SON DAKİKA

'Hükümet savaşmanın sözünü vermiş'

02 Haziran, 2012 03:00 Güncelleme: 02 Haziran, 2012 03:00 'Hükümet savaşmanın sözünü vermiş'

Diyarbakır'da yapılan BDP 2. Yerel Yönetimler Konferansı başladı.

 

"Öz Yönetim Gücüyle Demokratik Özerkliği Zaferle Taçlandıralım" şiarıyla Cegerxwîn Gençlik ve Kültür Merkezi'nde yapılan konferansa, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya ile diğer bölge belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistlerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

Konferans salonuna, üzerinde "Devrim şehitleri ölümsüzdür" yazısı ve öldürülen BDP'li İl Genel Meclis Üyesi Yıldırım Ayhan'ın fotoğrafının yer aldığı pankartın yanı sıra tutuklu 20 belediye başkanı, 19 belediye başkan yardımcısı ve vekilleri, 2 il genel meclis başkanı, 11 il genel meclis üyesi ve 88 belediye meclis üyesinin tek tek isimlerinin yer aldığı 3 ayrı pankart asıldı. Salona ayrıca konferansın şiarı olan "Öz Yönetim Gücüyle Demokratik Özerkliği Zaferle Taçlandıralım" pankartı asıldı.

Baluken: Demokratik Özerkliğin inşası yoğun bir şekilde devam edecek

Divan seçiminin ardından demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşu ile başlayan konferansta konuşan BDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İdris Baluken, yaşanan siyasal gelişmelere dikkat çekerek, konferansın bu süreçte yapılmasının önemli olduğunu söyledi. "Konferansımıza tarihi bir misyon düşmektedir" diyen Baluken, "Büyük yangının tam ortasında, konferansın gerek içeriği ve sonuçları itibariyle, halkalarımızın özgürlük istemlerini harlandıracak tarzda bir netice ile sonuçlanacağına inanıyoruz" dedi. Yaşanan sorunlara karşı çözümü Demokratik Özerklik olarak ortaya koyduklarını ifade eden Baluken, bu modelin sadece Kürt halkı için değil insanlığa nefes aldıracak bir model olduğunu söyledi. Baluken, "Demokratik Özerkliğin inşasının yoğun bir şekilde devam edeceği, bunun siyasal, ekonomik bir çok boyutunun belediyeler üzerinden şekilleneceği ortadadır" dedi.

Demirtaş: Yeni bir yerel yönetim anlayışı ortaya koyduk

Ardından konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bin bir zorlukla, tehditle, şantajla tutuklamayla, katliamla karşı karşıya olan, aynı zamanda buna karşı direnen bir partiyiz" diyerek konuşmasına öldürülen BDP'li İl Genel Meclis Üyesi Ayhan Yıldırım'ı anarak başladı. "AKP'nin siyasi soykırımı nedeniyle aramızda olmayan arkadaşlarımız var" diyen Demirtaş, tutuklu belediye başkanları, il genel meclis başkanları, il genel meclis üyeleri ve belediye meclis üyelerine dikkat çekti. Konferansın Kürt halkına büyük katkı sunacağını ifade eden Demirtaş, "13 yılda yeni bir yerel yönetim anlayışını geliştirdik. İktidar alanı olarak tanımlanan bir sistemde, yerel yönetimlerin, yerinde yönetimi, katılımcılığın, ekolojik yaklaşımların somut pratiğe dönüştüğü mekanlara, modellere dönüştürdük. Demokratik Özerklik konusunda belediyelerimizin nasıl bir pratik içerisinde olacağı, demokrasinin bir kültüre dönüşmesi konusunda 3 günlük tartışmalarımızda açığa çıkaracağız" diye konuştu.

'Ölçü BDP'li belediyelerdir'

"Belediyeler rant çevresi iken bunu halkın hizmetine koyan arkadaşlarımızı buradan kutluyorum" diyen Demirtaş, "Arkadaşlarımız büyük mucizeler yaratmıştır. Bütün tekçi zihniyetlere rağmen, arkadaşlarımız fedakarca çalışıp, BDP belediyeciliği gibi bir model oluşturmuşlardır. Bu oluşturduğumuz çıtadan geri dönüş olamaz. Parametre, ölçü BDP'li belediyelerdir. 180 arkadaşımız içerdedir ama bu arkadaşlarımız hakkında tek bir yolsuzluk soruşturması yoktur. Bu kadar az kaynak olmasına rağmen, merkezden yasal ve zorunlu ödenecek kaynakların dışındaki bütün kaynakların kesilmiş olmasına rağmen, nasıl oluyor da BDP'li belediyeler bu kadar hizmet yapıyorlar? Çünkü hırsızlık yapmıyorlar. Bugün AKP'nin elinde olan belediyelerin sadece hizmet binalarına harcadıkları paralar, bizim yıllık bütçemiz kadardır. Gelin görün Hakkari'nin sokaklarını, yıllık 13 trilyon gönderiyorlar, personelin alacağı para bu kadardır. Hizmet için bir para göndermiyor. Hakkari Belediyesi ilk defa içme suyu ihalesini, kanalizasyon hizmetlerini ve iki yıl içinde üst yapı çalışmalarını bitireceklerdir. Başbakan neden bize bu kadar saldırıyor, çünkü iyi bir modeldir. Bunun yayılmasını istemiyor. BDP'li belediyecilik modelinin tüm Türkiye'ye yayılması için elimizden gelen bütün çabayı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

'Hükümet savaşmanın sözünü vermiş'

Demirtaş, "En kaliteli hizmetin yanında belediyenin demokrasinin kalesi olacak, yerinde öz yönetim kalesi olmasıdır. Klasik, teknik bir çalışmadan öte, siyasi bir çalışmanın olması gerekir. Halkımızın her biri politik aktörlerdir. Ortadoğu'da bir demokrasi inşa edilemiyorsa, bu yerinde öz yönetim modellerini oluşturamadıkları içindir" dedi. "Üzerimizdeki baskının neden arttırıldığını iyi görmek gerekiyor" diyen Demirtaş, Suriye'deki gelişmelere dikkat çekerek, "Uluslararası güçlerin pay kapma ve dengelerin değişmesinden dolayı böylesi bir süreç başlatıldı ve AKP'ye de 'buna karşı geleceksin, öyle iktidarda kalacaksın' denildi ve AKP bunu kabul ederek Suriye'ye cephe açtı. AKP kimin adına orada hareket edecek, böyle bir zemini yok, haksız bir savaş ancak ırkçılık ve milliyetçilikle yapıyorlar. Bunu da kiminle yapıyorlar, devlet malı İ. Naim Şahin'le yapıyorlar. Orantısız bir güç kullanmasının nedeni de budur. 7 bin BDP'linin tutuklanmasının nedeni budur, Hoppa'da Metin (Lokumcu) arkadaşın öldürülmesinin nedeni budur. Çünkü bu hükümet savaşmak istiyor, bunun sözünü vermiş ve bunu yapmak zorundadır. İktidarını sürdürmek için, bu halkın kaynaklarını peşkeş çekme sözü vermiştir" ifadesinde bulundu.

Asker ailelerine çağrı: Savaşa karşı isyan edin

Asker ailelerine seslenen Demirtaş, "Vatan, millet Sakarya' diye bir şey yoktur, bölünme sorunu yoktur, çocuklarınız bu vatan için ölmüyorlar, AKP için ölüyorlar, bu saltanatın sürdürülmesi için sizlerin çocuklarınızı savaşa gönderiyorlar. Bu savaşın bitmesini istiyorsanız, buna karşı sesinizi yükseltmelisiniz. Bin bir zorlukla yetiştirdiğiniz fidanlarınızı AKP uğruna neden toprağa düştüklerini sormalısınız. Çocuklarınız AKP'den ve her şeyden daha değerlidir. Bu savaşa en fazla polis ve asker anaları karşı çıkmalıdır. İnsan olmak isteyen bir halka karşı savaşa sürüklemek isteyenlere karşı isyan edin ki, akan kanı hep birlikte durduralım" şeklinde konuştu.

'Roboski'nin hesabını soracağız'

Roboski katliamı ile ilgili hükümet cephesinden gelen açıklamalara dikkat çeken Demirtaş, "Roboski sadece 34 çocuk değil, bir halkın yüzyıldır nasıl muameleye tabi tutulduğunun en canlı örneğidir. Orada hepimiz katledildik, insanlık savaş uçaklarıyla bombalandı. AKP bu yüzden bu kadar saldırıyor ve bunu örtmeye çalışıyor. Roboski öyle örtülebilecek bir olay değildir. Bu sorun öyle soğuk ve teknik bir mesele değil. Siz orada bile bile, bizzat emri vererek bir halkı parçaladınız, çocukları bombaladınız. Öyle çıkıp 'bu konuyu kapatın, yoksa sizi içeriye atarız, gazetelerinizi kapatırız' diyerek, gündemi çarpıtarak, suni gündemler yaratarak bu konuyu kapatacağınızı sanmayın. Hangi yöne dönseniz, o katlettiğiniz çocukların gözleri gözlerinizde olacak, bizim gözlerimiz sizin üzerinizde olacak" dedi. Demirtaş, "BDP'nin bunu istismar ettiğini söylüyor. Bizler yüzyıldır aynı muameleye tabi tutulmuşuz. Bize Ağrı'da, Zilan'da, Koçgiri'de aynısını yaptınız. Sizin temsil ettiğiniz değerler bize yüzyıldır bunları yaptı, neyin istismarı? Roboski'de katlettiğin biziz, biz kendimizi mi istismar ediyoruz? Bu insanları yüzyıllardır, aç bırakmışsın, kaçakçı yapmışsın, vergini almışsın, bunları yaparken iyiydi ama bugün bunu dile getirdiğimizde istismar ediyorsunuz diyorlar. Bu kadar değerleri ayaklar altına alıyorsunuz ama bize de istismarcı diyorsunuz. Allahın verdiği bu can bizde olduğu müddetçe bütün arkadaşlarımız bunun hesabını soracaklardır" şeklinde konuştu.

'Bu mücadele tereddüt kabul eden bir mücadele değildir'

"Hiçbir arkadaşımız bu çetelerin tehditlerine kapılmasın, ne yapıyorsa yapsın" diyen Demirtaş, "Bizi içeriye mi atacak, öldürecek mi yapsın. Bütün güç onun elinde. Ama onurlu güç bizim elimizde, bizim direniş gücümüz var. Ama arkamızdan şunu söylerler, 'onurlu haysiyetli bir şekilde öldüler' derler. Arkamızdan gelenler bunu sürdürürler. Bu onurlu mücadele tereddüt kabul eden bir mücadele değildir. Bırakın zalim zalimliğiyle kalsın. Bizim işimiz, bu analara özgürlüğü armağan edene kadar, onurlu yarınları armağan edene kadar bırakın herkes işini yapsın" dedi. AKP'ye oy veren seçmene çağrı yapan Demirtaş, "Bu partiye oy verenler (AKP), 'Biz Roboski katliamını yapacağız' diye sizden oy istediler mi? 'Kürt kadınlarını coplayıp, katledeceğiz' diye mi sizden oy istediler? Hayır. Ama sizlerden aldığı oylardan güç aldılar. BDP'li olun demiyoruz, onların teşkilatlarında çalışmayın, vekillik yapmayın, düşüncelerinize saygılıyız. Bizler kazanacağız, sizler için de kazanacağız. Ama bugün onurlu bir duruş gösterin" ifadesinde bulundu.

AKP seçmenlerine ve Diyarbakırlılara 'protesto edin' çağrısı

Başbakan Erdoğan'ın yarın Diyarbakır'a geleceğini hatırlatan Demirtaş, "Protesto edin, dinlemeye gitmeyin, tepkinizi ortaya koyun. Sen hem benim halkımı katledeceksin, cenazelerine hakaret edeceksin, tehdit edeceksin, hem de gelip Diyarbakır meydanlarında bize sesleneceksin. Bunu protesto edin. Bu yalanları sorgulayın, kanmadığınızı gösterin. Roboski katliamında elinizin olmadığını gösterin, AKP faşizminin arkasında olmadığınızı gösterin. Sizden AKP'ye oy vermiş Kürtlerden rica ediyoruz. O teşkilatlardan kurtulun. Sizlere özgürlük vadeden bir parti yok. Kendi iktidar hırsı için çalışan bir anonim şirket var. Büyük bir aldatmaca, kandırmaca ve büyük bir yalan hareketi var. Diyarbakır buna en iyi cevabı verebilmelidir. Yaptıklarının nelere yol açtığını görebilmelidir. Diyarbakır halkının vicdanına inanıyoruz, onurlu bir duruş göstereceğine inanıyoruz.

''Kürt sorunu bitmiştir' diyen AKP ile neyi konuşacağız'

"'Kürt sorunu bitmiştir' diyen AKP ile neyi konuşacağız?" diye soran Demirtaş, "'BDP ile müzakere ederiz' derken, bizler ile neyi konuşacaksın? Bizlerde ihale, rant şirket yoktur, o sizde var. Samimi olduğunu göstereceksin, ilk önce dilini değiştireceksin. Senin karşında çoluk çocuk yok. Ortadoğu'yu ayağa kaldıran bir halk hareketi var. Sana sunduğumuz önerilerle siyasetçilerimizi serbest bırakacaksın, her şeyden önce Sayın Abdullah Öcalan'ın Kürt halk önderi olduğunu kabul edeceksin. 11 aydır, bir adaya bir koster bile göndermiyorsunuz, bu kadar ciddiyetsizlik, bu kadar ahlak dışı, hukuk dışı bir yaklaşım olabilir mi? Çıkıp deyin, 'biz tecrit, imha kararı aldık' deyin, bu daha da dürüstçedir. Bu kadar ucuz politikalarla hareket etmeyin. Müzakere zeminini hazırlayın, hangi zaman müzakereden kaçtık. Bizim için 'ne zaman başları sıkıştıysa geldiler' diyor, ben bundan dolayı onları Allaha havale ediyorum" dedi. Yaşanan ölümlerin sorumlusunun AKP olduğunu belirten Demirtaş, "Üç kez savaş tezkeresini geçiren sizsiniz, biz buna karşı çıktık. Kimin savaş karşıtı olduğunu herkes biliyor. Mavi Marmara olayında 'İsrail bizden özür dilemeyene kadar ilişkiye geçmeyeceğiz' diyen onlar değil miydi? Ama Kürecik'te füze kalkanı kurdular, 'one minuet' yok artık" dedi.

Açılış konuşmasının ardından basına kapalı devam eden konferans siyasal sürece ilişkin değerlendirmelerle devam ediyor. Konferans 3 Haziran'a kadar basına kapalı devam edecek. Ardından sonuçları ile ilgili basın açıklaması yapılması bekleniyor. DİHA

Yorum Ekle