Dün Doğu Anadolu’yu sarsan 7.2 büyüklüğündeki deprem kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Depremin ardından sosyal paylaşım sitelerindeki yorumlara isyan eden Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, ‘Kısacası Van’ı önce deprem sarstı, ardından da faşizm. Zaten azıcık kalmış olan insanlığa güvenimi, büsbütün kaybetmemek için olay mahallinden anında kaçtım.’ diye yazdı.
İşte Hakan’ın ‘Van depremi ve vicdan körelmesi’ başlıklı yazısı
VAN’da meydana gelen depremin hemen ardından sosyal medyada küçük bir tur atayım dedim.
Hay demez olaydım.
Şöyle bir baktım mesajlara, yorumlara falan:
- Bazıları yürek soğutuyordu.
- Bazıları bilgiç bir edayla “Teröre destek verirlerse böyle olur” diyordu.
- Bazıları acı olaydan hükümete çakacak malzemeler devşirmeye çalışıyorlardı.
- Bazıları Deniz Feneri olayını gündeme getiriyorlardı.
- Bazıları “Ağlama sırası onlarda” diyorlardı.
- Bazıları sözde biraz daha insaflı bir tavır takınıp “Türk’ün nasıl bir millet olduğunu gösterelim, Van’a yardım edelim” diyorlardı.
- Bazıları “Hükümetin yapamadığını Allah yapıyor” diye yazıyorlardı.
Kısacası…
Bir akıl tutulması, bir vicdan körelmesi, bir merhamet yoksunluğu, bir cehalet histerisi alıp başını gitmiş durumdaydı.
“Yapmayın, etmeyin, ayıp oluyor” diyen az sayıda sağduyulu ses ise arada kaynayıp gidiyordu. Kısacası Van’ı önce deprem sarstı, ardından da faşizm.
Zaten azıcık kalmış olan insanlığa güvenimi, büsbütün kaybetmemek için olay mahallinden anında kaçtım.
* * *
Size bir şey söyleyeyim mi?
Ne sınır ötesi ya da sınır içi operasyonlar, ne PKK’nın yeni saldırıları, ne ölümler / kalımlar, ne terörün önlenmesi, ne dağdakilerin indirilmesi, ne kan, ne gözyaşı, ne ağlayan analar…
Önümüzdeki süreçte…
Bunları bile geride bırakacak çok daha önemli bir sorun bizi bekliyor.
Eğer önlem alınmaz ve tedavi edilmezse…
Bu akıl tutulması, bu vicdan körelmesi, bu merhamet yoksunluğu, bu cehalet histerisi bayrağını burcun en tepesine dikmeyi başaracak.
Hiçbir şeyden korkmayalım, bundan korktuğumuz kadar.