Van'da geçen yıl yaşanan depremler büyük yıkıma neden olurken, en büyük darbeyi gören eğitim camiasında 63 öğretmen hayatını kaybetti.
Depremde birçok arkadaşını kaybetmelerine rağmen görevlerine ara vermeden devam eden Yılmaz ailesi, yaşanan tüm zorluklara rağmen kenti terk etmedi. Depremin acılarına rağmen Erciş'te depremzedelere hizmet eden, sıkıntılarının giderilmesi için yoğun çaba gösteren öğretmen çift, şimdi de 1976 yılında yaşanan depremde yıkılan okulun yerine yapılan prefabrik dersliklerde geleceğin nesillerini yetiştirmeye çalışıyor.
Geçen yıl 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde yaşanan depremler, en çok eğitim camiası ve öğretmenleri etkiledi. 63 öğretmenin hayatını kaybettiği depremde, okulların da tahrip olmasından dolayı öğrenciler ve öğretmenler uzun zaman okullara gidemedi. Ancak depremde bir çok arkadaşını kaybeden öğretmen Ali ve Emine Yılmaz çifti, binlerce insanın kenti terk etmesine rağmen görev yaptıkları Erciş'te kalarak insanların yardımına koştu.
OKULLARI 1976 DEPREMİNDE YIKILMIŞ
Depreme Erciş'te yakalanan ve büyük bir şok yaşayan Ali ve Emine Yılmaz çifti, Erciş'in Çelebibağı beldesine bağlı Taşevler Köyü İlköğretim Okulu'nda görev yapıyor. 1976 yaşanan depremde yıkılan okulun yerine yaptırılan prefabrik dersliklerde eğitim vermeye devam eden Yılmaz çifti, bölgede görev yaptıkları için hiç pişmanlık duymadıklarını belirtiyor.
Yılmaz çifti, depremin ardından ailelerini ziyaret ederek kısa bir sürede kente geri döndü, Çift, okulların eğitime başlamasına kadar geçen sürede depremzedelerin sıkıntılarının giderilmesi için çaba gösterdi.
"BURADA İNSANLAR ÇOK İYİ"
Çelebibağı beldesine bağlı Taşevler Köyü ilköğretim Okulu'nda 4 yıldır sınıf öğretmenliği yaptığını dile getiren Ali Yılmaz, depremde birçok öğretmen arkadaşını kaybettiğini belirtti. Deprem dönemi boyunca kaymakamlık bünyesinde depremzedelere hizmet ettiğini aktaran Yılmaz, konteyner kentlerde depremzedelere yardım dağıtılmasıyla ilgilendiğini açıkladı.
Yılmaz, "Buradaki insanlar çok iyi. Bize çok iyi davranıyorlar. Batıdaki insanların buraları gelip görmesi gerektiğini düşünüyorum. Burada çalışmanın zorlukları, imkansızlıklar oluyor tabi ki. Mesela bu köyün ilkokulu Van'da 1976 yılında meydana gelen depremde yıkılmış. Daha sonra şu an eğitim gördüğümüz prefabrik okulda eğitim verilmeye başlanmış. Aynı sınıfta birkaç sınıftaki öğrencilere bir arada eğitim veriyoruz. Ancak, 4 yıldır buradayım hiçbir terör olayıyla karşılaşmadım. Burayı tercih etmeyi düşünen öğretmen adayları buradan korkmasın. Buranın insanlarının ne kadar iyi olduğunu buraya gelince görecekler. İnanıyorum ki buradaki öğrencilere iyi imkanlar tanınsa destek verilse çok iyi yerlere gelirler." dedi.
DEPREM BOYUNCA DEPREMZEDELERİ GİYDİRDİ
Ali Yılmaz'ın eşi Giresunlu Emine Yılmaz da depremden sonra kaymakamlığın kurduğu kriz masasında görev aldığını söyledi. Deprem sürecinde depremzedeleri giyindirmek için kurulan giyim mağazasında çalıştığını belirten Yılmaz, "Bir servisimiz vardı. Mahalle mahalle gezip ihtiyacı olan depremzedeleri mağazaya getiriyordu. Biz de onlara giydirip gönderiyorduk." ifadelerini kullandı.
Öğretmenlik tercihlerinin hepsinde doğuyu işaretlediğini dile getiren Emine Yılmaz, "Benim hiçbir tercihimde Karadeniz'den bir il yer almıyordu. Başka bir batı ilinden de bir il almıyordu. Benim bütün tercihlerimde doğu vardı. Bunu kesinlikle bilerek yaptım. Burası geldiği için hiçbir zaman pişman olmadım. Burası benim 8. tercihimdi. Buranın tabi ki zorlukları var. Ancak köylülerimiz bize çok yardımcı oluyor. Kendimiz soba yakıyoruz. Burada dizimize kadar kar yağıyor. Kara bata çıka kömür alıyoruz kömürlükten. İnsanlarda yardımcı oluyor. Yeni mezunların da burayı yazarken burada kafalarında bir şüphe oluşmasını istemem. İki yıldır buradayım ve hiç pişman olmadım." diye konuştu.
"BURADA YAŞADIĞIM MUTLULUĞU HİÇ BİR ŞEYE DEĞİŞMEM"
Yaklaşık 2,5 yıldır aynı köyde olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Ben geldiğimde çocuklar o kadar öğretmen değiştirmişlerdi ki derslerden geri kalmışlardı. Yarım dönem çalıştım ancak çocukları olması gerektiği seviyeye getirebildim. Bu çocukların suçu değil. Bir öğretmen geliyor, biri gidiyor. Sürekli ücretli öğretmen geliyor buraya. Öğretmenlerimiz çekinmeyip buraya gelse, buradaki eğitim daha çok kaliteli olurdu. Daha önce İstanbul'da ücretli öğretmenlik yapmıştım. O zaman ilk öğretmenler günümdü. Orada o kadar güzel hediye getirmişlerdi ki eve birkaç poşetle gittim. Ancak burada çiçek getirdiler. Şarkı söylediler. Ama bunun mutluluğunu hiçbir şeyle değişmem. Buradaki çocuklar çok daha farklı batıya göre, bunlar daha sevecen daha masum." ifadelerini kullandı.