Ak Partili bir İstanbul milletvekili, Muhteşem Yüzyıl dizisini yasaklatmak için kanun teklifi hazırlamış, diyor ki: "Bundan sonra zıvanadan çıkarmayacak dizi yapacaklar. "Bir zamanların Atatürk'ü Koruma Kanunu... Şimdi de Ecdadımızı Koruma Kanunu... Laik Kemalistler... Dindar Kemalistler... Bravo!
Zıvanadan çıkmaya başladık. Gerçekten öyle. Ak Partili bir İstanbul milletvekili, Muhteşem Yüzyıl dizisini yasaklatmak için kanun teklifi hazırlamış, diyor ki:
"Dizi, teklif yasalaşırsa 2013'ün ilk aylarında yayından kalkacak. MHP de sağolsun bize destek veriyor. Bundan sonra zıvanadan çıkarmayacak dizi yapacaklar. "Bir zamanların Atatürk'ü Koruma Kanunu... Şimdi de Ecdadımızı Koruma Kanunu...
Laik Kemalistler...
Dindar Kemalistler...
Bravo!
Özgürlükler mi?
Umurumuzda değil.
İstanbul gibi bir şehrin 'tarihi dokusu'ndan, 'kültürel dokusu'ndan bize neymiş?.. İstediğimiz her yere, her şeye istediğimiz gibi dokunur gideriz.
Bize kimse karışamaz.
Çoğunluğuz!
Taksim'e de dokunuyoruz.
Çamlıca'ya da dokunuyoruz.
İstediğimiz yere cami de konduruyoruz. Taksim'den, Çamlıca'dan sonra Büyükada'ya da bir cami diyoruz.
Beyoğlu'nda, İstiklal Caddesi'nde İnci Pastanesi'nin kapısına kilit vuracak kadar hoyratlaşıyoruz.
Umurumuzda değil.
Linç kampanyaları da devam edip gidiyor. Bizlerden sonraki hedefleri de, dindar ve demokrat bir gazeteci olan Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan.
Bir yurtdışı seyahatinde cami olmadığı için bir kilisede ibadet ettiği, zorunlu din derslerine karşı çıktığı ve sanıyorum biraz da fazla özgürlükçü olduğu için linç edilmek isteniyor.
Umurumuzda değil.
İşkenceciyi polis şefi de yaparız.
Hrant Dink'in ölüm sürecini hızlandıran kararın altında imzası olan yargıcı Meclis'te ombudsman da seçeriz.
Ve komutan olarak, Uludere-Roboski bombardımanından sorumlu olması gereken Hava Kuvvetleri Komutanı'nın göğsüne madalya da takarız.
Çoğunluğuz çünkü...
Evet, zıvanadan çıkıyoruz.
Bu kadar hoyratlığı protesto ediyorum. Ve bugün, Roboski katliamı için başlatılan imza kampanyasının metnini özetleyerek köşeme alıyorum.
* * *
Roboski katliamı için
adalet istiyorum!
Sorumluların
yargılanmasını,
devletin resmi olarak
özür dilemesini talep ediyorum
Bundan tam 1 yıl önce, 28 Aralık 2011'de, Roboskî'de korkunç bir katliam yaşandı.
TSK savaş uçakları 'sınır ötesi operasyon'la, çoğunluğu çocuk olan 34 sivil yurttaşını bombalayarak katletti.
Şırnak ili, Uludere/Qileban ilçesi Roboskî bölgesi diye biliniyor. Sınırın hemen yanında 150-170 haneli Roboskî (Ortasu) ile 540 haneli Beju (Gülyazı) köyleri koruculuk ve kaçakçılık dışında hiçbir geçim kaynakları olmayan iki köy.
Dedemizden beri kaçağa gideriz. Zaten köyün yarısı burası, yarısı Irak'ta, akrabalar da öyle, kız verdik. Orada sınır yok, taş var, diyor köylüler.
Roboskî katliamı ve davası büyük bir kırılma noktası, bir mihenk taşı oldu.
Bu ülke artık bir katliam, bir inkâr, bir adaletsizlik daha kaldıramayacak duruma geldi.
Biz Fırat'ın batısında yaşayanlar, Fırat'ın doğusunda olanları biliyor, duyuyor ve görüyoruz artık.
Ve sessiz kalmaya niyetimiz yok.
Roboskî köylüleri yalnız değil demek için,
Ailelerin acısı bizim acımız olduğu için,
Roboskî katliamını unutmadığımızı hatırlatmak için,
Roboskî davasını başlatacağız ve sonuçlandıracağız demek için,
Cumhurbaşkanı ve TBMM'ye,
katliamdan tüm sorumlu ve suçluların ortaya çıkması ve yargılanmaları için, soruşturma ve yargı sürecini derhal ve acilen başlatacak adımları atmalarını;
Hükümete,
resmî olarak Roboskî katliamından özür dilemesini talep ediyorum.
* * *
İyi pazarlar!