Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir Plan ve Bütçe Komisyonunda Çalışma Bakanı Sayın Sarıeroğlu'na Ağrı'nın işsizlik sorunlarını aktardı.Bu konuda öncelikle bir eylem planı hazırlanmasını önerdi.
Nüfusun yarısından fazlasının işsiz olduğu Ağrı'da, her yıl 30 bin göç yaşanmakta, buna bağlı olarak çok sayıda Ağrılı işçi inşaatlarda çalışırken can vermektedir.
Taşdemirin komisyonda yaptığı konuşma şöyle
Sayın Bakan
Öncelikle uzun zamandan sonra bu alana emek vermiş birinin Çalışma Bakanlığına gelmiş olmasından mutluluk duyduğumu sizinle paylaşmak isterim.
Ayrıca bu vesileyle 21 bakanlık içerisinde, zaten kadınlara layık görülen Aile Bakanlığı dışında, Türkiye'nin çok temel bir sorunu ile ilgili çözüm üretmekle görevli bir Bakanlığın bir kadın tarafından koordine ediliyor olması da özel bir mutluluk bizler için.
Sayın Bakan ve Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri
Ben Ağrı Milletvekili olarak, Türkiye'de istihdam sorununun en derin olduğu, İŞKUR verilerine göre nüfusun yarısından fazlasının işsiz olduğu bir kentimizin vekiliyim. Ağrı bir tarım şehri. İşsizlik sorununa en fazla çözüm üretebilecek alanların başında tarım geliyor. Ancak Ağrı tarımı, Türkiye tarımındaki yokoluşun kaderini izliyor.
Ağrı'dan her yıl 30 bin göç yaşanıyor. Yaptığımız hesaplamaya göre Ağrıdaki her 100 erkekten 11'i, yüksek oranda diğer illerdeki inşaat işleri için göçediyor. Neredeyse her ay, bir Ağrılı işçinin ölüm haberini duyuyoruz. Daha 15 ekimde Samsun'da bir binanın dış cephe mantolama işinde çalışan 18 yaşındaki Mehmet Vural 3. kattan düşerek hayatını kaybetti. Devletin işveren olduğu Ağrı Devlet hastanesi inşaatında bile önce 2015 yılında 6 çocuk babası 42 yaşındaki Abbas Başboğa, sonra 2016 yılında 4 çocuk babası olan 49 yaşındaki Ahmet Yiğit yaşamını yitirdi. Zaten genel olarak Ağrı'da iş diye bir gündem yok ki güvenliği gündem olsun. Bakın sizinle bir fotoğraf paylaşmak istiyorum. Bakın bu fotoğraf Ağrı'nın normalidir; nüfusun bir yarısı için işsizlik, öbür yarısı için güvencesiz çalışma koşulları gelenek haline geldi.
Bu eylül ayında Ağrı için yeni bir istihdam projesi açıkladı. yine 9 aylık toplum yararına çalışma kapsamında işçi alınacak, dendi. Öncelikle, nüfusun yarısından fazlasının işsiz olduğu, kadınların ancak yüzde 10'unun çalıştığı bir kent için, 9 aylık ve sınırlı güvence ile sağlanan iş imkanının müjde olarak duyurulması bile, Ağrı'nın içinde bulunduğu koşulları göstermeye yetiyor.
Öyle ki mesleki eğitim kurslarından alınan yevmiyeler geçim parası haline gelmiş. Ağrılı çobanlara sürü yöneticiliği kursu veriliyor. Ama Ağrı Halkının bildiği işin yeniden öğretilmesine değil, verilecekse de istihdam garantili kurslara ihtiyacı var.
Toplum Yararına Çalışma kapsamında istihdam edilirken 300-400 liralık yetim aylığı alan onlarca kişiden, emeğinin karşılığı olan parayı faiziyle geri istemezdiniz. 300-400 lirayla geçinen insanların 10 bin liradan fazla ödeme yapmasını beklemezdiniz. İşsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının kolaylaştırılması gerekirken işsizlik koşullarında yaşayanlardan para talep ediliyor.
Biz ne zaman Ağrı'daki işsizlik sorununu dile getirsek, terör gerekçesi önümüze konuluyor. Sayın Bakan, bugün işsizliğin en önemli kaynağı olan Ağrı Şeker Fabrikası terör nedeniyle mi açılmıyor? Israrlara rağmen Doğu Teşvik Pirimi bu nedenle mi hayata geçirilmiyor? Avrupa'da yüzde 2 olan nişasta bazlı şeker kotası terör nedeniyle mi yüzde 15'e çıkarıldı?
Artık bu bahaneleri bırakıp, Ağrı Halkının işsizlik sorunundan kurtulmasının önünü açmalıyız. Ağrı açısından öncelikli güvenilir veriler elde ederek sorunu ilin koşullarına göre yeniden değerlendirmek gerekiyor. Bu açıdan öncelikle Ağrı ili için bir işgücü eylem planının hazırlanmasına ihtiyaç var gibi görünüyor. Özellikle kadınlar için çalışmayı seçenek haline getirmek, en fazla doğumun olduğu 3. İlde çocuk bakımı ile ilgili hizmetlerin genişletilmesi gerekiyor.
Bu konuyu dikkate alacağınızı umuyor, Ağrı Halkı için çalışmayı marjinal bir durum olmaktan çıkarıp bir hak düzeyine taşıyacak politikaların hayata geçirilmesini bekliyoruz.
