SON DAKİKA

Ağrı İli Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı hastanelerde personel sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşmış bulunmakta öyle ki bazı birim ve üniteler kapanma noktasına gelmiştir.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi hastanelere yönetici atanırken hiçbir şekilde liyakat aranmaması ve siyasal iktidarın yerel ayaklarının tek söz sahibi olması, yine bu odakların hastanelerin iç işleyişine pervasızca müdahaleleri ve yöneticiler üzerindeki baskıları sorunların farklı boyutu hatta önemli bir nedeni olarak orta yerde durmaktadır. 02 Nisan, 2015 11:25 Güncelleme: 02 Nisan, 2015 11:25 Ağrı İli  Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı hastanelerde personel sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşmış bulunmakta öyle ki bazı birim ve üniteler kapanma noktasına gelmiştir.

Ağrı İli  Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı hastanelerde personel sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşmış bulunmakta öyle ki bazı birim ve üniteler kapanma noktasına gelmiştir.

Bu durum hem Ağrı'nın geneline hizmet vermekte olan Ağrı devlet Hastanesi, Ağrı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi hem de ilçe hastanelerinde nitelikli sağlık hizmeti sunulma koşullarını ortadan kaldırmaktadır.

Hastanelerin kapasitesi ve hizmet verdikleri nüfus göz önüne alınarak belirlenen personel sayısı ile hâlihazırda aktif olarak hizmet üretmekte olan personel sayısı arasında ciddi farkların olduğu tarafımızca tespit edilmiş, mevcut durum ilgili makamlara görüşme suretiyle aktarılmış ancak herhangi bir çözüm üretilememiştir.

Konunun vahametinin anlaşılması açısından sağlık emekçilerinin içerisinde bulundukları çalışma koşullarına dair bazı verileri kamuoyunun bilgisine sunmakta fayda görüyoruz;


  • Köylerle birlikte 130.000 civarında bir nüfusa sağlık hizmeti sunan Doğubayazıt Devlet Hastanesi doğumhanesinde nöbet tutabilen sadece 4 ebe ve 2 Kadın Hastalıkları Uzmanı hizmet sunmaya çalışmakta üstelik bu birim 24 saat hizmet sunmak zorundadır. Hastanede aylık ortalama 200-250 arası doğumun gerçekleşiyor olması  göz önünde bulundurulduğunda durum daha net anlaşılacaktır.
  • Yine Doğubayazıt Devlet Hastanesinde görüntüleme hizmeti sunmaya çalışan sağlık emekçileri sadece 5 radyoloji teknisyen/teknikeri ile poliklinik röntgen, acil röntgen, tomografi, diş röntgen ve portable (seyyar) röntgen cihazının  içinde yer aldığı  komple görüntüleme hizmetini 24 saat esasına göre vermek zorundalar. Üstelik radyoloji çalışanlarının yasal olarak günde 7 saatten fazla çalışmamaları gerekirken.
  • Sadece 4 anestezi teknisyen/teknikeri ile hizmet vermeye çalışan Doğubayazıt Devlet Hastanesi ameliyathanesi ameliyat odalarının bir kısmı hizmet verememektedir.
  • Diyadin Devlet Hastanesinde anestezi uzmanı hiç yok ve sadece 1 anestezi teknisyeni var. Laboratuvar,röntgen ve diyaliz biriminde ciddi sıkıntı var.
  • Ağrı'nın geneline (ilçeler ve köyler dahil) hizmet veren Ağrı Devlet Hastanesinde sadece 4 anestezi teknisyeni/teknikeri,  yine Ağrı'nın tek Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde aktif çalışabilen sadece 4 anestezi teknisyeni/teknikeri olduğundan ameliyat odalarının bir kısmı kapatılmak zorunda kalınmıştır.
  • Yine aylık ortalama doğum sayısının 500 ile 550 arasında olduğu Ağrı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin 24 saat hizmet sunulması gereken doğumhanesinde nöbet tutabilen ebe sayısı sadece 6 ebe ile sınırlı.
  • Yatak doluluk oranı %100'lük bir oran bandında seyreden Patnos Devlet Hastanesinde hemşireler neredeyse hastaneden ayrılamıyorlar.
  • Taşlıçay Devlet Hastanesinde sadece 1 ebe görev yapmakta.
  • Tüm Ağrı'da (ilçeler dahil) sadece 1 nöroloji uzmanı şu anda görev yapmakta,  hastanelerin genelinde bazı ana dal uzman hekimi dahi ya hiç yok ya da ihtiyaca cevap olamayacak sayıda.

Benzeri koşulların birliğe bağlı tüm hastaneler  ve tüm birim ve üniteler için geçerli olduğu bilinmelidir. Servislerde  çalışan hemşireler personel sıkıntısından dolayı aylık çalışma saatlerinin çok üstünde çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Personel sıkıntısı ebe, hemşire, tekniker, teknisyen, hekim fark etmeksizin bütün unvanlar için geçerli. Bu durum sağlık emekçilerinin olması gerekenin çok üstünde çalışmasıyla sonuçlanmaktadır. Ağrı genelinde emek veren sağlık emekçilerinin aylık çalışma ve fazla mesai verileri incelendiğinde mevcut durum bariz bir şekilde ortaya saçılacaktır.

Her ay çalışması gereken saatlerin çok üstünde ve performans baskısı altında çalışmak zorunda bırakılan sağlık emekçileri nitelikli sağlık hizmeti sunamadıkları gibi ciddi bir yıpranma ve hatta sağlıklarından olma gibi durumlarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Örneğin; radyasyona maruz kaldıkları için çalışma saatleri yasayla düzenlenen radyoloji çalışanları öngörülen sürelerde çalıştıkları halde ağır ve kronik hastalıklara yakalanırken böylesi ağır çalışma koşullarının ortaya çıkaracağı sonuçlardan kaygı duymaktayız.

Personel sıkıntısı hastaneler arası görevlendirmelerle giderilmeye çalışılıyor ancak sıkıntının genel olması nedeniyle bu girişim de çözüm olamıyor. Üstelik bu durum sağlık emekçilerinin iş yeri güvencesini de ortadan kaldırmaktadır.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi hastanelere yönetici atanırken hiçbir şekilde liyakat aranmaması ve siyasal iktidarın yerel ayaklarının tek söz sahibi olması, yine bu odakların hastanelerin iç işleyişine pervasızca müdahaleleri ve yöneticiler üzerindeki baskıları sorunların farklı boyutu hatta önemli  bir nedeni olarak orta yerde durmaktadır.

Biz sağlık emekçileri böylesi ağır koşullar altında sağlık hizmeti vermeye çalışırken 13 Mart 2015 tarihinde insanca yaşam ve çalışma koşulları talebiyle Türkiye genelinde birçok sendika ve meslek örgütü ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz bir günlük GREV'in hemen öncesinde başbakan nöbet ücretlerine zam yapıldığını kendince müjdelemişti. Sağlık emekçilerine müjde olarak sunulan bu zammın göz boyamadan ibaret olduğunu kamuoyunun da bilmesini isteriz.

Nasıl mı?

Sağlık iş kolunda emek veren sağlık emekçileri “döner sermaye” olarak bilinen ek ödemelerden faydalandırıldığı için temel ücretin en düşük olduğu devlet memuru kategorisin delerdir. Sağlık emekçilerine ödenen ek ödeme, nöbet ücreti gibi ödemeler hiçbir surette emekliliğe yansımamaktadır. Yani çalışma koşulları ve nöbet usulü çalışmaktan kaynaklı yıpranan ancak ne yıpranma payı ödemesi alan ne de yıpranmadan kaynaklı erken emeklilik hakkı tanınan sağlık emekçileri düşük temel ücretlerden kaynaklı emeklilikte de sefalete mahkûm edilmektedir.

Allanıp pullanıp kamuoyuna sunulan “sağlıkta dönüşüm programının”  ve sıkça propagandası yapılan sağlık alanındaki “iyiye gidişin” gerçeği yansıtmadığı Ağrı'daki mevcut durumla bir kez daha açığa çıkmıştır.

Çağrımız ve uyarımız sağlık emekçilerinin modern köleliğe dönüşen çalışma koşullarının acilen, zaman kaybetmeksizin düzeltilmesi. İnsanca yaşam ve çalışma koşullarının sağlanmasıdır.

 

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI AĞRI ŞUBESİ

Yorum Ekle