(Tarihçesi)
Kurdçe yakın zamana kadar yasaklı olması sebebiyle kurumsallaşamamıştı. Bu yüzden de dil, kültür ve tarihsel değerlerini araştırıp geliştirme olanaklarından yoksundu.
Ancak siyasi kaygılardan uzak duran tarafsız bilim adamlarının yaptığı değerlendirmelerde Kurdçenin inkârcıların aksine dünya dilleri arasında yer bulduğunu görmekteyiz.
Dil bilimcilerin yaptığı çalışmalarda tüm dünya dilleri başta köken olmak üzere birbirleriyle olan ilişkilerine göre gruplara ayrılmıştır.
Buna göre:
1-Hint-Avrupa Dilleri: a-Asya kolu, b-Avrupa kolu diye ikiye ayrılır.
2-Hami-Sami Dilleri: Arapça, Akadca, İbranice, Tunus dilleri, Habeşçe, Kıptice, Berberice…
3-Bantu Dilleri: a) Güney Afrika, b) Orta Afrika dilleri.
4-Çin Dilleri: Çince, Tibetçe ve Burma dilleri.
5-Kafkas Dilleri: Ahbazca, Lezgice, Savanca, Lazca, İnguşca, Avarca, Dargice, Agulca…
6-Ural Dilleri: Fince, Macarca, Estonca, Uygurca, Samutçe, Türkçe.
7-Altay Dilleri: Moğolca, Mançurca, Tunguzca, Japonca ve Korece.
Konumuz Kurdçe, dolayısıyla Hint-Avrupa dilleri grubuna biraz daha yakından bakmakta fayda vardır.
Hint–Avrupa Dilleri
1-Avrupa Kolu
a-Cermen dilleri: İngilizce, Almanca, Hollandaca, İsveçce, Norveçce, Danca, İzlandaca, Yidişce.
b-Roman dilleri: Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rumence, Katalanca, Provensalca ve Ladino. (Bu kolun çıkış dili, Latincedir.)
c-Slav dilleri: Rusça, Ukraynaca, Sırpça, Hırvatça, Boşnakça, Lehçe, Bulgarca, Makedonca, Slovence, Slovakça, Çekçe.
d-Baltık dilleri: Litvanya’ca, Leton’ca.
e-Kelt dilleri: Bretonca, Galce, İrlandaca, İskoçca, Kernevekçe.
f-Yunanca ve Arnavutça
2- Asya Kolu
a- Hint dilleri: Sanskritçe, Bengalce, Hintçe, Nepalce, diğer Hindistan Dilleri,
b- Aryan-İran Dilleri: Farsça, Osetçe, Kurdçe, Belucice, Pehlevice, Peştuca.
c- Anadolu dilleri: Hitit dili, Lidya dili, Likya dili. Luvi dili (ölü dillerdir.)
d- Ermenice
Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum!
“Kurdistan tarihi” adlı yazı dizisinde Hititler’in Kurdlerle akraba olduklarını ve hatta Hititçe, Kurdçe ve Türkçe karşılaştırmalı benzeşen sözcükler örneğinde Hititçenin Türkçeye tamamen yabancı, ama Kurdçeye benzerliğini bilgilerinize sunmuştum.
Yukarıda sunduğum dünya dilleri çalışmasında da Hititçe Kurdçe ile aynı dil ailesinde, yani Hint-Avrupa kolunda gösterilmiştir. Dünya bilim çevreleri bu gerçekleri konuşurken, TC’nin resmi/sözde dil bilimcileri ise kendi yalanlarıyla yeni nesilleri zehirleyerek Moğol oyunlarıyla iktidar oldukları emanet topraklarda işgal süresini uzatmak için hedefledikleri asimilasyonu gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.
Üzücü olan, Kurdlerin özenti ve çıkar dürtüsüyle bu asimilasyon çabalarına çanak tutmasıdır!
Sadede gelelim: İrani diller gramer yapıları bakımından kuzey, güney, batı ve doğu grubu olarak dörde ayrılır. Kurdçe kuzey-batı İran grubunda yer alırken, Farsça güney-batı grubunda yer almaktadır.
Kurdçenin içinde bulunduğu Hint-Avrupa dilleri ve Sami dilleri BÜKÜMLÜ DİLLER grubuna girerken, Çin dilleri tek heceli diller grubuna, Türkçe, Macarca ve Fince ise eklemeli diller grubuna girerler,
KURDÇENİN KONUMU VE LEHÇELERİ
Kurdçe, Anadolu, Kafkasya, Fars ve Arap toprakları (Kızıldeniz-Basra körfezi) arasında yer alan topraklarda konuşulur.
Kaşgarlı Mahmut ‘Divan-ı Lugat-ı Turk’ (!) adlı eserinde bu geniş coğrafyaya “ERDUL KURD” demektedir (!).
Kürdistan toprakları, Iran, Irak, Suriye, eski SSCB ve Türkiye devletleri arasında paylaştırıldığı için, iktidar sahibi işgalci diller (Türkçe, Ermenice, Azerice, Farsça ve Arapça) resmiyet kazanırken, başta Kurdçe olmak üzere yerli diller yasaklanarak yok edilmeye çalışılmıştır
Buna rağmen Kurdçe Iran, Irak, Lübnan, Suriye, Ürdün, Ermenistan, Türkiye´de yani anavatanında hala konuşulmaktadır. Ayrıca Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Pakistan- Belucistan, Afganistan, Hindistan gibi ülkelerde de hala varlıklarını devam ettirmektedirler. Moskova, Bakü, Erivan, Tahran, Bağdat, Şam, Ankara gibi başkentlerin yanı sıra başta İstanbul olmak üzere diğer büyük şehirlerde Kürtçe konuşan yoğun bir nüfus bulunmaktadır. Diasporada bulunan Kurdlerin bir kısmı uygulanan soykırım/ zorunlu göç ve sürgünler sebebiyle bu kentlere yerleşirken, bir kısmı da çok eski tarihlerden beri yerleşiktir.
Ne ilginçtir ki Kurdçe, dünyadaki mevcut 52 devletin nüfusundan daha fazla bir nüfus tarafından konuşulduğu halde toprakları işgal edildiği için siyasette ve kamusal alanda yaygın bir şekilde kullanım şansı bulamamıştır.
Ama nihayet Güney Kurdistan’ da uzun zamandır yürütülen ulusal mücadele ve bunun getirdiği kültürel serbestlik ve ardından gelen yerel iktidar olanakları bu parçada Kurdçenin gelişmesine ortam hazırlamış ve resmiyet kazandırmıştır.
(Gelecek bölüm: LEHÇELER)
Fikret Yaşar- Yüksekova Haber