SON DAKİKA

Taşlıçay'da Bir Kedi

19 Mart, 2012 08:54 Güncelleme: 19 Mart, 2012 08:54 Taşlıçay'da Bir Kedi

''Taşlıçay'da neler oluyor'' dedik, yalaka takımı, kuyruklarına basılmış kedi gibi viyaklamaya başladı.

''Taşlıçay'da neler oluyor” dedik, yalaka takımı, kuyruklarına basılmış kedi gibi viyaklamaya başladı.

Parasını alarak silahşörlük yapan, kalemlerine mürekkep yerine kan bulaştıran bu kediciklere üzülüyorum.

Bir gün onun, bir gün bunun kucağında yaşanan bir hayattan eminim onlarda muzdariptir.

Değillerse çıksın açıklasınlar, “biz içimizdekinden de, aldığımız paradan da memnunuz kardeşim, siz işinize bakın” desinler de bizde oturdukları kucağa da onlara da saygı duyalım.

Bu ayın kedicikler üzerindeki etkisinden olsa gerek, sıcak bir kucak özlemiyle yanıp tutuştuklarını da biliyorum.

Nitekim geçen yılın bu aylarında da ben ve arkadaşlarımın kucağında aradılar o sıcaklığın özlemini.

Bizler fantezilerine cevap veremediğimiz içinde soluğu diğer erkek kedilerin yanında aldılar.

Onları da anlıyorum aslında, bir kere kucağa oturunca paranın sıcaklığı acılarını unutturuyor onlara.

Mutlaka anlayacaklardır tabiî ki onlarda kucaklarında oturdukları erkeklerin, asıl derdinin aldıkları zevk olduğunu.

Birinin derdi para, diğerinin ki aldığı zevk işte.

“Alan razı veren razı kardeşim sanane” diyenlerin sayısının, “iyi ki yazmışsın” diyenlerden daha fazla olduğunu biliyorum.

Benim asıl derdim, Mart ayıda olsa, artık bu kediciklerin kendilerine sadece bir kucak bulup oturmalarında.

Korkarım, yedi kocalı Hürmüz gibi adları çıkacak bunlarında.

Ya kucaklarına aldıkları o kediciklerin eline yün yumağı veren erkek kedilere ne demeli?

Vermişler yün yumağını gariplerimin eline, arkadan türlü türlü fantezi kurup duruyorlar.

Taşlıçay'da yaşanan bu kedi hikayesini geçenlerde de kaleme almıştım.

O gün yazdıklarım, İlçe Milli Eğitim Müdürüne baskı yaparak, çoğunluğu kadın olan eşlerini dostlarını köylerden merkeze çeken siyasilerin yaptıkları yanlışlardı.

“Yazıktır etmeyin eğlemeyin” dedim, vay demez olaydım.

Yazıyı okuyan erkekler bir hışımla yerlerinden kalkınca, kucaklarına aldıkları kedicikler viyaklamaya başladılar.

Öyle bir çığlıktı ki bu, taaa buralardan duyuldu sesleri.

Erkek kediler, atağa kalkacakken, sıcak kucaktan olacaklarını düşünen yalaka metresler, yani kedicikler, yün yumaklarını bir tarafa bırakıp, tırnaklarını çıkardılar.

Gösterdiklerini sandıkları tırnakların gün gelip erkeklerine batacağını da hesaplayamadılar.

Sonuçta kucak sıcaktı, biri aldığı paraya diğeri zevkine bakıyordu.

Dışarı çıkan tırnak erkek kedilere batmasın istiyorum.

Bunun içinde sevgili erkek kedileri uyarmak istiyorum.

Buralar küçük yerler, şuan kucağınızda oturttuğunuz metresiniz olan kediciğe verilen evinde, her ay düzenli ödenen maaşında, yıllar önce aynı metres kedicikle yaptığınız iş ortaklığını da, onun adına kurduğunuz gazeteyi de, yediğiniz baskında yakalandığınız Dişi kediyi de biliyorum.

Açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü…

Yorum Ekle