SON DAKİKA

Türkiye Barış Meclisi toplandı

17 Kasım, 2012 10:15 Güncelleme: 17 Kasım, 2012 10:15 Türkiye Barış Meclisi toplandı

TBM'nin Yıllık Olağan Toplantısı, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Konferans Salonu'nda başladı. Toplantıda, TBM'nin yeni sekreteryası da belirlenecek. Toplantıya Barış Meclisi üyelerinin yanı sıra İHD eski Genel Başkanı Hüsnü Öndül, PSAKD eski Genel Başkanı Kazım Genç, Yazar Necmiye Alpay, Gazeteci-Yazar Tanıl Bora, Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, 18. Dönem Sosyal Demokrat Halkı Parti Ankara Milletvekili Kamil Ateşoğulları, Prof. Dr. Cengiz Güleç, ABF eski Genel Başkanı Turan Eser, Başkent Kadın Platformu üyesi Sevgi Karabulut ve Hakan Tahmaz katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan TBM Sekreterya üyesi Aygül Bidav, açlık grevlerinin olduğu kritik bir süreçte bulunduklarını belirterek, çözüm üretecek konumda olanların ölümü teşvik ettiğini kaydetti. Bidav, Başbakan Erdoğan'ın söylemlerinin yangına benzin dökmekten başka bir işlev görmediğini belirterek, "Milliyetçilikle bezenmiş bu dil geleceğimizi karartıyor. Açlık grevleri, barış ümidini yok eden politikaların sonucudur. Bununla yüzleşmeden sorunu çözmek mümkün değil. Erdoğan'a sesleniyoruz; nefret ve kin dilini bırakarak açlık grevlerini çözmek için çaba harca. Aksi taktirde bunun bedeli çok daha büyük olacaktır" diye konuştu.

'Erdoğan barış umudunu ortadan kaldırdı'

Başbakan Erdoğan'ın milliyetçiliğe yenik düşerek barış umudunu ortadan kaldırdığını söyleyen Bidav, "Demokratik mücadele alanları tahrip ediliyor, hak ve özgürlükler kısıtlanıyor. Türkiye'de şiddetli bir biçimde tutuklayarak teslim alma yöntemi uygulanıyor" ifadesini kullandı. "Ölümlere bu topraklar doydu. Cin şişeden çıktı" diyen Bidav, toplantılarında yeniden yapılanma planını ele alacaklarını kaydetti. Linç söyleminin Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün önünde engel olduğunu belirten Bidav, "5 yıl önce başlattığımız barış arayışını sürdürmeye halen devam ediyoruz" dedi.

Panel ile süreç tartışması

Bidav'ın açılış konuşmasının ardından, Yazar Necmiye Alpay'ın moderatörlüğünde, "Kürt sorununda barışın ve Türkiye Barış Meclisi gibi sivil toplum kuruluşlarının katkısı" başlıklı panel yapıldı. Panele konuşmacı olarak Gazeteci-Yazar Tanıl Bora ve 21. Dönem ANAP Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş katıldı. Necmiye Alpay yaptığı konuşmada, barış mücadelesinin yeni bir aşamaya girmesi gerektiğine işaret ederek, "Trajik şeyler yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Böyle bir ortamda özeleştiriyi de içeren bu toplantıyı yapmak da önemlidir" dedi. Alpay'ın ardından 21. Dönem Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş yaptığı konuşmada, süreçlerin çözüme evrildiği zamanlarda barış imkanlarının da çetrefilli bir hale büründüğünü söyledi.

'Açlık grevlerini inkar etmek suçtur'

Açlık grevlerine değinen Erdoğmuş, taleplerin meşru olduğunu belirterek, "Bunu inkar etmek bir suçtur. Hükümetin ve sorumluların bu suçu işlediğini düşünüyorum. Sorunu çözmesi gereken Başbakan Erdoğan'dır. Fakat muhatap sadece o değildir. Sessiz ve duyarsız kalan herkes bu hukuksuzluk karşısında sorumludur. Hiçbir talep yaşam hakkından daha değerli değildir" dedi. Kürt sorununun artık bölgesel bir sorun olmaktan çıktığını ve küresel bir sorun olduğunu belirten Erdoğmuş, "Ne yazık ki Kürtler de sadece aktör değil. Bu küresel güçler planlar yapıyor ve uyguluyorlar. Kürtlerin bağımsızlık hakkını gasp edenler halen egemenliklerini sürdürüyor. Geçmişte Kürtlere bağımsızlık vermeyi uygun görmeyen bu güçlerin halen aynı noktada olduğunu görüyoruz. Bu güçlere karşı bölge halklarının kaderlerini tayin etmek için ortak hareket etmesi gerekmektedir. Bu bağlamda Kürtlere düşen gerçekleşmesine imkan olmayan talepler yerine çoğulcu taleplere odaklanmaktır" diye kaydetti. Erdoğmuş, BDP'nin etkin bir siyaset yürütemediğini ileri sürdü.

'Ötekine nefret duyanın kendisinin nefret duyduğu yanları vardır'

Erdoğmuş'un ardından konuşan Gazeteci-Yazar Tanıl Bora ise, nefret olgusunun sosyo-psişik bir yanı olduğunu belirterek, "Ötekine nefret duyan bir kişinin kendisi ile ilgili nefret duyduğu bir yanı vardır. Kendisini Türk milliyetçisi olarak görenlerin özünde de böyle bir nefret var. Kendini Türk milliyetçisi olarak tanımlayanların kendi mazlumlukları ile ilgili sorunları var. Kendi mazlumluklarını dillendiremiyorlar ve isyankar Kürtlere saldırıyorlar. Nefret her zaman insanın kendisi ile ilgili bir durumla ilgilidir" dedi. Türkiye'de nefretin en büyük hedefinin gayrimüslimler olduğunu belirten Bora, "Ermeniler ve Hıristiyanlar önde ardından Kürtler geliyor" dedi. Bora, politikacıların ve medyanın nefret söylemindeki rolünün önemli olduğunu vurgulayarak, "Sosyal medyaya baktığımız zaman bu nefret söyleminin trajedisini daha da ortaya koyuyor" diye konuştu.

TBM Olağan Toplantısı konuşmalar ve sekreteryanın seçimi ile devam edecek. DİHA

Yorum Ekle