SAVAŞ MAĞDURU AFGAN AİLENİN DERS VEREN YAŞAM MÜCADELESİ
2017 yılında Afganistan'da yaşanan savaş ve baskılardan kaçarak İran üzerinden Ağrı’ya gelen 9 nüfuslu Tajik ailesinin zorluklar karşısında verdikleri yaşam mücadelesi, adeta ders verir nitelikte.
Yavuz mahallesinde oturdukları evin bahçesinde kurdukları tandırda el birliği ile pişirdikleri ekmekleri satarak yaşamlarını sürdürmeye çalışan Tajik ailesi, birlik içinde zor şartlara göğüs geriyor. Afganistan’da uzun süredir yaşanan karışıklık ve baskılardan kurtulmak için 3 yıl önce Türkiye’ye sığınan ailenin yaşadığı sıkıntılara rağmen mutlu bir şekilde bir arada oluşları, insanlara ders veriyor.
“Evde eşya olmadığı için kartonlarda yatıyorduk“
Ailede Türkçe bilen tek kişi olan Lise öğrencisi Musa Tajik (15), Ağrı’ya geldikten sonra birçok sıkıntıyla karşı karşıya kaldıklarını anlattı. Dil bilmediklerinden dolayı iş konusunda ciddi sıkıntılar yaşadıklarını dile getiren Musa Tajik, kira karşılığında kaldıkları evin bahçesine tandır kurduklarını ve el birliği ile ekmek pişirip sattıklarını aktardı. Tajik, “Biz üç yıldır buradayız. Buraya ilk geldiğimizde Türkçe konuşmayı bilmiyordum. Kalacak yerimiz yoktu. Bir tane ev kiraladık. Eşya olmadığı için kartonlarda yatıyorduk. İlk geldiğimizde paraya ihtiyacımız olduğu için bir yere birkaç günlüğüne çalışmaya gittik. O zaman Türkçe bilmediğimiz için çalıştığımız kişi paramızın tamamını vermedi. Bir kısmını tek verdi. Sonra okula gitmeye başladığımda zamanla arkadaşlarım ve öğretmenlerim sayesinde Türkçe konuşmayı öğrendim. Sonra adamla konuşup geri kalan paramızı aldım. Bu tür sıkıntılar yaşadığımız için kalıcı bir iş bulmaya karar verdik. Böylece tandır ekmeği pişirip satmaya karar verdik.“ Dedi.
“El birliği ile geçimimizi sağlıyoruz“
Ekmek pişirirken iş bölümü yaptıklarını dile getiren Musa Tajik, “Burada günümüzü ekmek pişirmekle geçiriyoruz. Annem hamuru yoğurup pişirmeye hazır bir hale getirdikten sonra tandırın iki abim ve annem tandırın başına geçiyor. Büyük abim Nazullah annemin topaç haline getirdiği hamurları açıp anneme pişirmesi için veriyor. Annemde ekmeği açıp tandıra yapıştırıp pişiriyor. Daha sonra soğumaya bırakıyor. Murtaza abim de ekmekleri paketleyip babama teslim ediyor. Babam da hazır hale gelen ekmekleri anlaşmış olduğumuz marketlere ve cadde de kurduğu tezgâhta vatandaşlara satıyor. Yani el birliği ile geçimimizi sağlıyoruz.“ İfadelerini kullandı. “Abilerim ve babam Türkçe bilmedikleri için hiçbir yerde iş bulamıyorlar“
Türkçe bilmedikleri için babası Abdulaziz Tajik ve abileri Nazullah ve Murtaza Tajik’in düzenli bir iş bulamadıklarını ifade eden Musa Tajik, “Abilerim ve babam Türkçe bilmedikleri için hiçbir yerde iş bulamıyorlar. İki abim ve babam çalışmak için uzun süre iş aradılar ama kimse uzun süreli iş vermedi. Bizde oturduğumuz evin bahçesine tandır kuramaya karar verdik. Ailece bu tandırda pişirdiğimiz ekmeklerden elde ettiğimiz para ile hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Babam abilerim, yengem ve annemin el birliği ile ürettikleri ekmekleri satıyor. Bende elimden geldiğince babama ve ailemin diğer bireylerine yardımcı oluyorum“ şeklinde konuştu.
Babasının Afganistan da iken şair olduğunu ve şiir kitapları olduğunu dile getiren Musa Tajik, Türkiye’ye geldikten sonra bir süre şiirden uzak kalmak zorunda kaldığını söyledi. Eğitim gördüğü lisenin müdür yardımcısının babasının yazdığı şiirleri kitaba dönüştürmek için çalışmalar yaptığını da belirten Tajik, konuşmasında şunları aktardı:
Biz Afganistan da iken babam çiftçiydi. Hem de şairdi. Şiir kitapları vardı. Buraya gelince imkânsızlıklardan dolayı biraz ihmal etti. Okuldaki müdür yardımcımız babamın şiire olan ilgisini öğrenince yardımcı olmak istediğini söyledi. Şimdi de kitaba dönüştürmek için çalışmalar yapıyor.“ Şeklinde konuştu.