SON DAKİKA

BDP'nin yerel seçim beyannamesi

Kürtlerin 2009'daki yerel seçimlerde elde ettiği tarihi başarı ardından BDP 30 Mart'taki seçim çalışmalarına da iddialı başladı. 23 Ocak, 2014 16:59 Güncelleme: 23 Ocak, 2014 16:59 BDP'nin yerel seçim beyannamesi

BDP'nin seçim beyannamesinde çözüm olarak demokratik özerklik sunulurken, "Demokratik özerklikte Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın Kürdistan olarak kabulü önemlidir. Demokratik özerklik kabul edilirse ulus devlet ile uzlaşma zemini ve temeli doğar. Demokratik özerklik, hakim ulus devlet ile ortak çatı altında yaşamanın asgari koşuludur" denildi

"Öz yönetimlerle özgür kimliğe" sloganıyla yerel seçimlere hazırlanan BDP, seçim beyannamesini hazırladı. 48 sayfadan oluşan beyannamede Kürt sorununun demokratik çözümü için demokratik özerklik projesi öngörülürken, belediyelerde "özgür belediyecilik anlayışı"nın tüm kademelerde hayata geçirileceğine yer verildi. BDP'nin geldiği siyasi geleneğin, 1999 yılında "Kentlerimizi de, kendimizi de biz yöneteceğiz!" şiarıyla 37 seçim bölgesinde, 2004 yılında 57, 2009 yılında ise 98 belediye ile yerel yönetimlerde etkin bir güç haline geldiğine dikkat çekilen beyannamede, yerelde yönetimlerde öncelikli olarak zihniyet değişikliklerine imza atıldığı ifade edildi. Beyannamede, 14 Nisan 2009 yılında Kürt siyasetçilerine, belediye başkanlarına yönelik başlatılan "siyasi soykırım" operasyonlarıyla binlerce DTP yöneticisi, üyesi, aktivisti ve muhalif kesimler gözaltına alınarak tutuklandığına buna rağmen 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde Kürt halkının parlamentoda daha güçlü bir grup oluşturduğunu belirtildi.

EKOLOJİK DEMOKRATİK YEREL YÖNETİM

Yerel yönetimlerdeki geçmişle "Demokratik Özerklik" ile toplumun daha fazla özgürleşebileceğinin ortaya çıktığına yer verilen beyannamede, "15 yıllık yerel yönetim birikimimizle dün olduğu gibi, yarın da söz yetki ve kararın kent meclislerinden mahalle meclislerine kadar uygulanarak, katılımcı demokrasinin yaşam bulduğu, eş başkanlık modelinin uygulanacağı Ekolojik Demokratik Yerel Yönetim anlayışımıza kesintisiz olarak devam edeceğiz" denildi. Beyannamede, "Demokratik konfederal sistemde, demokratik özerk yapılarla, toplumun adaletli, özgür ve 21. yüzyılda insanlığa dayatılan kimliksizleştirme ve onursuzlaştırma rejimine karşı demokratik modernite ve demokratik toplum bir ahlaki duruştur" denilerek, yerel yönetimlerinin demokratik modernite sisteminin gelişiminde halkların çıkarlarını ve kararlarını esas alan bir perspektifle büyütüleceği kaydedildi.

KOMÜNAL DEMOKRASİ

Beyannamede, Kürt sorununun binlerce yıla dayanan köklerinin bulunduğuna dikkat çekilirken, esas çözümün ulus devlet anlayışına karşı demokratik ulusu inşa etmek olduğunun altı çizildi. Halkların çözümünün demokratik konfederalizm olduğunun yer verildiği beyannamede, demokratik konfederalizmin esas olarak üç temel ayak üzerinde inşa edildiğine ve bunların kadın özgürlüğü, toplumsal ekoloji ve komünal demokrasi olduğuna yer verildi. Demokratik konfederalizmin inşa edilmesinde yerel yönetimlerin önemli bir yere sahip olduğunun belirtildiği beyannamede, demokratik toplum inşasının da demokratik özerklikle olacağı vurgusu yapıldı. Demokratik özerkliğin tüm toplumsal farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü ve yaşatıldığı bir sistem olduğu belirtilirken, bu toplumsal zenginliklerin özgünlüklerini koruyarak, kendi özyönetim organlarını oluşturmasının ve kendi kendisini yönetmesinin vazgeçilmez bir genel kabul olduğu ifade edildi.

DEMOKRATİK ÖZERKLİK, ASGARİ KOŞULDUR

Bölgesel sorunların çözümünün özgür ve eşit yurttaşlıktan geçtiği ifade edildiği beyannamede şunlar aktarıldı: "Başta Kürt halkı olmak üzere Mezopotamya'nın bütün kültürel zenginlikleri ifadesini demokratik özerklikte bulur. Demokratik özerklikte Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın Kürdistan olarak kabulü önemlidir. Demokratik özerklik kabul edilirse ulus devlet ile uzlaşma zemini ve temeli doğar. Demokratik özerklik, hakim ulus devlet ile ortak çatı altında yaşamanın asgari koşuludur. Demokratik özerklikle Kürtlerin varlığının tanındığı demokratik bir statü olan Demokratik Özerk Kürdistan, siyasal idari yapılanma olarak somutlaşacaktır. Kürtler iç güvenliklerinden spora kadar tüm yaşam alanlarında devlete ihtiyaç duymadan ve devlet dışında kendi toplumsal özgürlüklerini geliştireceklerdir. Siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel örgütlenmelerini gerçekleştirip kendi iç güvenliklerini güvenceye alacaklardır. Özellikle bunun için devletin bunları kabul etmesi de beklenmeyecektir."

YEREL YÖNETİM MODELİ

Beyannamede "Yerel yönetim modelimiz" başlığı altında BDP'nin yerel yönetimlerde hayata geçirdiği alternatif modelin tüm boyutlarıyla işlenirken, yerel yönetimlerin şiarının "Özgür belediyecilik ve özgür komün hareketidir" deniliyor. Yerel yönetimlerin kimlik ve toplumun öz yönetim biçimi olduğunun belirtildiği beyannamede, "Parti olarak bizim yerel yönetim ve özgür belediyecilik anlayışımızda belediye, sorunların kaynağını teşkil eden merkeziyetçi sistemlerin değil, doğrudan katılımı esas alan, şeffaf, hesap verebilir yol ve yöntemlerin öğrenildiği, halkın öz örgütlülük ve yönetim alanları olacaktır. Bu biçimiyle mevcut sistem belediyeciliğini aşan halk belediyeciliğini esas alacak, merkezi yapıların denetimleri için ihtiyaç duydukları baskı, hile, aldatma, sömürü ve rant alanları olmaktan çıkarılacaktır. Çağımız, devletli uygarlık ile devletsiz toplum arasında geçen bir mücadeleye sahne olmaktadır. Demokratik uygarlık bu tarihi geçiş sürecinin yönetim ve yaşam biçimi olup sivil, demokratik toplumu esas almaktadır. Bu çağın demokratik ekseni, insan haklarına, toplumsal zemin ile kadının özgür kimliğine dayandırılacaktır. Buna bağlı olarak gelişecek yerel yönetim anlayışımız özgür yurttaşların belirleyiciliğine açık hale getirilmesi için yeniden yapılandırılmasını esas alınacaktır. Yerel yönetim şiarımız: Özgür belediyecilik ve özgür komün hareketidir" denildi.

Beyannamede, tarihi ve toplumsal zenginliklerin açığa çıkarıldığı ve günümüze kazandırılmasını sağlayacak bir yönetim modeli ve sisteminin hedeflendiği kaydedilirken, klasik belediyecilik yerine, halkın yönetim ve karar süreçlerine aktif katıldığı yerel demokrasinin hedeflendiği aktarıldı.

EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ

Yerel yönetimlerde ilk defa BDP tarafından uygulanacak olan ve dünyada bir ilk olacak olan eş başkanlık sisteminde genişçe yer verildiği beyannamede eş başkanlık sistemine ilişkin, şunlara yer verildi: "Siyasi partide kadın komisyonları ile başladığımız örgütlenmeye, kadın kolları, kadın dernekleri, kadın platformları ile devam ettik. Öncelikli ilkemiz kadınların kendi kararlarını kendilerinin almasıydı. Kadınların teorik ve pratik tüm sorunlarını sadece kendisinin tartıştığı ve çözüm kararlarını sadece kendisinin verdiği bu ilkemiz özgün ve özerk örgütlenmemizin başarı kaynağıdır. Özgün ve özerk örgütlenmemizi en küçük yerleşim birimlerinden başlayarak mahalle, mezra, köy, ilçe ve kent düzeyinde kadın meclisleri kurarak yapılandırdık. Temsiliyet kadına yönelik ayrımcılığın doğrudan görüldüğü alandır. Türkiye'de hem genel hem de yerel siyasette kadın temsiliyeti yok denecek kadar azdır. Türkiye genelinde, 2 bin 948 belediye başkanından sadece 26'sı kadın ve sadece 2'si il belediye başkanıdır. Türkiye genelinde 26 kadın belediye başkanının 15'i BDP kadın belediye başkanıdır. Cinsiyet eşitliği mücadelesinin önemli araçlarından biri olan yüzde 40 cinsiyet kotasını tüm politik yapılanmalarda tüzüğe koyarak hayata geçirdik. Kota uygulamasını yönetim mekanizmalarında eşit temsiliyet düzeyine taşıdık ve kadın temsiliyetini eşitlik ilkesi seviyesine yükselttik. Eşbaşkanlık sistemi ile kadının siyasete eşit düzeyde temsilini ve politik dönüştürücü gücünü yakaladık. Eril siyasete yaptığımız bu müdahale ile görünmez kılınan kadın siyasetin öznesi, hakikati ve gerçeği olmuştur. Bu mücadelemiz ile Türkiye'nin geleneksel devletli-iktidarlı eril siyasetinde önemli bir gedik açtık ve eşbaşkanlık tüm partilerde hayata geçirilmek üzere temel bir kadın hakkı olarak kazanıldı. Eş başkanlık sisteminin sadece siyasi partilerde değil yerel yönetimlerde uygulanmasını yeni bir mücadele alanı olarak öngörüyoruz."

Yerel yönetimlerde temel şiar olarak kabul edilen ve halkın doğrudan katılımına dayanan "Komün hareketi"nin, "Gerçek demokrasi okulu" olduğunu belirtildiği beyannamede "Komünler demokratik ve gönüllü katılıma dayanır. Komünler topluma verdiği hizmet ve vaatleri yerine getirdiği kadar değer ve ilgi göreceklerdir. Komünlerimiz, ortak yaşamın her alanına dönük ortak örgütlenmeleri kapsamaktadır. Komünler, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğu, genci ve yaşlısıyla birbirine saygı ve duyarlılık içinde, deneyim paylaşımına dayanan örgütlenme yerleridir. Bir komün yaşadığı doğayı ve toplumu ilgilendiren konuları ve sorunları tartışır, karar altına alır, planlar ve projeler üretir. Bizzat hayata geçirir. Eğitim, yargı, güvenlik, üretim, altyapı ve sağlık hizmetleri gibi kendi gücü ve kapasitesinin el verdiği bütün işlerini kendisi yapar. Üretir ve yönetir. Belediyelerimiz, komünlere her türlü destek ve katkıyı sunacaklardır" denildi.

Beyannamede, kadın özgürlüğüne ilişkin değerlendirmelere yer verilerek, kadının özgürlüğünün toplumun özgürlüğü olduğu ve yerel yönetimlerde kadın özgürlükçü yerel yönetim perspektifinin tüm dünyanın tanıklığında her türlü bedelle yıllardır devam ettirildiğine dikkat çekildi. Tüm eşitsizliklerin ve anti-demokratik sistemlerin kaynağındaki çelişkinin kadın-erkek çelişkisi olduğunun altı çizilen beyannamede, bu çelişkiyi kadın özgürlüğü lehine değiştirmeden, toplumların ve doğanın özgürleşmesi mümkün olmayacağından hareketle içinde bulunulan yüzyılın kadının özgürlük yüzyılı olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

DEMOKRATİK MODERNİTE

Yerel hizmetlerde kadınların ihtiyaç, talep ve isteklerinin daha üst düzeyde açığa çıkarılması, kadınların yerel yönetim hizmetlerine kendi özgün kimliklerini yansıtmalarının sağlanması için önümüzdeki dönemden itibaren Toplumsal Cinsiyet Etki Değerlendirme Raporu yönteminin hayata geçirileceği aktarıldı. Rapora ilişkin olarak ise "Yerel yönetimlerimiz tüm plan, proje ve faaliyetleri için Toplumsal Cinsiyet Etki Değerlendirme Raporu (TCEDR) almak zorunda olacaktır. TCEDR, uygulanması öngörülen hizmetin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından etkisini inceleyerek, çalışmanın kadınlar lehine olup olmayacağına karar verecek. TCEDR, kentte yaşayan tüm kadınların temsil edileceği kadın kurullarının oluşturacağı kurullar tarafından verilecektir. Kadınların kent hakkı, kent mekânını kullanmak ve kenti oluşturmak ya da değiştirmek hakkını içerir" ifadelerine yer verildi.

BDP'nin seçim beyannamesinde belediyecilik anlayışında toplumun dinamik ve motor gücü olan gençliğin yaşadığı sorunları çözüme kavuşturma noktasında da önemli projelerin hayata geçirileceğine yer verildi. Gençliğin devletçi ve iktidarcı zihniyet kalıplarından kendini en rahat kurtaracak kesimlerin başında geldiğine dikkat çekilen beyannamede "Demokratik Modernite" sistemini inşa etmede, demokratik ulus anlayışını geliştirmede ve demokratik özerklik modelini yaşamsallaştırmada kadınla birlikte gençliğin de öncülük misyonuna sahip olduğu ifade edildi.

GENÇLİK MECLİSLERİ

Mevcut sistemin Kürt gençliği özelinde gençliğin potansiyel gücünü çeşitli projelerle dejenere etmeye çalıştığına dikkat çekilen beyannamede şunlara yer verildi: "Bu zihniyetin değiştirilmesi için yerel yönetimlerimiz aktif rol alacaktır. Toplumsal değişimi sağlamada ve demokratik özgür yerel yönetimler anlayışını geliştirmede gençliğin yaratıcı ve dinamik gücü öncü rol oynayacaktır. Bu yönüyle gençlik, demokratik çözümün de öncüsüdür. Yerel yönetimlerimiz, demokratik değerlere, temel hak ve özgürlüklere, tüm kimlik ve kültürel haklara saygılı bir yaklaşım içerisinde gençlik ile her alanda ortaklaşacaktır. Gençlerin sorunlarının çözümü, Gençlik Meclisleri ile birlikte yerellerde çözülecektir. Gençliğin özgün ve özerk örgütlenmesi toplumsal kurumsallaşmanın güvencesidir. Gençliğin ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitim sorunlarının çözümüne yönelik olarak Gençlik Meclisleri ile ortak projeler geliştirilecektir. Gençlerin sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklere aktif katılımlarını sağlayacak mekânlar ve projeler üreteceğiz. Yerel yönetimlerimizin bütçeleri içerisinde 'gençlik bütçesi' yer alacak, bütçenin planlamasında kentte yapılacak gençlik ihtiyaç analizleri dikkate alınarak Gençlik Meclisleri ile ortaklaştırılacaktır. Demokratik özerk yerel yönetimlerimiz işsizliği önleyici mesleki eğitim projelerini hayata geçirecektir. Madde kullanımının önlenmesi amacıyla mahallelerde Gençlik Meclisleri ile ve sivil toplum örgütleriyle ortaklaşa çalışmalar yürütülecektir. Bağımlılık düzeyinde olan madde kullanıcılarına yönelik profesyonel destek sunulacak ve sosyal rehabilitasyon merkezileri kurulacaktır. Üniversite gençliğinin başta barınma sorunları olmak üzere tüm sorunlarının çözümü için yerel yönetimlerimiz aktif rol üstlenecektir."

EKOLOJİK TOPLUM

BDP yerel seçimler öncesi hazırladığı Seçim Beyannamesi, ekolojik yaşam paradigmalarının insanın insan ve insanın doğa üzerindeki tahakkümünü eleştiriye tabi tutarak geliştirildiği belirtildi. "Özgür İnsan, Özgür Toplum, Özgür Doğa!" sloganıyla hareket edinen beyannamede şunlar ifade edildi: "Ekolojik toplum paradigmamızı hem toplumla hem de doğayla ilişkilerimizi yeniden düzenleyerek yaşamsal kılacağız. Mezopotamya'da, Ege'de, Karadeniz'de yapılan HES ve barajlarla halkların farklılıkları su ile eritilerek halklar asimile edilmekte, suyun ticarileştirilmesi ve uluslararası alanda suyun politik araç olarak kullanılması amaçlanmaktadır. Bölgede yapılan ve yapılması planlanan yüzlerce baraj, yarattığı göç dalgaları ile kentsel ve kırsal alanda sosyal sıkıntılar yaratmakta, doğayı ve ekosistemi tahrip etmekte, doğal, tarihi ve kültürel mirası yok etmektedir. Bölgemizin doğal maden yatakları açısından zengin bir bölge olması nedeniyle bölgemizde termik santraller kurularak, işletilmeye başlanmıştır. Hem doğayı tahrip etmekte, hem de çevre kirliliğine neden olmaktadır."

Türkiye sınırlarındaki mayınlı arazilerin temizlenerek orada yaşayan köylülere devredilmesi ve doğal tarımsal alanlara dönüştürülmesi için çalışmaların yapılacağının belirtildiği beyannamede, "Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaşabilmesi için toplumda farkındalık yaratacak çalışmaların arttırılması, sürdürülebilir kentlerin oluşturulmasını destekleyeceğiz. Güneş ve rüzgâr enerjisi potansiyeli yüksek olan bölgelerde yaşamın her alanında güneş ve rüzgâr enerjisi kullanımı yaygınlaştıracağız" denildi.

ORGANİK TARIMSAL FAALİYETLER

Ekolojik Yerel Yönetimlerin, toplumun devlet karşısında direnen özgür kişiliği ve ruhu olduğunun belirtildiği beyannamede, tanımlamaların da devlet ve partileşmelerden ziyade toplumsal alanın öz yönetimi içinde yapılması daha doğru bir yaklaşım olacağı ve belediyenin, yerleşmenin kendisinin aynı zamanda ekoloji ile ilgili bir mekân yani ekosistem olduğu ifade edildi. Kendine yetebilir ve sağlıklı yerleşmeler hedefler ışığında hareket ettikleri belirten beyannamede, "Organik tarımsal faaliyetlerin kooperatifçilik saikıyla gerçekleşmesi için yerel yönetimlerimiz halk meclislerimiz ile ortaklaşa çalışmalar yürütecektir" denildi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM YERİNE, 'YERİNDE DÖNÜŞÜM'

Beyannamede kentleşme sorununa da değinen BDP, 1990'lı yıllarda devletin köy yakma ve boşaltmaları ile yaşanan sosyal felaketin plansız büyüyen kentlerin tüm hizmetlerinin çökmesine neden olduğunu belirterek, "Yerele yetki devri yaptığını iddia eden hükümet, Başbakanlığa bağlı TOKİ gibi kurumlar aracılığıyla 'kentsel dönüşüm' adı altında örgütlü toplumsal dinamikleri dağıtarak, yandaşlarına konut sağlamakta ve yeşil sermayeyi güçlendirmektedir. Kentlerimizin dokusunu tahrip eden ve insanı doğasına yabancılaştıran 'kentsel dönüşüm' yerine, planlama ve uygulama süreçlerini kentin tüm dinamikleriyle birlikte yürüterek 'yerinde dönüşümü' esas alacağız. 80 yıldır kaderine terk edilmiş olan köylerimizin, içme suyu ve yol başta olmak üzere kentsel hizmetlere erişimi için gerekli yatırım ve hizmetleri hızla gerçekleştireceğiz" diye belirtildi.

ÖZGÜR MEYDANLAR OLUŞTURULACAK

Beyannamede, insanlığın beşiği olan yukarı Mezopotamya'nın tüm kentlerinin insanlık mirası olduğu kabulüyle, koruma amaçlı imar planları geliştirilerek bu tarihi mirası kentlerin ekonomik canlanmasını da göz önüne alarak turizme kazandırılacağı ve kentlerin tarihi dokusu ile mimarisinin korunacağı ifade edildi. "Söz yetki karar halka, halk meclislerine" sloganıyla hareket edileceğinin belirtildiği beyannamede, kentlerin nefes almasını sağlayacak ve tarihin tüm zamanlarında zulme ve baskıya karşı mazlumların bir araya gelip güç birliği yaptığı "Özgür Meydanlar" oluşturulacağı aktarıldı. Barınma hakkının her insanın erişmesi gereken en temel haklardan olup bu konuda çözüm üretmek için sosyal konut projeleri hayata geçirilmesine ihtiyaç olduğunun vurgulandığı beyannamede şunlar aktarıldı: "Sosyal konut projesini hayata geçirirken kar amaçlı yaklaşımlardan kaçınmak gerekir. Toplumla beraber, toplumsal ihtiyaçlar esas alınarak projeler geliştirilecektir. Bunun için yerel yönetimlerimiz, uygun arsalar üreterek, yörenin mimari dokusuna uygun projeler yaptırılarak ve harçlardan muaf tutularak kendi evini kendin yap projesini geliştireceğiz. Kendi evini kendin yap kampanyasıyla toplumun katılımını sağlayan projeler yapacağız."

Beyannamede, "Kadim topraklara geri dönüş çağrısı" temelinde yürütülen ve yürütülecek olan çalışmalarda BDP yerel yönetimlerinin etkin rol alacağı belirtildi.

AFET BÜTÇELERİ

Lice Van, Bingöl gibi birçok deprem ve ardından bıraktığı tahribata da değinilen beyannamede, afet olduktan sonra tedbir alan değil, afetten önce önleyici tedbir almayı esas alacaklarını belirtilerek, "Afet planlamasının seçimin ve günü birlik siyasal çıkarların siyasal malzemesi haline gelmesine müsaade etmeyeceğiz. Daha önce yaşanan afetlerden çıkardığımız dersler ışığında, belediyelerimiz yaşanabilecek olası afetlerde koordinasyon rolünü üstleneceklerdir. Yıllık bütçelerinde ve stratejik planlarında afet bütçeleri üst düzeyde tutacaklardır" denildi.

BİTKİ VE HAYVAN TÜRLERİNİN KORUNMASI

"Komün ekonomisi demokratik ulusun temel ekonomik anlayışıdır" sloganıyla yola çıkan BDP, kentte yaşayan yurttaşlarla birlikte toplumsal ekonomik örgütlenmeler gerçekleştirilecek, bu çerçevede başta kooperatif ve komünler olmak üzere ekonomik birliklerin kurulmasını destekleyeceklerini kaydetti. Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi için ekonomik ve sosyal politikaların yaşama geçirilerek, bu konuda girişimci ve birliklerin destekleneceği aktarılan beyannamede, "Bölgede tarımsal politikaların tespiti ve uygulanması için ilgili kurum ve kuruluşların içerisinde yer aldığı tarım platformu kurulacaktır. Tarımsal araziler ve tarihi, kültürel değeri bulunan bölgelerin yapılaşmaya açılmasına izin verilmeyecektir. Bitki ve hayvan türlerini korumak amacıyla doğaya ve çevreye uyumlu ekolojik endüstrinin geliştirilmesi ve uygulanması desteklenecektir" ifadelerine yer verildi.

YENİ EĞİTİM MODELLERİ

Demokratik özerklikte eğitimin, özerk bölgeler eli ile yürütülmesi gerektiğinin belirtildiği beyannamede, "Özgürlükçü demokratik bir toplum yaratma stratejik hedefimizdir. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmamız çerçevesinde eğitim, birey ve topluluğun yaşamda etkinliğini arttırma girişimidir. Belediyeler ve kent meclislerinin ortak kararlarıyla yerellere devredilmiş müfredatları yerelin ihtiyaçları üzerinden belirlenen eğitim modelleri inşa edeceğiz" denildi. Beyannamede, yerel yönetim merkezinden, veli ve öğrenci temsilcilerinden Eğitim Meclisleri kurularak, bu meclislerde halkın eğitim taleplerinin tartışılarak toplumsal dokuya uygun çözümler üretileceği belirtilerek, anadile hizmet veren kreşler açılacağını ve eğitimin her kademesine yönelik öğrenci yurdu açılacağı vurgulandı. Eğitim alanında ayrıca, "Demokratik Siyaset Akademileri"nin, yerel yönetim bünyesinde oluşturulacak ve hakikat arayışları akademilerin şiarı olacağı belirtilen beyannamede, yerel yönetimlerin bünyesinde açılan akademilerde özgün kadın ve gençlik birimleri oluşturulacağının altı çizildi. Beyannamede, "'Hakikat aşktır, aşk özgür yaşamdır' şiarıyla "Yaşamın tüm alanları başta olmak üzere, sokak ve mahalle meclisleri, parklar, eğitim mekânına dönüştürülecek" denildi.

KÜLTÜR, TARİH VE SANAT AKADEMİLERİ

"Başta Kürtler olmak üzere pek çok kadim halkın kültürüne kaynaklık eden Kürdistan coğrafyası, askeri ve ticari amaçlar uğruna yapılan barajlarla yok edilerek belleksizleştirilmek istenmektedir" ifadelerine yer verilen beyannamede şunlar belirtildi: "Kürdistan coğrafyasındaki tüm kültür, dil ve inançlar, Kürdistan'ın temel zenginlik kaynağıdır. Bu kültür, din ve inançların korunması ve geliştirilmesini temel bir politika olarak ele alacağız. Kürdistan coğrafyasındaki tüm maddi, manevi, tarihi ve kültürel miras değerlerinin açığa çıkarılması, korunması ve halkın yaşam alanlarıyla ilişkilendirilmesini sağlayacağız. Yerel yönetimler bünyesinde kültür, tarih ve sanat akademileri, sanat okulları, eğitim evleri, köy kültür evleri, okuma evleri, kütüphaneler kurarak halkın bunlara ulaşmasını geliştireceğiz. Yerel yönetimler bünyesinde yapılan çeşitli kültür ve sanat festivalleri gibi etkinliklerle halkın gelenek- göreneklerinin yaşatılmasını sağlayacağız. Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel zanaatların gelişmesi için teşvik edici politikalar uygulayacağız. Yerel yönetimlerimiz, mahalli kültürel ve sanatsal ihtiyaçlar için bütçe oluşturacaktır."

Kürt dilinin yerel yönetim çalışmalarında, yazışmalarda, halkla ilişkilenmede esas dil olarak kabul edileceği vurgulanan beyannamede, "Ulus-devlet gibi hâkim etnisitenin dil, lehçe ve kültürel tahakkümünü esas alması, demokratik ulus gerçekliğine aykırıdır. Tek seçenek çok dilli-kültürlü-siyasi oluşumlu ulus olabilmektir. Bu çerçevede, yerel yönetim olarak belediyelerde çok dillilik anlayışımız çerçevesinde, her dilde belediyecilik hizmeti esas alınacak ve bu yaklaşım yaygınlaştırılacaktır" denildi.

MEZOPOTAMYA'NIN ZENGİNLİKLERİ

Mezopotamya dünya tarihinde medeniyetlerin, kültürlerin, dillerin ve dinlerin beşiği olarak görüldüğü belirtilen beyannamede, Alevi, Sünni, Ezidi, Asurî-Süryani, Ermeni, Rum, Arap, Mıhellemi gibi farklı inanç ve kültürlerin ancak mensupları tarafından anlamlı bir şekilde tanımlanabileceğine, devlet ve diğer inançlar eliyle tanımlama çabalarının kabul edilemez olduğuna inanıldığı vurgulandı. Beyannamede şöyle devam edildi: "Dilimize yerleşen farklı din, inanç ve kültürlere yönelik ayrımcı ve aşağılayıcı yaklaşımların ayıklanması için ortak bir literatür çalışması başlatılacaktır. Farklı din ve mezheplerin inanç ve ibadet özgürlüğüne saygı duyulacak, eğitim kurumlarının ve ibadethanelerinin varlıklarını sürdürmeleri herhangi bir şekilde engellenmeyecek ve tümüne eşit koşullarda destek verilecektir."

"Toplumsal Sağlık, Sağlıklı Gelecektir" şiarıyla hareket edeceği kaydedilen beyannamede, yerel yönetimlerde bu temel ilkeyi gözetecek, koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması için anadilde hizmet veren sağlık merkezleri açılacağı ve temel ilaçların sağlanması, herkes için eşit, ulaşılabilir, ücretsiz, anadilinde sağlık hizmeti sunulması temel ilke olacağının altı çizildi.

SPOR

Sporu egemenlerin tekelinden ve siyasetin aracı olmaktan çıkarıp, geniş halk yığınlarının uğraşı haline getirilmesi için çalışmalar yürütmeyi amaçladıkları belirtilen beyannemede, yerel yönetimleriyle sporun geliştirilmesine katkı sunacağı kaydedildi. "Kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel sporlar açığa çıkarılarak korunup, geliştirilip yaygınlaştırılacaktır" denilen beyannamede, yaşlı, çocuk ve engellilere ilişkin özel uygulamaların yürürlüğe konulacağı ifade edildi. Yerel yönetimlerin, sosyal adalet ilkesinin gereği olarak, yaşlılara yönelik sağlık ve sosyal hizmetlerin etkili ve dinamik bir uygulama ile sunulması için çalışma yürütüleceğine dikkat çekilen beyannamede, "Yaşlılara sunulacak sağlık hizmetlerinde pediatri psikolojisi alanında uzmanlaşmanın yaygınlaştırılmasına özen gösterilecek, gençlerin de boş vakitlerinde yaşlılarla ilgilenebilmesi için sistemli bir ağ oluşturulacaktır" denildi.

"Eğitim yoluyla ehlileştirilmeyen Kürt çocukları ise, 'suça eğilimli' olmakla damgalanmakta ve cezalandırmaktadır Çocukların bu direnişini sahiplenerek kendi toplumsallıklarını inşa edebilecekleri alanlar oluşturacağız" denilen beyannamede, çocuk işçiliğiyle mücadele etmek amacıyla kentlerdeki sivil toplum örgütleriyle, ailelerle ve çocukların kendileriyle ortak çalışmalar yürütüleceği kaydedildi.

SAĞLIK HİZMETLERİ

Engelliler için "Ayrımcılığın önlenmesi ve fırsat eşitliğine" dayalı toplumsal yaşamın bütün alanlarında engellilerin yardıma ihtiyaç duymadan ulaşabilecekleri, kullanırken zorlanmayacakları standartlarda kentler oluşturmayı hedefleyen BDP yerel seçim beyannamesinde, engellilerin kentin yönetiminde söz, yetki, karar ve uygulama sahibi olmasının sağlanacağı ve sağlık merkezleri vasıtasıyla temel sağlık hizmetlerinin engellilerin de ulaşabileceği tarzda düzenleneceği belirtildi. ANF

 

Yorum Ekle