"Canlı bomba" oldukları iddiasıyla fotoğrafları yayımlanan üniversite öğrencileri Elif Sultan Kalsen ve Harran Aydın, emniyet yetkilileri ve bazı basın kuruluşları hakkında suç duyurusunda bulundu.
STANBUL - İstanbul'daki Sultangazi 75. Yıl Polis Merkezi'ne yapılan bombalı saldırı sonrası "canlı bomba" oldukları iddiasıyla basında fotoğrafları yayımlanan sekiz kişiden Elif Sultan Kalsen ve Harran Aydın avukatlarıyla birlikte İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek basın açıklaması yaptı; İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve emniyet yetkilileri ile bazı basın kuruluşları hakkında suç duyurusunda bulundu.
Canlı bomba olarak arandığını dün (12 Eylül) öğrendiğini söyleyen Aydın, habere şaşırdığını belirterek, "Benimle birlikte sekiz kişinin fotoğrafı ve isimleri açıktan yayınlanıyordu. Basın pervasızca böyle haberler yapabiliyor. Keza İstanbul Emniyeti dayatıyor" dedi.
14 aydır tutukluyken iki ay önce tahliye olduğunu ifade eden Aydın, "Devrimci mücadele veren bir öğrenciyim. Basında haber çıkmadan bir gün önce 11 Eylül'de bu adliyedeydim. Elimi kolumu sallayarak girdim. Madem canlı bombayım neden rahatça girebildim? Olayın komplo olduğu açık" ifadelerini kullandı.
Kalsen de, can güvenliklerinin olmadığı belirtti ve "Bunun kaygısını yaşıyoruz. Buraya geldik ama çıktığımızda ne olacağını bilmiyoruz. Ben üç ay önce tahliye oldum, açıktan faaliyet yürütüyorum. Bizi katletmek istiyorlar. Düşüncemizden dolayı bunu yapmak istiyorlar. Basının alet olmasını istemiyoruz" dedi.
Daha önce de polisin bazı kişileri bu şekilde afişe ettiğini belirten avukat Günay Dağ, müvekkillerinin can güvenliğinden, katledileceklerinden endişe duyduklarını söyledi. Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Dağ, "Bu haberleri servis eden polisler ve haberi yayınlayan basın hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Müvekkillerimiz yeni yasal düzenleme sonrasında tahliye oldular. Hedef gösterilmelerinin nedeni sosyalist kimlikleridir" diye konuştu.
Açıklamanın ardından müvekkilleriyle birlikte adliyeye giren Dağ, dilekçesini savcılığa vererek, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve emniyet yetkilileri ile bazı basın kuruluşları hakkında "iftira, suç uydurma, gizliliği ihlal, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, tasarlayarak öldürmeye teşebbüs ve iştirak" yönünde suç duyursunda bulundu.