İnternet kafede yakalandığı depremde enkazda sıkışıp kalan 13 yaşındaki Yunus saatlerce omzunda yaşamını yitirmiş bir kurbanın eliyle sessizce kurtarılmayı bekledi. Enkazdan çıkarıldı, hayata tekrar merhaba demeye çalıştı ancak küçük bedeni daha fazla dayanamadı Ercişli Yunus nasıl da umut olmuştu altında kaldığı internet kafeden çıkarıldığında. Omzunda cansız bir el, saatlerce beklemişti üstüne yıkılan betonların kaldırılmasını. Ama ömrünün son saatleri oldu bunlar. Yunus, Erzurum Devlet Hastanesi’ne nakledilirken hayatını kaybetti. Yunus’un ailesi Bağlar Mevkii’nde oturuyor. Duvarların renginden, kenara köşeye iliştirilmiş yapma çiçeklere kadar içinde neşe taşıyan bir ev bu. Bahçedeki plastik sandalyeler bile rengarenk; mor, kırmızı, yeşil...Ama artık bütün neşesini kaybetmiş, Yunus’un ardından taziyeleri kabul eden bir ev... Ağrı Patnoslu bir aile Geray ailesi. 21 yıldır Erciş’te yaşıyorlar. Baba Yusuf Geray mevsimlik işçi. Bazen çalışıp bazen boşta kalarak büyütmüş 10 çocuğunu. Yunus 9 numara. Pazar günü Yunus evden çıkarken “Çarşıya gideceğim” dedi sadece. Deprem olup da herkes evin etrafında toplanınca baktılar ki Yunus yok. Ne evlerinde ne de civardaki binalarda hasar vardı. Niye endişelensinlerdi ki? Babası koştu çarşıya, bir anda o korkunç manzarayla burun buruna geldi. Beton yığınları arasında bir çarşı çıktı karşısına. Yunus’u nerede arasın bilemedi. Aile seferber oldu; sokak sokak dolaştılar, hastaneleri hatta morgları aradılar. O sırada Yunus büyük bir sabırla bekliyordu. Üzerine yıkılan binanın altında, kesif bir karanlığın içinde dışarıdan gelen seslerin kendisine yaklaşmasını bekliyordu. “Hiç şaşırmadım öyle beklemesine” dedi 15 yaşındaki ablası Sibel. O da tıpkı Yunus gibi bakıyor iri gözleriyle. Çok benzetiyorum yalnızca bir fotoğrafından tanıdığım Yunus’a. “Çok sabırlıdır kardeşim” dedi Sibel tekrar. Ve anlatmaya başladı: “Öğretmenleri onu çok sever. Biz de çok iyi anlaşırdık.” Bilgisayarı çok mu seviyordu? “Hayır, haftada bir internet kafeye gidiyordu sadece. Ama ben kızıyordum ona, oraya gideceğine ders çalış diyordum”. Belki de Yunus’un kaderini çiziyordu Sibel şu basit cümlesiyle. Çünkü depremden sapasağlam çıkan mahallelerinde de bir internet kafe açılmıştı yakınlarda. Ama Yunus ablası görmesin diye çarşıya gitti. Kaderden söz edeceksek eğer, Yunus da tek bir cümlesiyle kavga ettiği arkadaşının hayatını kurtardı. Birlikte gitmişlerdi kafeye, birbirlerine girdiler, Yunus “Git” dedi ona. Yer sallanmaya başladığında arkadaşı çoktan caddeye çıkmıştı. Ancak Yunus enkazdan çıkarıldığında yerinden haberi oldu ailesinin. Bütün Türkiye’nin hafızasına kazınan o bakışıyla karşılaşamadı babası. Ancak Erciş Devlet Hastanesi’ne koşup görebildi oğlunu. “Durumu iyi” dediler orada, “Ama Erzurum’a nakledeceğiz”. İçleri rahatladı, ambulansa dayısı bindi, yola çıktılar. Yunus Geray’ın kalbi durduğunda ancak Ağrı’ya kadar gelebilmişlerdi. Kayınbiraderinden “Vardık” haberini bekleyen Yusuf Geray’ın telefonu tahmininden erken çaldı. Haberi aldığında telefon kayıp düştü elinden, sigara istedi. İşte o zaman evde bekleyen herkes anladı Yunus’un öldüğünü. Van’ın birçok yerinde olduğu gibi burada da insanların metaneti afallatıyor. Dimdik duruyorlar yüreklerini dağlayan kaybın karşısında. Annesi Müyesser Hanım ile deprem sırasında İstanbul’dan olan abisi Vefa’nın gözlerinden sicim gibi yaş akıyordu yalnızca. Kiminle konuşsam “Polis olacaktı” dedi Yunus için. Tek hayali buymuş. Üstelik futbolu deli gibi sevmesine, babası uyur uyumaz futbol programlarını açıp saatlerce seyretmesine rağmen. Evden çıkmadan önce “Fotoğrafı var mı?” diye sordum. O endişeli, korkmuş, ölümle yaşam arasında duran bakışlarından farklı hatırlasak onu... Yok. Kimliğinden başka tek bir fotoğrafı yok Yunus’un. Geriye kalan o kare, hepsi bu... Reuters foto muhabiri Ümit Bektaş’ın, Yunus’un enkaz altındayken çektiği bu fotoğraf karesi dün bütün gazetelerde yer aldı. Milliyet’in de ‘Dayan Çocuk’ başlığıyla verdiği fotoğraf karesi Van depreminin simgelerinden biri haline geldi. Enkazdan kurtarılan Yunus’un yüreği, daha fazla dayanamadı ve enkaz altındaki bekleyişi gibi sessizce gözlerini kapadı. Yunus’un Erciş’te yaşayan ailesi, oğullarını kaybetmelerine rağmen metanetlerini korumaya çalışıyor.SESLERİN YAKLAŞMASINI BEKLEDİ
ABLASI GÖRMESİN DİYE ÇARŞIYA GİTMİŞTİ
İŞTE O ZAMAN HERKES ANLADI
SİMGE OLDU