Klasik gazetecilik masalları anlatarak sıkmak istemiyorum sizleri.
İyiler ve Ağrı…
Klasik gazetecilik masalları anlatarak sıkmak istemiyorum sizleri.
Bilirsiniz bir avcının, birde gazetecinin hikayeleri hiç bitmezmiş.
Avcı gazetecilerden ne çektiğimi anlatmaya kalksam, kitap olurdu sanırım.
Neyse asıl konumuza gelelim.
Efendim bu hafta, üzerinde aylardır çalıştığımız bir geceye ev sahipliği yapıyoruz.
Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti tarafından 17 Şubat’ta yani Cuma günü nihayet Ağrı Oskar ödüllerine kavuşuyor.
Kıran kırana geçen bir aylık anket nihayet sonuçlandı.
Gecede ödül alacak isimleri tabiî ki açıklamayacağım.
Bu yazı, sadece gecenin 17 Şubat Cuma günü yapılacağının duyurusu niteliğinde bir yazı.
Anlaşıldıysa gecenin Cuma günü yapılacağı, gelelim gecenin amacına…
Biliyorsunuz, şehrimiz yaşanabilir iller sıralamasında en sonuncu il.
Böyle bir İl’de yaşamak bazen insanları sıkıp, daraltabiliyor.
Birde üstüne ucuz hesaplarla yapılan iğrenç dedikodu ve iftiralar eklenince, “bırakıp gidesim geliyor bu şehri” diye içimizden geçirebiliyoruz.
Bu yazıyı okuyup da, ben hiç böle bir hisse kapılmadım diyen olduğuna inanmıyorum.
Birde dışarıdan ilimize hizmet için gelen vatandaşlarımızın psikolojisini düşünsenize…
Burada doğup, burada büyüyen, buranın ekmeğini yiyip buradan ekmek parasını kazanan bizler bile bu hisse kapılıyorsak, onların ruh hallerini düşünemiyorum bile.
Bu hissin sebebinin yine, bizler olduğunu kabul ederek, kendimizle yüzleşmeliyiz aslında.
Hiç kimse kendi şehrimize bizim verdiğimiz zarar kadar zarar veremiyor farkındaysanız.
Hırsız siyasetçiye çanak tutup, pofpoflanmayı seven yabancı kurum müdürüne en yakınındaki arkadaşını satan yine bizleriz.
Böyle bir şehir profili içerisinde sık sık daralıp, iş yapma hevesini yitiren bir çok insanın yaşadığı bir il burası.
İşte bu gece tamda burada giriyor devreye.
Madem bizler, (yani bu şehirde büyüyüp, ekmeğini burada kazanıp buna rağmen hala hemşerisi hakkında haince planlar kuranlar) bunları yaparken birilerinin motivasyonunu azaltıyor ve çalışmasını engelliyorsak, birkaç iyi adamın da çıkıp, herkesin böyle olmadığını birilerine göstermesi gerekmiyor mu?
Tabiî ki gerekiyor.
İnsanları her zaman kazandığı para karşılığında çalıştıramayabilirsiniz, bunu iyi idareciler bilir.
Bazen de, birilerini olumlu yönde motive edip, heyecanlarına heyecan katmanız gerekir.
İşte gecemizin amacı burada çıkıyor ortaya.
Bu şehre emek verip, bizlerden daha fazla Ağrılı olan, Ağrılıysa da, hak ettiğine inandığı teşekkürü hala alamayan insanları, küçük bir plaketle ödüllendirmek amacımız.
Gecede kimin birinci olduğu yada sonuncu olduğunun çok önemi yok bence.
Birincilerin diğer arkadaşlarını motive etmek için, o gece yapacakları konuşmaları geceye gelerek görmeniz gerektiğine inanıyorum.
Egolardan uzak, sadelik içinde, vatandaş oylarıyla birinci olmayı hak eden insanların bulunduğu Yılın En İyileri gecesine hepinizi bekliyorum.
Gecede buluşmak ümidiyle…
HOŞ-KAL’ın…