ANKARA - Kürkçü, Dev-Yol davasında verilen karara ilişkin olarak ise, "Yargının devletin en fazla yurttaş hakkı, insan hakkı ihlal eden bir kurum olduğunu görüyorum. Tuz kokarsa ne olacak bunu görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
BDP Mersin Milletvekili Kürkcü, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin giderilmesi, mağdurların durumlarının tespiti, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi amacıyla Meclis'te Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. Kürkçü, konuya ilişkin TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek, araştırma önergesi hakkında bilgi verdi. Kürkçü, Meclis'in sahip olduğu güç ve yetkiyi kullanarak cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamaların neden ve kaynaklarını ortaya çıkarmak üzere bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti. Araştırma önergesinin gerekçesinde, "Özellikle Osmaniye, Kürkçüler, Gaziantep, Kırıkkale, Kandıra, Tekirdağ, Kırıklar, Edirne, Sincan cezaevlerinden birçok işkence ve kötü muamele şikayeti hem basına yansımakta hem insan hakları komisyonunun önüne gelmekte hem de milletvekillerine tutukluların kendileri ve yakınlarınca yazılmış mektuplarla iletilmektedir" denildi.
Gerekçede, cezaevlerinde şikayete konu olabilecek sorunlar şöyle sıralandı: "Tutuklanan kişileri hapishaneye girişte çırılçıplak soyma, fiziksel zor kullanılarak yürütülen üst araması uygulamasının artması, arama amacını aşan fiziksel güç, tahkir ve tehdit kullanılması. Her gün 23 saat boyunca tek başına hücrede tutulan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum tutsakların yaşam koşulları gerek sağlık açısından gerekse psikolojik açıdan işkence halini almıştır. Kürtçe yayınların verilmemesi ve tercüman parası adı altında mahkumlardan zorla para alınmak istenmesi."
Dev-Yol davası açıklaması
Kürkçü açıklamasının ardından gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Yargıtay, 30 yıldır devam eden Dev-Yol davasının zaman aşımından düşürülmesine karar verdi, ne diyorsunuz" sorusuna Kürkçü, "Türkiye'deki yargılama usullerinin ne kadar korkunç bir yerde olduğunu bize gösteriyor. 12 Eylül rejiminin kurucuları, başlıca sorumluları şu an yargı önündeyken onların gözaltına tutuklattığı, onların adil olmayan mahkemelerde yargılattığı insanların yargılamalarının usule uygun olup olmadığını 30 yıl boyunca tartışıp bir sonuca varamayan bir yargının Türkiye'nin en önemli meselesi haline geldiğini söyleyebilirim. Yargının devletin en fazla yurttaş hakkı insan hakki ihlal eden bir kurum olduğunu görüyorum. Tuz kokarsa ne olacak bunu görüyoruz" yanıtını verdi. DİHA
