İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Zana Farqînî, "Türkiye'ye 4+4+4 kademeli eğitim sisteminin getirilmesindeki amaç AKP'nin politikaları doğrultusunda Türk-İslam senteziyle muhafazakar bir toplum yaratmak" dedi.
İSTANBUL - Türkiye'de yeni eğitim dönemi ile birlikte AKP Hükümeti tarafından uygulamaya konulan '4+4+4' kademeli eğitim sistemine karşı TZP Kurdî, KURDİ-DER ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK)'nin okulları "boykot" çağrısı gündeme geldi. Bu konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Zana Farqînî, Türkiye'deki eğitim sisteminin her yıl olduğu gibi bu yıl da problemlerle başladığını belirterek, çok dilli ve çok kültürlü bir sistemin esas alınması gerektiğine dikkat çekti.
'Hükümet kulak tıkıyor'
Farqînî, Türkiye'deki eğitim sistemine getirilen yeni uygulamalarla sorunun bitmediğini, öncesinde buna ilişkin yapılan tüm açıklama ve çağrılara rağmen sistemin uygulamaya konulduğunu belirtti. Kürt kurumlarının daha öncede "anadil" talebi için yaptığı "boykot" çağrısının bu yıl da "anadil eğitim" olmadığı için okulları reddetmeye dönüştüğünü ifade eden Farqînî, "Geçen sene de Kürt kurumlarının yaptığı çağrılarla okullar boykot edilmişti. Bu sene ise boykottan öte okulları reddetme konusu gündeme geldi" dedi. Kürtlerin anadilde taleplerine hükümetin kulak tıkadığını bu şekilde giderse Türkiye'de toplumda ciddi sorun ve karışıklıkların ortaya çıkabileceği uyarısında bulunan Farqînî, şunları söyledi: "Bana göre hükümet yetkilileri, devlet Kürtlerin bu isteklerine kulaklarını kapamamalı. Eğer kulaklarını kapatırlarsa, kendi ideolojileri, çıkarları ve siyasetlerine göre işlerlerse toplumda istenmeyen şeyler baş gösterecektir."
'Anadilin tartışılır bir yanı yok'
Farqînî, demokrasinin olduğu yerde herhangi bir kararın, sivil kuruluşların talepleri ve halkın istekleri doğrultusunda değerlendirilerek alınabileceğini, bu taleplere kulak verilerek birleştirici bir sistem kurulabileceğini belirterek, "Demokrasiden bahsediliyor, demokrasi varsa devlet yetkilileri, sivil kuruluşlara, sendikalara, öğrencilere, eğitimcilere kulak vermeli ve isteklerini göz önünde bulundurarak halkın renkliliğiyle birleştirici bir yol izlemelidir" diye konuştu. "Anadilde eğitim" talebinin tartışılır bir yanının olmadığına vurgu yapan Farqînî, "Her şeyden önce bilinmeli ki; Kürtlerin anadilde eğitim isteği vardır ve bu isteğin tartışılır, eleştirilir bir yanı yoktur. Kürt toplumu artık çocuklarının asimile olmasını, kimliğinden, kültüründen uzaklaşmasını ve kurulu sistemin oyuncağı olmasını istemiyor" değerlendirmesinde bulundu. Eğitim sisteminde asimilasyon, inkar ve reddin olmaması gerektiğini, ancak bu şekilde demokratikleşmenin sağlanabileceğini ifade eden Farqînî, şunları belirtti: "Talepler değerlendirilmeli ve yeni eğitim sistemi yenilenerek demokratikleşme sağlanmalıdır. Renkli, çok dili, çok kültürlü ve çok sesli bir sistem esas alınarak, asimilasyon, inkar ve red politikalarına yer verilmemelidir. Halkın varlığı öngörülerek kanunlar buna göre yapılmalıdır." Yeni eğitim sistemi ile birlikte 66 aylık çocukların okula kayıtlarının yapılmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Farqînî, bu uygulamayla Türk İslam senteziyle birlikte muhafazakar bir toplumunun yaratılmak istendiğine işaret ederek, "Pedagogların ve psikologların söylediğine göre 66 aylık çocukların seviyeleri ki; hem fiziki hem de zihni olarak gelişimini tamamlamamıştır. Bu çocuklar ancak okul öncesi eğitimle gelişir, dünya standartları da bunu gösteriyor. Türkiye'ye 4+4+4 kademeli eğitim sisteminin getirilmesindeki amaç AKP'nin politikaları doğrultusunda Türk-İslam senteziyle muhafazakar bir toplum yaratmak. Diğer bir sebep ise, 66 aylık çocuklara Türkçeyi çok daha önceden öğretip daha kolay asimile etmektir" diye konuştu.
'Hükümet samimiyetsiz'
Yeni eğitim öğretim yılında Kürtçe'nin seçmeli ders olmasını da değerlendiren Farqînî, seçmeli dersin 4. sınıftan itibaren verilmesindeki amacın asimilasyon politikasının olduğunu belirterek, "Amaç, asimile edip kendine göre yetiştirmek, ondan sonra ise eğer isterse dersi seçmeli olarak vermek. 12 kişi tamamlanmadan seçmeli ders verilmeyecek gibi bir ölçütte getirilmiş. Bu anlamda da bu ülke engeller ülkesi, bir taraftan yasaklar ve insanlık dışı kanunlar yapılıyor, bir diğer taraftan ise küçük demokrasi adımları atılıyor, ancak bunların önü de ölçütlerle engelleniyor." Anadilde eğitim hakkı talebinin reddedilmesinin hükümetin Kürt sorunundaki samimiyetsizliğini açıkça gösterdiğinin altını çizen Farqînî, şunları ifade etti: "İnsan haklarını engelleyecek her türlü girişimde bulunuyorlar. Bu da hükümetin samimiyetsizliğini, dürüst olmayışını gözler önüne seriyor. Türkiye demokrasi anlamında insan ve özgürlük haklarında evrensel hukuk kurallarını ve gelişmiş demokratik ülkeleri örnek almalı." DİHA