ANNELER
Gökkuşağının renginden ürperen gözler,
Tek renk için Dünyayı siyaha boğuyorlar.
Bir çiçeği koparıyorlar ki elleri titremeden
Hep öldükleri yaşta kalıyor çocuklar
Berkin on dört
Mert dokuz
Gizem altı
Hangi ibadet temizleyecek ellerinizdeki kanı!
Kurşunların deldiği kazağını Uğur' un
Tek fotoğrafıyla sandığında saklayan annesi varken
Koyunlarını otlatmaya giden Ceylan' nın başına
Dünyanın yıkıldığı gün varken
Evlatlarının parçalanan bedenlerini
Dağda toplayıp battaniyelere sarıp sarmalayan
Kucaklarında taşıyan Roboskili anneler varken
Gezi ağaçlarının yeşilliğine baharlarını feda eden gençler varken
Çocukları öldürülen anneler, anneleri öldürülen
Yüzlerine ölü toprağı serpilip büyüyen çocuklar,
Demir kafeslerde hayatları çalınmış
Öfkeli neneler, bedenleri tutuklu hasta anneler,
Çocukları kaybolan ama umutları kaybolmayan,
Ellerinde çerçeveli resimleri
Yaralı yüreklerine bastıran
Yıllarca yerlerde oturtulan
Ölü çocuklarının, mezarlarını özleyen anneler varken
Çığlık çığlığa bir Ortadoğu ve
Kendi yüreğinde direnen, güçlenen Rojava varken
Bir bilinmeyende savaşın cehenneminde kalan
Çocukların yaşamları,
Bir hayal gibi geçip kaybolurken.
Anneleri ki yaşamın ta kendisiyken
Yorgun anneler,
Gözlerin den içine kan akıtan anneler
Yüzlerindeki derin çizikler acılarının izidir.
Annelere ne vaat edilebilir?
Belki özlenen barış.
Barışı, onların kutsallığı için yapın
Ayaklarının altına sunulmuşken cennet
Bugünde Barışı hediye edin annelere
İnançla ve özürle!
Özlem Demirtürk Akkuş