SON DAKİKA

TOPRAK KOKAR HER YANIMIZ BİR YANIMIZ KAN VE KASVET

Ağrı Dağının sert esen rüzgarlarında degbejin sesinde ki eşsiz harmonisi, Ahmedi Haninin bilincindeki sesleniş, kalbindeki iman , aklın da ki entelektüel yasalar, Mem u Zin'in yüreklerindeki aşkın, dikta sistemin kayboluşundaki dirilişi, keşisin bahçesindeki yok olmuş ağaçların sessiz çığlıkları, İshakpaşa'nın gölgesinde cıvıldayan anka kuşunun otoriteye haykırışı, 22 Eylül, 2019 13:52 Güncelleme: 22 Eylül, 2019 13:52 TOPRAK KOKAR HER YANIMIZ BİR YANIMIZ KAN VE KASVET

TOPRAK KOKAR HER YANIMIZ BİR YANIMIZ KAN VE KASVET

 

Efsanelerin şehri, kültür ve medeniyetin doğduğu topraklar, aşkın ve acının Ağrı Dağının sert  esen rüzgarlarında degbejin  sesinde ki eşsiz harmonisi, Ahmedi Haninin bilincindeki sesleniş, kalbindeki iman , aklın da ki entelektüel yasalar, Mem u Zin'in  yüreklerindeki aşkın, dikta sistemin kayboluşundaki dirilişi, keşisin bahçesindeki yok olmuş ağaçların sessiz çığlıkları, İshakpaşa'nın gölgesinde cıvıldayan anka kuşunun otoriteye haykırışı,

 

Niçin bu haykırış? Bizi biz yapan sosyal bilincin yok oluş evresimi, değerlerin yitirilmiş kasvetli kokusumu, bürokratların, eşrafın, kanaat, önderlerinin, beylerin, bilim adamlarının, büyüklerin sessizliğe gömülmüş yüreklerimi, baktıkları halde görmeyen gözlerimi, duydukları halde sağır olan kulaklarımı, yok bunlarda değil bence kirlenmiş yürekleri, dünya malı için adaletten vazgeçmiş yiğitlikleri, sonbahar da uçan yapraklar gibi her yere savrulan solmuş kişilikleri ve ahşalık kompleksleri gerçek olandır. Bu yüzden vahi, bilincimize bir ok saplar gibi söylüyor o müthiş cümleleri '' Kör iseler göremiyorlarsa, sen körlere doğru yolu gösterebilir misin? Yûnus Suresi 43.Ayet." Tüm algıların yıkılıyor, düşüncelerin format yiyor, yeni yazılım yüklenmeye başlayınca bilincinde var olan altın oran yüzeye çıkmaya başlıyor.

 

Sevgili insanoğlu altın oran demiştik evet!! İnsanoğlunun estetik algılarının, evrenin yaratılışının, canlıların içgüdüsel yapısı ve anatomisinin, kainattaki ilahi düzeni ve yasası altın orandır.Leonardo Da Vinci'nin dediği gibi ''İlahi oran'' Bu kadar harika estetik ve yüce varlıkken, düşünsenize öyle bir biyolojik yapımız var ki kalbimizin atışına hüküm edemiyorken öyle bir bilinç var ki evrendeki fenomenleri keşif edebiliyoruz.

 

Biz ne yapıyoruz? Çok basit evrenin yasasını bozup altın oranı orantısız bir hale getiriyoruz. Örneğin Doğubayazıt'ın harika coğrafi estetik yapısını ve altın oranını hepimiz biliriz, ama biz ne yaptık, çarpık kent yapılaşmalarıyla sırf para hırsı yüzünden o mistik, müthiş renklerin, rüzgarın, sıcağın, soğuğun, doğanın yapısını yapboz oynar gibi ayarını bozduk, beton yığınına çevirdik. Doğanın ayarı bozulunca doğada intikamını aldı. Ruhlarımız sarsıldı, akli dengemizi yitirdik, pisikolojimiz altüst oldu,

 

hiç bir şey bizi tatmin etmemeye başladı,

 

Hastalıklar saldı doğa, kanser şizofreni kalp, böbrek yetmezliği, kronik hastalıklar vs…

 

Artık toprakta, bizimle baş edemedi, intihar etti. Toprak ölünce diğer canlılarda öldü. Atom bombalarınız batsın dedi. İki avuç toprak için kardeş kardeşin kanını döküyor, batsın dedi kanınız toprağa süzülsün ben intikamımı alıyorum dedi. Her şey bir hiç uğruna, mal edinme sevdası, kalbine işlenmiş kibir, büyüklük, zenginlik, şatafat, Firavun olma sevdası,'' Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır. Hümeze 2.ayet'' işde Karunlaşma ve Firavunun kavramsal örneklendirmesi ve insan prototipinin  Friavun'laşma süreci.

 

Evet İnsanlar  alemi yaşam devam ediyor, kinle nefretle, kokuşmuşlukla, çamurlaşmış düşüncelerimizle !!... Ne zaman pas tutan kalp ve kirlenmiş düşüncelerimizi yıkayacağız.

 

Yıkayacağız evet  ama kalanizasyon akan kanlarla yada engin okyananuslar gibi sonsuz, pürüzsüz, erdemli, ahlaklı, dürüst, adaletli berrak sularla…

Ozan Baycan  yazıyor...

 

 

 

Yorum Ekle