Mela Mustafa Barzani öyle bir şahsiyet ki kişi onu tanıdığı ölçüde sever dedikten sonra, ailesini tanımanın kendisini daha iyi anlamamızı sağlayacağını söylemiştik, birinci bölümde. Bu düşünce ile ailesinin geliştirdiği Kürdistan Özgürlük Mücadelesine değindik. Bu bölümde ise adım adım Mustafa Barzani gibi tarihi bir liderin doğuşunu göreceğiz.
Önceki yazıda belirttiğimiz Kürt liderliği Şeyh Badulselam Barzani 1907 yılında, tüm bölgelerdeki Kürt liderler ve aydınlarla istişare ederek, ulusal talepleri 5 madde olarak Osmanlıya sunar ve cevap olarak Barzan’ın özerine büyük bir ordu gönderilir. Kürdistan devrimci birlikler yani Barzani’ler 2 ay dayanabildi Osmanlı ordusuna karşı. Geri çekilerek Hekariyan bölgesine sığınırlar. Hekari halkı 1 yıl boyunca her türlü destek ve yardımı sunar, evlerinde barındırırlar.
Hekariyan halkı tarihin başından beri oynadığı rolü tekrar başarıyla sürdürdü. Yaklaşık 4500 yıl önce Mezopotamya’da Huriler vardı ki Kürtlerin ataları olurlar. Huriler’in kurduğu Muşku Şehir Devleti Muş’a, Melidi Şehir Devleti Malatya, Herkari Şehir Devleti de Hekari’ye adını verdi. Bu şekilde 15’i aşkın şehir devleti kuruldu. Şu da bilinmeli ki Kürdistan coğrafyasındaki şehir, aile/aşiret isimlerinin ortalama %65’i o kadim zamanlardan gelir. Hekari ismi orijinal Kürtçe olup bir bölge ismidir aslında. Bu bölgenin merkezi Colemerg şehridir. Kemalist sistemin koyduğu yapay sınırları göz ardı ederek gerçekliğe kavuşabiliriz.
O kültürel ve tarihi gerçeklik şu ki: Hekari bölgesi Wan, Behdinan ve Şirnex’in bazı bölgelerini de içine alır. Bu bölge en çok bağımsız yaşamış Kürdistani coğrafyadır. Düşünün ki İslam Ordusu Musula geldiğinde, Komutan İyaz İbni Ğanem Kürdistan krallarının kralı Hekari mirine bir mektup gönderir. O dönem Kürdistan Sasani ve Bizans’lıların istilaları ile inliyordu ama Hekari dimdik ayaktaydı. Hekari kralı İslam ordusunun görüşme talebini şöyle cevaplar, “Siz de önderlerimiz İbrahim ve Nuh’un yoluna inanıyorsunuz. Bahar mevsiminde Cudi dağında Nuh Peygamberin türbesinde CEMM yapacağız, anlaşmak istiyorsanız oraya gelirsiniz konuşuruz (…)”. Günümüze ulaşan bu mektuplaşmalardaki örnekten de anlaşıldığı gibi Hekari hiç dize gelmemiştir.
***
Evet, sonraki senenin baharında Barzani devrimci birlikleri Hekari halkının desteği ile Osmanlı ordusunu Barzan’da mağlub eder, artık Kürdistan’ın bir bölgesi daha özgürleşmiştir. Musul halkları Osmanlı valisinden çok zulüm görüyordu. Bu yüzden Barzani devrimciler 1913’te Musula askeri sefer düzenler...
Şeyh Abdulselam Barzani İran Kürdistan’ında Kürt siyasi lider Simko Ağa ile görüşür. Orada bir komplo ile esir alınıp Musula getirilir. Lider Simko çok mücadele eder ama onu kurtaramaz. 1914’yılında idam edilir, abisini gizice görmeye gelen Mela Mustafa Barzani henüz 11 yaşında idi. Abisinin idamına tanıklık ettikten sonra Barzan’a geri döner. Çocuk Barzani’nin küçük yaşına rağmen bir vizyon sahibi olduğunu, verdiği yaşından büyük kararından anlıyoruz. Şöyle der o zaman: “Hiçbir zaman düşmana teslim olmayacağım. Asla güvenip sırtımı dönmeyeceğim”. Öyle ki Mela Mustafa Barzani namaz kılarken bile mazlumlar adına kuşandığı özgürlük tüfeğini sırtından indirmezdi. Aslında burada basit ama basitliğinde derinlik olan bir mesaj vardı Kürdistan’lı halklara.
Şeyh Abdulselam Barzani idam edildikten sonra devrim liderliğine Şeyh Ahmed Barzani getirilir.
O dönem Abdulkadir Nehri bütün Kürdistan genelinde saygın, sevilen ve nüfuzu olan bir insandı. Şeyh Ahmed Barzani’yi Kürdistan halklarının liderliğine getirmek ister. Fakat Şeyh Ahmed “Benden daha başarılı olabilecek, daha değerli insalar var, onlardan birini seçin hemen önderliğine biat edeyim der” ve liderlik teklifini geri çevirir.
Bu yüksek bir tevazu, özgüven ve nezaketin rahmani sonucuydu. Saygın İslam âlimi Şeyh Abdulkadir Nehri, Mela Mustafa Barzani’yi 1918-19 yıllarında Şırnak, Amed gibi şehirlere Kürt liderleri ile toplantılar yapmaya gönderir. Bu toplantılarda Kürdistan’ın kaderi ve neler yapılabilirliği üzerine bilgi alışverişi yapılır, kararlar alınır, halkı örgütleme düşüncesi iletilir. O toplantıların birinde de Şeyh Said (r.a) hazretleri vardı.
Şunu da belirtmekte fayda var ki, Osmanlı Devleti Ermeni katliamını gerçekleştirdiği sırada, Ermeni Lider Antranik Paşa Kürt siyasal liderliğine yani Barzan’a bir mektup göndererek “Ermenilerin zor durumda olduğunu, aile ve ileri gelenlerin bölgede sıkıştığını, yardım gerektiğini (…)” yazar. Şeyh Ahmed Barzani seçkin askeri birliklerini Osmanlı ile çarpışıp Ermeniler kurtarmak üzere gönderir. O askeri birliğin içinde henüz 17-18 yaşında olan Mela Mustafa Barzani de vardı. Barzani’ler Osmanlı ordusu ve korucularla çarpışa çarpışa Ermeni gruplarını kurtarır. Bu çatışmada 14 şehit vermişlerdi. Buradan hareketle bir belirleme yapmak istiyorum. Nasıl ki bugün Kürtleri korucular değil de Kürt Özgürlük Hareketleri/Partileri temsil ediyorsa, o dönem içinde aynısı düşünülebilir. Yani o dönemki Kürt korucuların Ermeni komşularımıza saldırması değil, aksine Kürt siyasi ve aydın liderlerimizin onlara karşı yapılan zulme karşı mücadele etmesi, şehid olması bizi temsil eder. Örneklerin en güzeli de Mustafa Barzani’nin bu mazlumlar için çarpışmasıdır.
...
Artık Osmanlı gitmiş yerine Britanya gelmiş Irak ve Kürdistan’ın güneyinde. 1919 yılında Soran bölgesinde Şeyh Mahmud Berzenci Kürdistan Devletini ilan ederek Britanya’yla çarpışır. Barzani devrimcileri aynı gün toplantı yapıp Şeyh Ahmed Barzani’nin son kararı ile derhal Süleymaniyeli Şeyh Mahmud Berzenci’nin Kürdistan liderliğini kabul ve onun komutasında savaşma kararı alır. Bağımsız Kürdistan Devleti kesintili de olsa yaklaşık 10 yıl Britanyaya karşı direnebildi.
Mustafa Barzani de Mahabad Cumhuriyeti kurulduğunda Peşmergelerini alıp Qazi Muhammed’in liderliğini kabul ve Mahabad’ı koruma görevini üstlenir. Bunlar yurtsever duygulardaki samimiyeti ve üstün bir nezaketi gösteren somut örneklerdir.
VE TARİHTE İLK KEZ SAVAŞ UÇAKLARI BRİTANYA TARAFINDAN KÜRTLER ÜZERİNDE DENENDİ
Süleymaniye merkezli Kürdistan Devleti tarihte eşi az görülmüş bir bombardımana sahne oldu. Britanya’nın amacı Kürdistan devletini yıkmaktan öte bölgedeki tek Kürdü bile sağ bırakmamaktı. Adeta Ortadoğu’yu istila etmek isteyen haçlı zihniyeti kendilerine engel olan Selahaddin Eyyubi’in torunlarından öç alıyordu. Kawis Axa adlı sanatçının Şeyh Mahmud Berzenci için seslendirdiği Şêxê Zirav adlı stranı (şarkısı) bu olayları anlatır. Bulup dinlerseniz, o dönemin haykırışını hissedeceksiniz. Bu yüzden bütün parçalardaki Kürt şeyh ve âlimleri Kürdistan için, Barzan ve Soran kardeşlerinin intikamını almak için Britanya’ya karşı cihad ilan ettiler, bu mücadelede ölenlerin şehid olacağı söylendi. Özellikle Kuzey Kürdistan’dan giden savaşçılar mermileri bittiği zaman sadece şehid olmak için silahsız bir şekilde İngiliz ordusuna hücum ederek can veriyordu. Hatta Hekariyan bölgesinden Goyi eşireti mensupları olan savaşçı gruplar İngiliz toplarının dibine gidecek kadar çarpışarak ilerler. Mühimmatı biten birisi de koşa koşa başını topun ağzına sokar. Burada hayret verici bir kararlılık var. Britanya sadece Güney Kürdistan’ı değil Kuzey Kürdistan’a Roboski üzerinden geçerek Kiror ve diğer köyleri bombardımana tabii tutar…
Hakkını teslim etmek lazım Ortadoğu’da Kürtler batı emperyalizmine gerçek anlamda mücadele etmiş bedel ödemiş yegâne millettir. Britanya’nın gönderdiği elçiye Şeyh Ahmed Barzani şu karşılığı verir: “Siz buraya biz komşu halkların arasına nifak tohumu ekmeye, düşmanlaştırmaya ve bu şekilde parçalayıp kanımız emmeye geldiniz… Teslim olmamızı istiyorsunuz. Biz asla teslim olmayacağız. Siz hem dinimizi hem de Kürtlüğümüzü yok etmek istiyorsunuz, bu şartlarda biz teslim olmayı değil sonsuza dek sizinle savaşmayı seçiyoruz (…)”. Aslında bu basit cevap, hele o zaman için çok derinlik isteyen, büyük bir bilgelik ve devrimci duruş gerektiriyor.
Bu süreçte Britanya ve Irak devleti birlik içinde Barzan’ı yok etme planları yaparlar. Onlara göre Barzan biterse Kürtlerin beli de kırılmış olacaktı. Bahsettiğim gibi Barzan liderliği bütün Kürdistan parçaları ile ilişki içindeydi. Kürtlerin saygın, devrimci ve aydın kesimini oluşturuyorlardı. Düşünün ki her taraftan her milletten insanlar Fıkıh, Grammer (Arapça, Kürtçe, Farsça), Geometri, Astroloji, Tarih, Felsefe gibi 12 ayrı ilmi öğrenmek için Barzan’a akıyordu. Devrim liderleri bu eğitimden geçmiş insanlardı. O dönem böyle bir bölge ve liderlik Emperyalist ülkeler için tehlike arz ediyordu. İngilizlerin Irak ile ortak antikürt cephesi her seferinde Barzani devrimcilerine yeniliyordu. Bu sefer İngiltere Asurî liderler ile görüşür, Kürdistan’da Hristyan-Asurî devleti kurulma planı teklif olarak sunulur. Britanya’nın amacı Irak gibi Asurî ve bazı Kürt aşiretlerini yanına çekmek Barzani’leri yok etmek ardından Süleymaniye merkezli Kürt Devletine kolayca öldürücü darbeyi indirmekti. Kürdistanlı Asurîlerin Britanya’ya verdiği cevap neydi acaba?
Kürdistanlı Hıristiyan Asurî komşularımızın cevabı kısa ve netti: “Biz komşularımız olan Kürt kardeşlerimizle nasıl savaşırız! Onların topraklarını, mal ve mülkünü nasıl sahipleniriz! Bu asla isteyemeyeceğimiz bir şey”.
Artık Barzani’leri dize getirmekten umudunu kesen, o dönem dünyanın “süper gücü” olan Britanya Barzani Devrim Liderliğiyle barışmak istediğini söyler. Şeyh Ahmed Barzani, özgür Kürdistan projesini sunar. Ateşkes olduğu için Barzan ordularının büyük çoğunluğu Barzan dışına halen ne olduğunu öğrenemediğimiz bir faaliyet için gönderilir. Bunu duyup fırsat bilen Britanya İmparatorluğu ordusunu Barzan üzerine gönderir. Önderliği yani Şeyh Ahmedi esir alırlarsa Barzanileri dize getirebileceklerini umuyorlardı. Şeyh Ahmed Barzani’nin olduğu köyü kuşatan Britanya ve Irak birleşik ordusu komutanlığı bir mektup gönderir. Mektupta “Etrafınızı sardık, teslim olun” yazılıydı.
Tıpkı Hazreti Peygamber döneminde olduğu gibi gerçekçi (Kur’ani) görevleri vardı Barzan camilerinin. Devrim rehberleri Camii’de bir toplandı yaparak kararlarını iletirler. Cevap budur: “Siz bütün gücünüzle üzerimize geldiniz biz de kendimizi savunacağız. Elinizden geleni yapın”. Hakikaten zor bir durumdu, hem çoluk çocuklarını güvende tutacaklar hem de teknik ve sayı olarak Dünyanın en üstün gücüne karşı savaşacaklar. İşte Mela Mustafa’yı gerçek bir Barzani devrimcisi yapacak olan gün bugündür. Çünkü Mustafa Barzani küçük bir askeri birlik ile o gece Barzan’a gelmişti ve Britanya’nın bundan haberi yoktu.
Sabahın erken saatlerinde Britanya İmparatorluğunun savaş uçakları Barzan semalarında belirir. Kürtlerin tek gücü Mustafa Barzani liderliğindeki 80 kişilik Peşmerge idi. Barzan şehrini öyle bir bombardımana tabi tutarlar ki adeta göz gözü görmüyordu. Mustafa Barzani şaşırtıcı zekâsı ve stratejileri ile düşman ordusunu püskürtür. 126 Irak ve Britanya askeri öldürülürken, şehid olan Kürt devrimci sayısı 5 idi. Barzan dışına çıkan devrim ordu birlikleri saldırı haberini alır almaz Zibar bölgesinin Irak kaymakamı ve 5 polisini esir alarak Barzan’a getirirler.
Kürt önderliği esirlere çok iyi bakar. Şartlarını yazarak onlar aracılığı ile Britanya ordusuna gönderir. Yani esirleri serbest bırakırlar. Britanya şartları kabul eder. Şartları kabul etme sebepleri şunlar:
1-) Kürdistan devlet başkanı Şeyh Mahmud Berzenci Süleymaniye’de Britanya ordusunu sıkıştırmıştı.
2-) Kış mevsimi gelmişti.
3-) Barzanileri dize getirememenin hayal kırıklığı ve umutsuzluğu vardı.
Kış mevsimi geldi geçti. Artık bahar mevsimiydi. Yıl 1932. Britanya İmparatorluğu yeni silahlar icad etmiş ve üretmiş. Hem bunlara güveniyor hem de denemek istiyor. Anılarını kitaplaştıran Britanyalı Hamilton şöyle yazar konuyu: “Britanya İmparatorluğu (İngiltere), yeni silahlarını denemek, askerlerini eğitmek istiyordu. Bu deneme ve eğitimler Kürtler üzerinde yapılma kararı verilmişti. Ben deneme ve eğitimin çölde yapılmasını önerdim çünkü Kürtlerle beraber yaşayan Arap’lar da vardı, bu yüzden onlar da zarar görebilirdi. Hiç kimse Arapların zarar görmesini istemezdi”. Bu cümlelerin yorumunu size bırakıyorum.
Bunlara en güzel cevabı Mela Mustafa Barzani verecek. Britanya devasa askeri Birliklerini Kürdistan üzerine, geniş bir alana sürecek. Mustafa Barzani Dola Vaji’de efsaneleşerek, Britanya ordusunu darmadağın edecek, bütün Dünya liderlerini hayretler içinde bırakacaktır. Özelikle Sovyetler Birliği liderleri Mela Musfata Barzani’yi merak edecekler. Özellikle Sovyet ve dünya liderleri Mela Mustafa Barzani için “İran’a, Irak’a, Türkiye’ye, Britanya ve dünyaya bir anda meydan okuyan, basit silahı ile direnen, teslim olmayan”, “basit silahı ile onların üstün teknolojik gücüne karşı ayakta duran”, “emperyalizmin korkulu rüyası olan lider” yakıştırmasını yaparlar.
Acaba Britanya ve Irak ordusunun yeni silahlarına ve Kürtleri imha girişimine Mela Mustafa Barzani nasıl cevap verecekti? Mahabad Devleti kurulunca Barzani Devrimcileri müdafaada nasıl kilit rol oynayacaktı? Mela Mustafa Barzani’nin ilk Kürdistan Cumhurbaşkanına yani Qazi Muhammed’e “Teslim olmak, geri çekilmek olmaz bir Barzani asker sağ kaldığı sürece Mahabad’dan çıkmayıp çarpışacağız” deyince kendisini savaşmadan çekilmeye nasıl ikna etti? Qazi Muhammed’in önder Barzani’ye bugün dalgalanan Kürdistan bayrağını emanet ederken söylediği söz neydi? İranlı Generalin anılarında “Barzaniler Mahabad’dan çıkmaya ikna edilmeseydi oraya gitmeye cesaretimiz olmazdı” yazması ve daha fazlası için üçüncü yazıyı beklemenizi öneriyorum.
(Devam edecek...)Yüksekova haber