ÖSYM, 2013 KPSS'de soruların sızdırıldığı iddiasına ilişkin, "Haberler kesinlikle doğru değildir. Kapalı dönem için matbaa içerisinde konuşlandırılmış olan bilişim sistemlerinden bilgi kopyalanması kesinlikle donanım olarak mümkün olmadığı gibi sınava ait bilgilere her alan uzmanı sadece kendi erişim hakkıyla erişebilmektedir" ifadeleri kullanıldı.
ÖSYM'den yapılan yazılı açıklamada, üniversite sınavı başvurularının 5-19 Ocak'ta başlayacağı hatırlatılarak, 2 milyondan fazla öğrenci ve aileleriyle 10 milyona yakın insanı ilgilendiren sürecin büyük heyecan uyandırdığı, bu nedenle de kamuoyunda hassasiyetle takip edildiği belirtildi.
Bu kritik süreçte gizlilik ve güvenlik ilkelerine bağlı şekilde hak ve adalet ölçülerine göre seçme ve yerleştirme yapan ÖSYM'nin bundan asla taviz vermeyeceği vurgulanan açıklamada, adayların ve kamuoyunun hassasiyeti üzerinden menfaat elde etmek isteyen ve ÖSYM hakkında olumsuz algı oluşturmaya çalışıp ve kurumu hedef göstererek, toplumsal barışı zedelemeye kasteden bazı kesimlerin asılsız ve yanıltıcı bilgileri ileri sürmeye başladığı ifade edildi.
Bu kapsamda bugün bir gazetede Ankara kaynaklı olarak, üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmiş ve bir çalışanın ölümü ile ilgili haberde, 2013'te KPSS sorularının dışarıya sızdırıldığı yönünde iddialar bulunduğu anımsatılan açıklamada, "Haberler kesinlikle doğru değildir. Kapalı dönem için matbaa içerisinde konuşlandırılmış olan bilişim sistemlerinden bilgi kopyalanması kesinlikle donanım olarak, mümkün olmadığı gibi sınava ait bilgilere her alan uzmanı sadece kendi erişim hakkıyla erişebilmektedir. Yani tek bir kişinin sorulara erişmesi de kesinlikle mümkün değildir" ifadeleri kullanıldı.
2013'teki KPSS ile ilgili sınav sonrası gerçekleştirilen madde analizleri ve istatistiklerde rastlanmadığına dikkat çekilen açıklamada, kamuoyunda da olumsuz gelişme yaşanmadığı da ifade edildi.
Bir çalışanın ölümüyle ilgili iddiaların yanı sıra soruların sızdırıldığı konusunun da "iddia ediliyor" anlayışıyla haber yapmanın kurumları yıprattığı gibi yalan bir haberi topluma yaymanın sorumluluğunu da yüklediği savunulan açıklamada, "Haberdeki çalışanın ölümünün söz konusu sinemada gerçekleşmesi dışında verilen tüm detaylar hayal ürünü bir iddia olup konu ile ilgili ÖSYM'ye ulaşmış bilgi ve belge bulunmamaktadır. Yaklaşan YGS sürecinde medya kuruluşlarının bu tür haberleri 'iddialara göre' deyip aslını doğrulamadan ilgili bilgi ve belgelere ulaşmadan her türlü haberi yayınlamaları sorumlu medya anlayışı ile bağdaşmamaktadır" denildi.
ÖSYM'nin tüm faaliyetlerinde sadece Başkanlığın internet sayfasında yer alan bilgilerin dikkate alınmasının vurgulandığı açıklamada, "Eylül 2010'dan itibaren ÖSYM'de çok köklü bir değişim süreci yaşandı, tek bir yönetmelik maddesi ile yönetilmeye çalışılan ÖSYM'nin tüm faaliyetleri kanun, yönetmelik, bakanlar kurulu kararları, yönerge, talimat ve süreçleri kayıt altına alındı" bilgisine yer verildi.
Açıklamada, soruların hazırlanmasından sınav uygulaması ve değerlendirilmesine, sınav sonuç açıklanmasından tercih alımı ve yerleştirilmelere kadar tüm faaliyetlerin silinemez ve değiştirilemez biçimde kayıt altına alındığı belirtildi.
Tüm bunlar gerçekleştirirken, ÖSYM Başkanı ve çalışanlarının ciddi iftira ve ithamlarla karşılaşsa da tüm bu infial uyandırıcı, hakaret içeren itham ve iftiralar hakkında da yasal işlemler başlatıldığı kaydedildi. Menfaat çevrelerinin tamamıyla güvenli ÖSYM sınav sistemini bozma gayretlerine, sorumluluk sahibi basın kuruluşlarının alet olmaması ve kamuoyunun asılsız iddialarla toplumsal barışı zedeleyecek girişimlere itibar etmemesi istenildi.
6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun, ÖSYM'de yeniden yapılanmaya fırsat verdiğine dikkat çekilen açıklamada, "ÖSYM çalışanları yüzde 90 oranında değiştirilmiş ve kurumun misyon ve vizyonunu paylaşan, takım ruhu içinde çalışmalarını yürüten bir ekip oluşturulmuştur. Bu yapılanma süreci devletin tüm teşkilat ve kademeleriyle uyumlu çalışmalar neticesinde tamamlanmıştır" ifadeleri kullanıldı.
ÖSYM'nin, yaptığı her işin saniye saniyesine hesabını verebilen şeffaf bir kurum haline dönüştürüldüğü, bu nedenle haksız kazanç elde etmek isteyenlerin yalan ve iftiraların artırılmasına sebep olduğu vurgulanarak, ÖSYM'nin sınav adaleti ve güvenini koruma gayretini son 4 yıl içerisinde defalarca ortaya koyduğu, 2012 Mayıs'ta yapılan Avukatlar İçin Adli Yargı sınavının sonuçlarının istatistiki analizler ve adayların soru kitapçıkları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, ÖSYM Yönetim Kurulu kararıyla iptal edilerek, yeniden yapılmak istendiği anımsatıldı. ÖSYM'nin sınavı iptal kararının idari yargı mercilerince iptal edilerek sınavın geçerli kılındığı belirtilen açıklamada, bu sınavda olağan dışı puan alanlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, hukuki sürecin devam ettiği belirtildi.
KPSS sonuçlarıyla doğrudan devlet kadrolarına yerleştirme yapıldığından, bu sınavlar kamuoyunda hassasiyetle izlendiği belirtilen açıklamada, 2010 KPSS'de kopya olayı nedeniyle eğitim bilimleri sınavının iptal edildiği, ÖSYM yönetiminin istifa ettiği ve yeni yönetim göreve gelmesiyle sınav tekrarlandığı hatırlatıldı. Sınavdaki iptal nedenleri ve sebebiyet verdiği iddia edilenler hakkında savcılık soruşturmasının sürdüğü anımsatılan açıklamada, ÖSYM yönetiminin de bu konunun açıklığa kavuşması için en üst düzeyde destek vermeye devam ettiğinin altı çizildi.
2011, 2013 ve 2014 KPSS'de olumsuz bir durum yaşanmadığı, 2012 KPSS'de ise sınavdan hemen sonra bazı internet sitelerinde sorulardan bazılarının adayların zihinlerinde taşıdıkları biçimde yayınlandığı belirtilen açıklamada, soruları bu şekilde yayınlayanlar hakkında yasal sürecin başlatıldığı, sınavın tamamen güvenli bir şekilde gerçekleştirildiği, ilgili iddiaların asılsız olduğu ve kurumu yıpratma amacı taşıdığının bilgi ve belgeleriyle kamuoyuna sunulduğu ifade edildi.
Gerek 2010-KPSS, gerek 2012-Adli Yargı sınavlarının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulduğu ifade edilen açıklamada, ÖSYM'den talep edilen her türlü bilgi ve belgenin ivedilikle savcılığa intikal ettirildiği belirtildi.
Eylül 2010'dan bu yana ÖSYM'de "Sınav Güvenliği" önceliğiyle yapılan iyileştirmelerle sınav güvenliğini tehlikeye sokacak her ne olursa olsun tereddütsüz önüne geçildiğine işaret edilen açıklamada, "6114 sayılı yasa kapsamında yapılan düzenleme ile artık ÖSYM sınavlarında haksız kazanç elde edenler daha sonra ortaya çıkması halinde tüm haklarını geri iade etmektedirler. Bu kapsamda, 2012 yılı Mayıs ayında gerçekleştirilen 2012-Avukatlar İçin Adli Yargı sınavında olduğu gibi hukuki süreçler tamamlandığında usulsüz biçimde devlet kadrolarına yerleşen kişiler tespit edilir ise elde ettikleri tüm haklarının iptali sürecinin başlatılması kaçınılmazdır" değerlendirmesinde bulunuldu.
ÖSYM yönetiminin sınav sistemlerinin güvenliğini artırma ve haksız kazanımların önüne set çekmesinin, menfaat çevrelerinin her fırsatta asılsız iddialarla kamuoyunu yanıltma gayretlerini artırdığına işaret edilen açıklamada, ÖSYS sürecinde ve seçimler öncesinde bu tür iddiaların dozunun artmasının beklendiği belirtilerek, ÖSYM yönetiminin bu tür asılsız iddialardan yılmayacağının altı çizildi.
ÖSYM'nin sınav güvenliğinden taviz vermeksizin ölçme kalitesinin ve sınav konforunun iyileştirilmesi üzerinde yoğun çalışmalar yaptığı aktarılan açıklamada, bu kapsamda e-Sınav uygulamaları ve açık uçlu sorularla sınav demek olan yazılı sınav uygulamalarının da başlatıldığı belirtildi.
Anayasa Mahkemesinin, ÖSYM Başkanlığı tarafından uygulanan sınavlara ait soru ve cevapların, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışında bırakılmasını öngören kanun hükmünü Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal ve yürürlüğünün durdurulması" kararınına da atıfta bulunulan açıklamada, şunlar kaydedildi: "6114 sayılı Kanunun 9. maddesi 2. fıkrasının tanımış olduğu 'sorular ve cevapların, yapılan sınav sona erdikten sonra Yönetim Kurulu kararına istinaden açıklanabileceği' yetkisi kapsamında olmak üzere; sınavlarda sorulan soruların ve cevapların internet sitemizden yayımlanmaması uygulamasına devam edilecek. Ancak Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda; 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde, sınava girmiş olan adayların başvuru yapmaları halinde kendilerine ait soru kitapçığı, cevap kağıdı ve cevap anahtarı ile birlikte incelemesine sunulacak. Sınava hazırlanan adayların bilgi edinmeleri ve sınava girmeleri halinde kendi sınavlarını cevap kağıtları ile birlikte fiili olarak değerlendirebilmeleri için sınav sonuçları açıklandığında sınav sorularının yüzde 10'u sayısınca soruların resmi internet sitesinde yayınlanmasına devam edilecek olup 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında bedelli veya bedelsiz olarak süreli veya süresiz hiçbir basın yayın kuruluş veya organına telif hakkı devri yapılmamasına ve başka bir yolla da yayımlanmasına izin verilmeyecek."