SON DAKİKA

KALECİK MAHKUMLARI

Kalecikte şiddetli rüzgar eser Hapishane duvarlarına vurdukça Camlarda acayip sesler gelir Sanki mahkuma mesaj vermekte 18 Şubat, 2013 03:28 Güncelleme: 18 Şubat, 2013 03:28 KALECİK MAHKUMLARI

Doğubayazıtın Ömer Hayyamı Mehmet Geçitin kaleminden...

 

Kalecikte şiddetli rüzgar eser

Hapishane duvarlarına vurdukça

Camlarda acayip sesler gelir

Sanki mahkuma mesaj vermekte


Camların titreyişi gibi

Bende titriyorum sokakta

Bu acı, bu hasret niye?

Dört duvarla baş başa

 

Duvarları çok sağlam

Her tarafı kan boyalı

Gardiyanları kalpleri gibi

Özlem duydum, renklere

 

Yaşlı bir dedemiz var, mahkum

Adına Hüseyin dede diyorlar

Cinayetten yatıyor

Korkunca, intikama kinci biri

 

Ayağını yere sürterek yürür

Kaz yürüyüşü gibi

Gündüz hep uyuklar

Aç gözlüdür yemeğe doymaz

 

Birde Kalecikli kavlağımız var

Adı, Halil Kavlak

Hep tavuk kümesinde çalışır

Oturağı yaralı, voleybol oynamakta

 

Ergun Göknel'e ne demeli?

İSKİ kahramanıdır kendisi

Ne yemeğe doyar,çok kadın değiştirir

Kimseye bir şey koklatmaz

 

Ya Erzurumlu sofu Muhlis dayı

Ömrünün son döneminde mahkum

Sabırsızdır hep affı bekler

Hayali, umudu suya düşer

 

Cinli, çinko Hüseyin'imiz var

Aslen Iğdır'lı, Iğdır'ı tanımaz

Ankara yozlaştırmış, kılmıyor namaz

Kars'lı Yakup Doğan ona kafayı takmış.

 

Urfa'lı Eyüp Keskin

Mahkumlar ona xalo der

Hiç kimse onu sevmez

Hem ağa, hem demokrat

 

Babaların babası, yiğidin hası

Remzi Erzurum'lu, güzel baba

Bir zaman emniyet müdürü idi.

Dostluklar için veriyor çaba

 

Kırşehir'li Recep Türk

Giyinmiş postan, kürk

Neşat'ın hastasıdır, türkü söyler

Mahkumların baş belası

 

Bankalar kralı, Ahmet Güçbilmez

Kurban keser, mahkuma vermez

Mavi gözlü, tombuldur, herhalde melez

Gardiyanları sever, mahkumu sevmez

 

Bizim Faik İlhan

Geziyor, tozuyor yan yan

Suçunu sorsa ırzcıdır.

İdareden herkesten torpillidir, inan

 

Babasını öldüren, Burak Özcan

Uykusuzdur, gözleri dolu kan

Telefon başında hiç ayrılmaz

Buna nasıl dayansın can

 

Şoförümüz Bahtiyar yazıcı

Bazı kere laf söyler acı acı

Hem deli hem akıllıdır

Tutmuş onu, kan bedeni olan sancı

 

Ördekçi Ahmet dayı

Hep içer demli çayı

Mutfağın yemeğini beğenmez

Voleybolda sayar sayı

 

Gemi yapar, Zeki Altın ışık

Elinde eksilmez, çatal kaşık

Bakana gemi hediye eder

İşi gücü, biraz karışık

 

Pinpon oynar Nihat Dal

Tasavvufçudur aynı abdal

Fenerbahçe`nin hastasıdır

Zeytin ile kahvaltı yapar , sevmez bal

 

Voleybol oynar Mahmut Aydın

Mahkumlar içinde cok saygın

Cinayettir,namus belasına yatıyor

Onunla konuşrsun,gülmekten düşersin baygın

 

Makine mühendisi Sedat Köse oğlu

Kökenini sorarsan oda doğulu

Asabi,sinirli,titizdir

Atletik vücutlu,uzun boylu

 

Baş belası hemşerim Yakup Doğan

Mutfakta soyuyor, patates soğan

Iğdır'lı Hüseyin'i, tartakladı.

Yerinde durmuyor hiçbir zaman

 

Tanırım, taksici Burhan Gürbüzü

Telefonda kızlar, takip ederler izi

Voleybol oynar, altın kolye takar

Geçer ailesine nazı ve sözü

 

Gençtir bizim Murat Çakmak

Eline almış ağaçtan tokmak

Hapishaneyi pek sevmez

Pişmandır yatıyor, ahmak ahmak

 

Karadenizli Erkan Kurtuluş

Topa vuruyor darbeli vuruş

Delikanlı, saf iyi niyetli

Dolar Mark taşır, taşımaz Lira, Kuruş

 

Tavukta çalışır bizim Kenan

Durmuyor hiçbir zaman

Bazen karate yapar, zıplar

Çok hareketli durmuyor bir an

 

Bunu size hediye etti, Geçit Mehmet

Bazılarını sever, bazılarından eder nefret

Hep çekmiş çile ve hasret

Sever insanı, Allah'tan diler rahmet


 

Yorum Ekle