Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Esad ile Erdoğan arasında ne fark var?" sorusunu sorarak, "Sen dön kendi ülkene bak. Esad kanla, sen biber gazıyla susturuyorsun. Senin ülkende demokrasi var mı? Gazetecilere özgürlük var mı? Yok. 12 Eylül'de Kenan Evren bile buna cesaret etmedi, sen kalkıp demokrasi dersi veriyorsun" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi savaşa sürükleyecek hiçbir belgenin altına imza atmayacaklarını belirterek, "Her türlü yolu gösterdik ama ben biliyorum dedi. Türkiye savaşın eşiğine geldi. Bir Allah'ın kulu çıkıp desin ki 'biz şu yüzden Suriye ile şu nedenden savaşmak zorundayız.' Meclis koltuğunda oturmak güzel olabilir, ama bu ülkenin anayasası var. Cemil Çiçek'e sesleniyorum, Özgür Suriye Ordusu'nun hangi kararla geldiğini bize anlat. Yabancı bir ülkenin askerinin konuşlanması Meclis'in kararına bağlı. İzin almadılar. Bu vatana ihanettir. Apaydın kampına gitmesek öğrenemeyecektik. Orada Özgür Suriye Ordusu'nun konuşlandığını bilmeyecektik. Sayın Cemil Çiçek milletvekillerinin giremediği kampın hesabını sordu mu? O da bunun hesabını versin" dedi.
'Çapsızlığı dünyada bilinen bir Dışişleri Bakanı'
Türkiye'nin yanında Hamas ve Barzani'nin olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Suriye'nin yanında, İran, Rusya, Çin, Brezilya var. Türkiye'yi böyle bir denklemin içine sokmak stratejik derinlik midir, körlük müdür? Böyle bir anlamsız dengenin içine Türkiye'yi sokan bir süreci bizim başımıza bela eden, çapsızlığı dünyada bilinen bir Dışişleri Bakanı'yla yola çıkılırsa Türkiye'nin geldiği nokta budur. Bunun için engin bilgiye gerek yok. Bunu yapmak için ileri derecede geri zekalı olmak lazım" ifadesini kullandı. CHP'nin savaş istemediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Esad ile Erdoğan arasında ne fark var?" sorusunu sordu. Kılıçdaroğlu, "Sen dön kendi ülkene bak. Esad kanla, sen biber gazıyla susturuyorsun. Senin ülkende demokrasi var mı? Gazetecilere özgürlük var mı? Yok. 12 Eylül'de Kenan Evren bile buna cesaret etmedi, sen kalkıp demokrasi dersi veriyorsun. Tezkere çıktı, 'Şam fatihi' olacakmış. 'Şam fatihi' olacaksan önce çocuklarını askere gönder. AKP'lilerin çocuklarını askere gönder. Çocuklarını göndermeyeceksin, AKP'lilerin çocukları gitmeyecek, bu milletin fakir fukara çocuklarını alacaksın. Bu kafayla gidersen sen anca 'Şam babası' olursun" dedi.
'Bu ülkenin sorunlarını kim çözecek?'
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in açıklamalarını değerlendiren Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: "Emniyet müdürlerinin görevi nedir? Toplumun güvenliğini sağlamak. Bu söylem başlangıçta insani gibi görünse de toplumu bölen bir söylemdir. Şehit aileleri ne diyecek buna? Emniyet müdürlerinin bu tür bir açıklama yapma gereği hiç yoktur. Genelkurmay Başkanı ağlayacak, öbürü başlayacak ağlayacak. Bu ülkede bir de ağlamayan, ama ülkenin sorunlarına sahip çıkan birisine ihtiyaç var. Şehit cenazeleri geliyor birisi ağlıyor, öbürü gelecek öbürü ağlayacak, bu ülkenin sorunlarını kim çözecek?" DİHA