SON DAKİKA

XANî'NİN ÖLÜMSÜZ ESERİ MEM Û ZİN'DE AŞKIN ANLAMI

XANî'NİN ÖLÜMSÜZ ESERİ MEM Û ZİN'DE AŞKIN ANLAMI 02 Kasım, 2016 05:28 Güncelleme: 02 Kasım, 2016 05:28 XANî'NİN ÖLÜMSÜZ ESERİ MEM Û ZİN'DE AŞKIN ANLAMI

XANî'NİN ÖLÜMSÜZ ESERİ MEM Û ZİN'DE AŞKIN ANLAMI

 

Bütün canlılar sonsuz yaşamaya isteklidirler. Hayvanlar ve insanların bedenlerinde bu kanun vardır. Yaratışları böyledir. Ürüyerek nesillerin devamını sağlarlar. Yaratılanların en mükemmeli olan hemcinslerimde ve bende çok çeşitli Bunların bir kısmı acı ve elemdir. Haz duygularının en dorukta ise cinsel arzulardır. Normal ve tabi olanı karşı cinslerin ortaklaşa paylaştığı haz anlı çiftleşmedir.

 

Din eksenli felsefede Yaradan'ın teklik makamının ötesi her şey çoğuldur. Âdem'in ve Havva'nın özelliklerine son vermeyi, seks arzusuyla tekliklerine son verildi. Bunları birleştirmek üzere hazların doruktaki duygusu oluşturuldu. Titreyerek, isteyerek birleşme sağlanıp insan tohumları birleşti. Nesillerle çoğul kavramına varıldı.

 

Ben Xani Baba'nın dediklerine inanıyor ve onun dediklerine saygılıyım. Siz, hücrelerden doğa, zaman, mutasyon deyip Darwin ile üremeyi, gelişmeyi ve insanı izah ederken de saygılıyım. Hür irademle seçim yapmak bana aittir. Ama ne çeşit düşünce felsefesi olursa olsun insanın en yüksek haz, mutluluk duyduğu istek; cinsel ilişkidir. Normal kalp atışlarının birkaç katı atışa ulaşır. Biriken enerjinin boşanma an ve sıcaklığında yavrusunun temelini atmış olurlar. Ömür denilen yaşam süresinin uzunluğuna göre de, tohum oluşturma erginlik zamanı oluşmuştur. Sözünü ettiğim konuların ortak noktası” sonsuzluğa sınırsızlığa canlı olarak taraftar oluşumuz” dur. Eski zamanlarda da bu doğal istediği dışında, insanlar; ölülerini mumyalatırlarmış, hazinelerine öbür boyutta (mekânda)sahip olmak için sihirli yollarla korumuşlardır. Tıpkı Zin'in yukarıda belirttiği gibi. Bazen de firavunlar hazinelerinin yanında sevdikleri prenseslerini, danışma kurulunu, rahiplerin bile ölüsünün hücresinde ölüme terk etme emrine vermişlerdir. Tüm bunların sebebi; ölümsüzlük, sonsuzluk ve yeniden diriliş düşüncesidir.

Karşı cinslerin tanışıp buluşmasında, tarafların kabulü denkliktir. Denklik adalettir. Bundan sevgi doğar. Normalde sevgi vuslatı getirir. Bazen haklı haksız bir takım engeller, iki sevgilinin arasına girer. Mem ile Zin'in arasına girdiği gibi, ben ile Sin'in arasına girdiği gibi. Tarafların sevgi arzusu giderek yükselir. Aralarına giren çöl, dağ ve dikenler onları çile dergâhına götürür. Çile mezhebinde yanıp, pişerler.

 

Arzunun bakışı uçkura yönelmişken, bu sefer ihmal ettiği iradeye doğru yönelir. Vücudun tümünü kapsar. Akıl kutusunun içine girer, zenginleşip olgunlaşır. Artık soruların cevabını kendisi verir. Vücudunun ve beyninin her zerresinde, aşkın görür. Onunla bütünleşir. Kimseden icazet istemez. Belayı dikeni onun sıcaklığında eritir. Kirden pastan aklanır. Duygu ve aklın birliğini sağlar. Hür olma, adil olma kavramında birleşir. Aşkın hür olduğunun beratını alır.

Aşkın fermanı şahlar şahının fermanıdır. Tıpkı Mem û Zin aşkı gibi. Zindan da, Mem nurla bütünleşmedi mi? Hz. Musa'nın ve Hz. Muhammed'in (S.A.V) ve Platon'un ışığı gibi Yaradan'ın bağımsızlığımı varmadı mı? Tacdin, vezir sahibi olan Zeydin bey'e bile boyun eğmeyip “irademe tacıma, beratıma kavuştum; sizden yana olmam “demedi mi? Xanî bu durumu örnek alarak ”Ulus ancak kendi iradesiyle düzene, dirliğe ve berekete kavuşur.”diye haklılığını açıklamadı mı? Zin 'İsteklerini, Gelince, duygu yerine bilim tabanlı, duygu donanımlı bilgileşmiştir. O töre ve anane bağnazlığını yıkmış hür bir kişiliktir. İsteklerini, arzularını apaçık bey kardeşine söyledi. Din ve gelenek şekilciliğini Yıkarak Mem'in  defn töreninde söylev sundu. Mem'e laik olduğunu ondan öte mürit ve mürşit istemediğini, mum olan Mem'in etrafında dönen kelebek olduğunu belirtmedi mi?

 

Çeyizinin dokümanını yazdırmadı mı? Cenaze törenindeki otoriteye ve halka seslenirken, Xanî'nin felsefesini öğütlemedi mi?

Bilim aydınlığında olgunlaşan kişi, bilimsel kişiliğe nasıl kavuşursa, aş hareketinde olgunlaşanlarda aşk kimliğine ulaşır. Her iki kimlikte ortak iki değer vardır. Hür bağımsız olmak ve masum olmak. Bu platformu Mani'nin fırçası ile boyarsak hâkim renkler beyaz ve kırmızı olacaktır. Aşkın kanununda iki tarafın denkliği, özveri, karşılık beklemez. Hedeften asla sapmamak, isteğin ve arzunun tüm hücreleriyle istenip gayret sarf edilmesi. Tarafların vuslatına karşı aktörün(Beko gibi)mevcudiyeti vardır.

 

Serden geçmiş Mem! Ak sayfayı boş bırakıp kalemin sırtına binip, esir almışsın. Ok çok, at atabildiğin kadar. Sabrımızı tüketme. Canlarım, bedenlerim. Xan'i” Neden aşkı tasarısının temel malzemesi yaptı?”sorusunu cevabı için sabrınızı zorluyorum. Biraz sabrınıza, biraz gayretinize sığınıyorum.

 

Xanî “ulus-devleti” oradan “ demokratik hukuk devleti” tezini inşa ederken, Kendi halk zeminini bir bedene benzetti. Bedenin bir başı ”iradesi” birde vücudu vardır. Başı, yani irade bölümünü ilim ve hukukla donattığınızı düşülenim. Eğer verdiği emri yerine getirmeyen mefluç bir beden olursa emir yerine gelir mi? Yol alıp hedefe varabilir mi?

 

Bizim cevabımız yerine Xanî tasarısına çıplak gözle bakalım. Kaş göz arası derken, ”baş” olacak Tacdin hukuk güzeli Siti ile evlendirdiğini görelim. Beko'yu uyutarak, Bey'i korkutarak bir şekilde bunu sağladı. Ama Memo'yu Zin'e kavuşturamadı. Bu birleşmeyi sağlayacak olan Memo'nun kendisidir.

Mem dediğimiz halk hürriyetine yani Zin'e âşık olmazsa” baş beden” birliği olur mu? Tacdin saray olurken, Zin'siz Mem saray mülkünün efendisi oldu mu? Saraylar topluluğu olmadan ulus oluşur mu?

 

Xanî halkını çok iyi irdelemiş. Reallistir. Halkının bilim yoksunu, Duygu gönül mekanlı olduğunu bilmiştir. Hürriyet denen adaletini, halk, hukuk hedefine; imanla aşkla bağlanıp şaşmaz kâbesi kılmak peşindedir. Halk yani Mem'i eşsiz ve güzel zenginliğin sembolü Zin'e aşk iksiriyle sevdalatmıştır.

 

Sevdanın aşk, vuslata kavuşmasını vücudun hangi unsurlarla sağlayacak sorusunun cevabını açıkça vurgulayarak belirtmiştir. Halk vücudunun kanıyla beslenen sinirler, belkemiği olan ulusçu bedeninin hücresine ulaştırılmalıdır. Böylece hücrelerin refleks ve algıları beynin komutlarına uygun cevap verişi sağlanır. Neticede vücut ile baş bir beden bütünlüğünü oluştururlar.

Tasarımda Mem zin aşkta birleşince son sözleriyle vücudun yani halkın karar ve istekleri, baş için öne sürülmüş esaslarla aynıdır. Hatta daha mükemmelidir. Hukukla çilesiz ve emeksiz evlendirilen ”irade tacdin” mevcut otorite çarkını entrikalarının sonucu halkçı kimliğinden ödün vermiştir. Beylik iradesine bağlı Beko'yu öldürerek vezir olmuştur. Tasarının mühendisi, mimarı olan Xanî,onun hem iradesini hem de halkı temsil etmesinin yetkisini elinden almıştır. Tacdin'e mevcut otorite olan beyin hukuk idare kurumu, görevini vererek halka dönük idarenin oluşması görevini vermiştir. Bir yerde o “tacdin” değil,”Tajdin”dir o.

Senaryoya dikkatle bakınca ihtilal sahnesinden sonra Tacdin'in kurumları Arif ve Çeko artık yoktur. İşlevleri bitmiştir. Otoritenin idare ve tecrübe birikimi yenilmiştir. Tasarıda hedef sapkını olmuş durumdalar. Tepedeki otorite, yine Zeydin Bey'dir. Nihai karar merci bey olunca Tacdin, Tajdinleşerek vezir olup emir alandır, veren değildir. Nitekim zindandan salıverilip Bey'in himmetiyle Mem'in Zin ile evlenebileceği haberini götüren heyette Tacdin yoktur. Mem'in bu sahnesinde Tacdin ve Beko'nun projesine kanıp, yenik düşmüştür. Mem; Tacdin ve kurumlarının ihtilal girişiminden de habersizdir. Salıverilmesinin bunun sonucu olduğundan bihaberdir.

Memo'yla birlikte tutuklu olan kimseler

Gördük biz duvar tarafından dediler

Memo'nun üzerine acayip bir şimşek çaktı

Memo'nun başında bir ışık çıktı

……………..

Memo artık uyanmıştır. Aklına bedenine aşkın bağımsızlık doğrularını yerleştirmiş ve aydınlanmıştır.

Hiçbir beyin huzuruna gitmem ben

Ve esir olanlara kölelik etmem ben

Şu beylik ve vezirlik ki yüzeyseldir.

Şu el oyunları ki hepsi düşseldir.

Tümüyle boşturlar, değiller kalıcı

Hepsi fanidir, yok onların sonucu

Bey değildir, ölümlü bir bey

Ve esirdir, azledilebilen bir bey

Birinci satırda hiçbir beyin huzuruna kul olarak gitmeyeceğini, Esir olmuş bir bey ve Tajdin'e kölelik yapmayacağını söylüyor. Eshab-ı Kehf halkın acaba bu düzeye çıkabilmiş mi? Beylik ve vezirlik halk derinliğinden anlamazlar. Beraberce hazırladıkları el oyunları yahut politikaların tümü düşseldir. Mem; uyandım,

Artık bu siyasetin üç asır sonra bile olsa foyası ortaya çıkacaktır. Bunlara gerek yoktur. Boş bir siyaset kalıcı olmaz. Dedi. Onların tuzaklarının sonu yok ve ölümlüdürler. Bey ölünce yerine bir bey”Osmanlı”ca ve “şah”ca tayin edilecektir. Aslında bey de, veziri de azledilebileceklerine göre, onlar kalıcı otorite olamazlar, dedirmem. Burada Mem aydınlandıktan sonra, irademi ancak ben tayin ederim, deyip o gün ve bugün için dersler veriyor.

 

Şuurlanmış halk adına böyle söylerken, saraylı ama aydın eliyle olgunlaştırılmış hürriyet sembolü Zin ne diyecek? Aslında fikir açıklayan ve konuşturulan, perde arkası Ulusçu aydındır. Tasarımda Zin'li Mem'in değil de halkı aydının bildiği bir gerekçe vardır. Bey'in halkçı aydının bildiği bir gerekçe vardır. Bey'in halk karşıtı kurumları (beko) ortadan kaldırılmıştı. Yerine vezir Tajdin'in başkanlık ettiği kurumlar geçmişti. Bu yeni düzenin zamana ihtiyacı vardı. Gerçi Siti (hukuk) ile evlenen Tajdin tepe otorite değildir. İkinci derece iktidardır. Ve halk yanlısıdır. Onun için kargaşa, anarşi ortamı yaratılarak kurulmuş yeni sentezin önüne geçilmemelidir.

 

Ey şah (bey) ve vezir (Tajdin) ki kadir ve değerleri yüce,

Rica ediyorum ki yönelmeyesiniz inada.

Bu kargaşa ve kötülük sahibi (beko taraftarı) hakkında.

Halk (mem) şuurlaşmıştır. Fakat tecrübesizdir. Karşıt olgular olmadan hürlüğün tam olgunluğa erişemez. Onunda zamana ihtiyacı vardır.

 

Sakın Memo bulunduğun şehitlikten

Sakın, bizim bulunduğumuz

Bekir'i yoksun bırakmayınız. Dikkat ediniz!

Xanî derin felsefesinin ürünü olan yeni sosyal nizamdaki çağları aşan ikazını, zin kılıflı aydın ağzıyla işittirilmiştir.

 

Ayın on dördü gibi aydınlık olan aydınlara, zaman ”elzemini”

Belirtikten sonra otoriteye, kurumlarına ve Mem'e halkın kıble yönünün özgünlük olduğunu aşk gibi algılanmalıdır. Vuslat er veya geç gerçekleştirildiğinde, halk cennet gibi verimin zenginliğin sanat ve güzelliğin, huzurun kaynağına sahip olacaktır, dedi. Bütün yazdıklarımda düşünce felsefesi, engin umman boyutlu duygular vardır. O tezin doğruluğuna denk seçtiği Mem halkına âşıktır. Bende Xanî'ye aşığım.

Kaynak :Flizof Xanî'in Tasarımı-H.MEM

 

Yorum Ekle