BDP Antalya İl Örgütü'nün, Cam Piramit Kongre ve Kültür Merkezi'nde verdiği "Dostluk ve Dayanışma Yemeği"ne çok sayıda kişi katıldı.
Yemeğe BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP PM üyeleri Ramazan Yıldız ve Yıldız Çelik, ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, Yazar Hasan Kıyafet, Yazar Kamile Yılmaz ile birlikte çok sayıda siyasi parti, yöre derneği ve sendika temsilcisi katıldı.
Pariste katledilen 3 Kürt siyesetçi kadın için yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Kışanak, barış sürecinin önemli olduğunu dile getirerek, "Artık bu topraklar acıya doydu, kana doydu, gözyaşına doydu. Artık biz gülmek istiyoruz. Artık dostluğu kardeşliği, barışı paylaşmak istiyoruz. Acılarımızı paylaşarak azaltırız. Sevinçlerimizi, dostluklarımızı paylaşarak büyütürüz. Mücadeleyi, yoldaşlığı paylaşarak daha güçlü kılabiliriz" dedi. Konuşmaların ardından Rojda'nın konseriyle program sona erdi.
'Eylemimizi yapalım, taleplerimizi dillendirelim'
Önemli bür süreçten geçildiğini ifade eden Kışanak, "Merak ettiğiniz, beklediğiniz sorular var. Bu ülkenin en büyük sorunu, birinci sorunu Kürt sorunudur. Her ne kadar Başbakan Kürt sorunu yok dese de, bu sorun hala en önemli sorundur. En birinci sorun olmaya devam ediyor. O nedenle bugün İmralı'da başlatılan Öcalan'la başlatılan görüşmeler Türkiye'nin birinci gündemidir. Açıkçası, kahvede, restoranda, Parlamento'da bu süreç konuşulur. Medyanın birinci gündemidir. Her yerde bu konu konuşulur" diye kaydetti. Kürt sorununun barışla doğrudan bağlantılı bir sorun olduğunu belirten Kışanak, "Zaten bizim toplumsal barışımızı bozan çatışmalara neden olan inkarcı asimilasyoncu tekçi bir devlet zihniyetiydi. Bu topluma dayatıldığı için toplumsal barışımız bozuldu. Bir arada kardeşçe yaşayamaz olduk. O zaman çözümün kaynağını da burada bulmak lazım. Gasp edilen hakların verilmesi, tekçi zihniyetten vazgeçilmesi demokratik, bir anlayışla herkesin eşit yurttaşlık içinde bir arada yaşadığı bir sisteme, bir toplumsal ortama kavuşmamız gerekiyor. Bunu sağladığımız zaman çatışma da, silahlar da, zaten bize büyük acılar yaşatan, savaş da ortadan kalkmış olur. Bu kadar doğrudan bağlantılı" dedi.
'Susarak susturarak barışı sağlamak mümkün değildir'
Salonda bulunanlara "Sizlerden sürece aktif olarak katılma çağrısı yapıyorum" diyen Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sesimizi yükseltelim, sözümüzü söyleyelim. Eylemimizi yapalım, taleplerimizi dillendirelim. Barış ancak böyle gelebilir. Susarak, eylemsiz kalarak beklenti içinde kalarak barışı temin edemeyiz. Herkes barışı istiyor. Ancak bunu temin etmek için daha örgütlü olmak, daha çok eylem yapmak, daha çok mücadele etmek gerekir. Kim bizim susmamızı istiyorsa kim sizleri susturmak istiyorsa, kim Türkiye'nin demokratik muhalefetini susturmak istiyorsa onlar toplumsal barışın altına dinamit koyarlar. Susarak, beklenti içinde olarak taleplerinden vazgeçerek biz barışı temin edemeyiz. Zaten yüz yıl boyunca susturmak istediler. Kim itiraz ettiyse, kim isyan ettiyse, kim karşı çıktıysa ya dar ağacına, ya da cezaevine gönderdiler. Susun sesinizi çıkarmayın kabul edin dediler. İşte çözümsüzlüğün adı budur. Çatışmaya neden olan siyasetin kendisi budur. Biz konuşacağız. Hep beraber kadınlar konuşacak. Gençler konuşacak. Sendikacı da, insan hakları savunucuları, siyasiler konuşacak. Ancak toplumsal barışı böyle temin edebiliriz. Susarak, susturarak barışı sağlamak mümkün değildir" dedi.
'Çözüme arkanızı dönmeyiniz'
Hükümeti barış sürecinde cesur ve samimi olmaya davet ettiklerini ifade eden Kışanak, "Geçen Ağustos sürecinde olduğu gibi ortaya çıkacak çözüm haritasına sahip çıkmaya davet ediyoruz. Geçen süreçlerde eğer bu cesaret gösterilseydi, belki de bir buçuk yılı kaybetmeyecektik, belki de binlerce canımızı kaybetmeyecektik. Artık bu topraklar acıya doydu, artık kana doydu, artık gözyaşına doydu. Artık biz gülmek istiyoruz. Artık dostluğu kardeşliği barışı paylaşmak istiyoruz. Çözüme arkanızı dönmeyiniz. Önünüze gelecek çözüm önerisine sırtınızı dönemezsiniz. Böyle bir lüksünüz yoktur. Aksi takdirde tüm Türkiye'nin demokratik güçlerini, karşınıza almış olursunuz. Buradan bir kez daha çözüme barışa ve özgürlüğe inancımızı paylaştık" diye belirtti.