SON DAKİKA

'Hükümet tehlikenin farkında değil'

02 Mart, 2012 21:04 Güncelleme: 02 Mart, 2012 21:04 'Hükümet tehlikenin farkında değil'

ANKARA - BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, gündemdeki gelişmelere ve AİHM süreçlerine ilişkin TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Avrupa Konseyi'ne üye ülke sayısının 47 olduğunu belirten Kaplan, AİHM'in iş yükünün arttığını söyledi.

Önce 11 Nolu protokolle iş yükünün hafifletilmek istendiğine değinen Kaplan, "Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ile Avrupa İnsan Hakları Divanı birleştirildi, tek mahkeme AİHM sürecine girildi. Büyük Daire sistemi getirildi, sonra duruşmalar en aza indirildi. Bireysel başvurular üç kişilik komite incelemelerine alındı, yetmedi, 12 Nolu protokol ile başvurular tek kişilik incelemeye alındı. Grup/pilot davalar sistemi ile iş yükü azaltılmak istendi, yeterli olmadı" dedi. Türkiye'nin bu süreçlerde en fazla dava açılan ve mahkum olan ülke rekorunu sürdürdüğünün altını çizen Kaplan, hükümet ile AİHM'in görüşmelere başladığını kaydetti. Kaplan, bugün yapılmak istenenin Anayasa Mahkemesine başlayacak bireysel başvurularda 23 Eylül tarihine kadar AİHM'de Türkiye aleyhine açılmış binlerce davanın geri gönderilerek "Özel Komisyona"a havale edilmesi olduğunu söyledi.

'Hükümet tehlikenin farkında değil'

Hükümetin tehlikenin farkında olmadığının altını çizen Kaplan, şunları kaydetti: "Cezaevleri kapasitesinin üzerinde dolup taşarken, Pozantı, Osmaniye, Mardin, Diyarbakır, Tekirdağ, Kandıra F tipi cezaevleri kaynarken, Özel yetkili mahkemelerde adil yargılanma hakkı ayaklar altına alınır uzun tutukluluk halleri cezaya dönüşürken, medya baskı altına alınır gazeteciler tutuklanırken, AB bakanı bunlara terörist derken, savunma avukatları görevleri nedeniyle tutuklanırken, seçilmiş siyasetçiler iktidarın hışmına uğrayıp tutuklanırken, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü ayaklar altına alınır, muhalefet gaz bombalarıyla, TOMA'larla saldırıya uğrarken, siyasi temsil önünde engeller durur, hala darbe anayasası yürürlükteyken, Uludere katliamı uluslararası yargıya taşınırken, kentsel dönüşüm adı altında, özelleştirme, Yap-İşlet-Devret projeleriyle ülke zenginlikleri satışa çıkarılırken, insan hakları ihlalleri doruğa çıkarken, AİHM, AKP Hükümetine oksijen vermeye, ihlaller konusunda cesaretlendirmeye, korumaya kalkışırsa meşruiyeti tartışma konusu haline gelir."

'İnsan hak ve özgürlükleri pazarlık konusu'

Hükümet ile Strasbourg Mahkemesi arasında tartışmalı bir pazarlığın sürdüğünü ifade eden Kaplan, pazarlık konusunun ise insan hak ve özgürlükleri olduğuna işaret etti.

18 yıl önce 2 Mart 1994 yılında DEP milletvekillerine Meclis'te bir darbe yapıldığını dile getiren Kaplan, "Dokunulmazlıkları kaldırılıp tutuklandılar. Yıllarca cezaevinde kaldılar. AİHM'de beş dava açtılar kazandılar" diye konuştu. Bugün dahi Hatip Dicle ve Mahmut Alınak'ın cezaevinde tutuklu olduğuna dikkat çeken Kaplan, Orhan Doğan'ın yaşamını yitirdiğini, Ahmet Türk, Leyla Zana ve Sırrı Sakık'ın tekrar seçilerek Meclis'te yer aldıklarını söyledi. Bugün yalnızca BDP milletvekilleri yanı sıra diğer parti vekillerinin de tutuklu olduğunu belirten Kaplan, Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş'ın ve haklarında dava açılan diğer milletvekillerinin üyeliklerinin düşürülmesi tehlikesinin sürdüğünü dile getirdi. 2012 yılında mecliste tarihin tekerrür etmesi durumunda ağır sonuçlarla karşılanacağını kaydeden Kaplan, "İradesi yok sayılan halkın meclise güveni yitirildiğinde kopuş süreci başlar. Bugün hükümetin yapması gereken sorunları çözmek için, operasyonlar savaş çatışma değil, demokratik barışçıl çözüm yollarını diyalog ve müzakere süreçlerini başlatarak mecliste aramak olmalıdır. AİHM'le pazarlık çözüm değildir, sorunları çözmez. Öteleme zarar getirir, kaybettirir" şeklinde konuştu. DİHA

Yorum Ekle