Mehmet Yardımcının üçüncü kitabı 6000 Yıllık Kürt Direniş Tarihi kitabı Karahan kitap evinde okuyucularla buluştu. Yazarın daha önce Dilimde Elektirik Tadı ve Kürtler (500 Yılın Özeti-Tarihi Kültürel inceleme) adlı kitapları yayınlanmıştı. Kürtler kitabını genişleten yazar Mehmet Yardımcı kitabın ismini de değiştirerek, 572 sayfalık 6000 Yıllık Kürt Direniş Tarihi kitabını hazırladı. Kitabın ismini değiştirmesini şöyle açıklamaktadır; Yediden yetmişe Kürtlerin yaşamı direnişlerle doludur. Altı bin yıldan bugüne dek yaşanan direniş ve acılar bugünkü Kürdün yüzüne ve tüm yaşamına yansımıştır. Kürdün edebiyatı, tiyatrosu, müziği, folkloru, kültürü, bayramı bile acılarla, direnişlerle yoğrulmuştur. Bu nedenlerle kitaba bu ismin yakışacağına inanıyoruz..
Kürt nüfusu en az 20 milyon olmasına rağmen, Kürtler hakkında hala çok az bilgimiz var. Dörde bölünmüş Kürt coğrafyasının, her alanının dört ilini ve dört ilçesini bilen çok az siyasetçimiz vardır. Ancak son yıllarda Kürt tarihi hakkındaki bilgilerin önemi sürekli bir biçimde artmıştır. Kürt tarihi ile ilgili çalışmalar her gün giderek fazlalaşıyor. Yaşanan sıkıntılara karşın yazılanların sayısının fazlalaşması heyecan verici bir durum. Kürt tarihine ilgi duyan yazar sayısının artması Kürt kültürü ve tarihi açısından çok önemlidir. Yasaklı ve kaynaksız döneme karşın, bugün Kürt tarihi ile ilgili çalışmalar ileri bir düzeye geldiğini belirtebiliriz. Yeterli olmamakla birlikte bugün bir Kürdoloji oluşmuştur. Bu çalışmalar ile beraber Kürtlerin, artık dünya siyasetinin gözünden düşmesine, gözden çıkarılmasına imkan yok gibi. Coğrafi ve siyasi sınırlar nedeniyle tam bir ulus gibi hareket etme şansına sahip değilse bile, ancak ruhsal ve zihinsel bir uluslaşma bilincinin kök saldığını ve giderek hayat bulduğunu inkar edilmez bir gerçektir. Tek başına bu nedenle dahi olsa, daha iyi anlaşılmayı hak ediyor. Bu yazılan çalışmalarda buna hizmet etmektedir.
Kürtler, tarihin en eski, en kadim halklarından birisi olduğu tartışma götürmez bir gerçek. Yine insanlık tarihinin en büyük ilk devrimsel adımı olan neolitik devrimin geliştiği alanın da, Kürdistan ve çevresi olduğu iyi biliniyor. Sınıflı cinsiyetçi toplum uygarlığının neolitik devrimin gücünden beslendiği, o devrimin sonuçları üzerinde geliştiği de iyi bildiğimiz bir husus oluyor. Buradan şu sonuç çıkıyor; Kürdistan merkezli gelişen neolitik devrimden beslenerek sınıflı cinsiyetçi toplum uygarlığı doğup-gelişme göstermiştir. Bir başka ifadeyle, hiyerarşik devletçi toplum sistemi oluşmuş ve farklı evrelerden geçerek günümüze kadar gelmiştir. Bu tespitlerin önemi şurada; devletçi toplum sisteminde güç kazanan, egemen olan her sistem, her fatih bu sistemin beslendiği ana merkez olan Kürdistan'ı ele geçirmek istemiştir. Kürdistan üzerinde hâkimiyet kurarak, kendisini hiyerarşik devletçi toplum sisteminin ana kaynaklarına sahip olur hale getirdiği gibi uygarlık tarihinin doğuşuyla da birleştirmek istemiştir.
Kürtler ve Kürdistan tarihi konusunda başyapıtlardan biri olan bu değerli kitap bu alandaki büyük bir boşluğu dolduracaktır. Yazar bu kitabında önyargısız ve konuya dair bir çok kaynaktan yararlanmıştır. Onbir bölümden oluşan Kürtler hakkında bir çok konuda insanı bilgilendirirken, Kürt diye bir ulus yoktur tez sahiplerine de bir cevap niteliğini taşımaktadır. Kürtlerin yeryüzünün en eski halklarından biri olduğu yapılan etnoğrafik, lingustik, etimolojik ve arkeolojik araştırmalarla gün ışığına çıkmaktadır. Kürtlerin yaşadığı Zagroslar ve Mezopotamya topraklarında bir çok ilkler yaşanmış. Yazının keşfi, atın evcilleştirildiği, ilk tekerleğin döndüğü, ilk destanın söylendiği, ilk şiirin yazıldığı, tanrı ve tanrıçaların beğenip seçip ayaklarını ilk bastıkları, Aile hayatına karışıp çoluk, çocuk sahibi oldukları, aritmetik, tıp, ticaret, dış ilişkiler, diplomasi, barış antlaşmaları, ilk türküler , ilk tapınak, ilk mutfak, ilk şarabın keşfi ve ilk tiyatronun yaratıldığı insanlığa kucağını açmış bir alan. İşte bunların hepsinde Kürtler ve atalarının çok büyük emeği ve alın teri var. Tarihimizin altı bin yıl gerisine gitmemiz için kitaba sarılmamız gerekiyor. Bu günü daha iyi anlamanın yolu, altı bin yıl öncesine gitmek. Kürtlerin yerleşik toplumda yaşadıklarını, toprağı işlediklerini bilerek konuşmak gerek. Yoksa kitabın önsözünü yazan yazar Ömer Polatın dikkat çektiği bir konuya nasıl cevap veririz. Kirzioğlu denilen bir profösörün belirttiği şu cümleleri okuyalım; Kürt dili diye bir şey yoktur. Onlar dağlarda yaşayan asıl Türklerdir. Karda gezerken garrrt, gurrrrt, diye sesler çıkardıklarından ötürü onlara bu seslerden esinlenerek Kürt denilmiştir, o kadar. Bu kitap aynı zamanda bu düşüncelere bir cevaptır.
Kürtler ve Kürdistan tarihi okumalarına başlamak isteyen bir kişi, bu kitap sayesinde konu hakkında temel bilgilere sahip olabilecek ve bu alanda doğru bir bilgi sahibi olacaktır. Kavimler tarih, kültür, sanat ve coğrafyasıyla insan ise kaynaklarıyla uluslaşır. Tarih bir anlamıyla bilinçtir. Bu kitabı tarihsel bir aydınlanma çabası olarak değerlendirmek yerinde olur. Kürtlerle ilgilenen herkesin kitaplığında bulunmalı.
Not: Kitaplar Yıldız Kırtasiyeden temin edilebilir.