlarında yaşanan darboğaz her geçen gün arta dursun AKP hükümeti savaşa su gibi para akıtıyor. Siyasetçiler, akademisyenler, yazarlar avukatlar, elleri kelepçelenerek birer birer alınıyor. En sonunda bunları yayıp topluma ulaştıracak olan özgür basın mensuplarına tutuklanmaktadır.
Başbakan yardımcısı Beşir Atalay askeri, siyasi ve yasal sürecin bütünlüklü b ir planlamaya tabi tutulduğunu ve yürütüldüğünü söyledi. Atalay KCK adı altında binlerce sivil insanın tutuklandığını ve bunların hükümetin talimatı doğrultusunda yapıldığını açıkça ifade etti.
Türkiye Kürtleri hedef alarak içeri tıkan her operasyondan sonra hükümetin kurmayları ortaya çıkıp yalandan bir mutluk rüzgârı estiriyor. Başbakan yardımcısı Bülent Arınç ortaya çıkıp Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün zaman zaman yaptığı gibi iyi şeylerden bahsetti.
Bülent Arınç geçen günlerde meclis kürsüsünde hükümet adına yaptığı konuşmada ''kim olursa olsun bu topraklar üzerinde o kimliğe saygı duyacağız. O kimliğin bütün kültürel haklarını anayasal haklarını vereceğiz''.Bu güne kadar düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda tek bir yasal iğleşme yapmayan hükümet, bugün hak vermekten söz ediyor. Daha öncede Arınç defalarca anayasal düzenlemelerden bahsetmiştir. Bir iktidar tarafından böyle demeçler ve yaptırımlar 12 Martlarda 12 Eylüllerde 28 Şubatlarda da yapılıyordu.
AKP'nin ileri demokrasi anayasası dediği elbise bol geldi. İçinde oynama yapmaya başladık diyen Kenan Evren'in demokrasisine bile rahmet okutmaya başladı. Kürt açılımı bahanesiyle yüzlerce aydınla, örgütle görüşeler yapıldı. Bu güne kadar önerilen bir tek önerinin hayata geçirildiği görülmedi. Ne kadar iğrenç değil mi?
Madem Kürtlerin kimlik hakları var ve vereceksiniz neden binlerce insanı ailesinden, işinden koparıp hapislere tıkıyorsun? Bunca ödenen bedeller yetmedi mi? Eğer söylediklerinizden ciddiyseniz bu kadar insanın öldürülmesine ve tutuklanmasına gerek yok ki. Bir yandan dışarıda insan bırakmayacaksın diğer yandan da gencecik insanları aile geçimini sağlayan insanları öldüreceksin bir yandan da haklarını vereceğiz diyorsunuz.
Bunun da yalan olmadığını nasıl güveneceğiz. AKP gerçek anlamda sözünün gereğini yerine getirdi de bunu da yapacağına güveneceğiz. Bu yalan nereye kadar yalanınız batsın.
AKP'nin değirmenine su taşıyan gazeteler ve kalemşorlar toplumu buna inandırmak için çaba sarf ediyor.
Yıllardır AKP'nin bütün kirli yüzünü saklamak için Türkiye toplumunun sizinle birlikte kandırmaya çalışan cemaatin ve basının çabaları artık boşuna. Türk basının ve siyasetinin bu ırkçı ve derine işlemiş şiddet kültürü çözümün ve barışın önünde en büyük engeli oluşturuyor.
AKP yönetimde olduğu süre içerisinde bütün başarısızlıklarını Kürtlerden almaya çalışıyor. Zannetmesinler ki Kürtler bunun farkında değil. Kürtleri artık kandıramayacaksınız.
Kürtleri artık özne olarak değil nesne olarak alıp politikalarını sürdüremeyeceksiniz.
