SON DAKİKA

'Gün evde bekleme günü değildir'

24 Ekim, 2012 11:55 Güncelleme: 24 Ekim, 2012 11:55 'Gün evde bekleme günü değildir'

 

Midyat Cezaevi önünde 2 gündür oturma eylemi yapan kitleyi ziyaret eden BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Gün evinde oturup hangi Kürt genci ölecek diye bekleme günü değil"diye konuştu.

 

MARDİN - Midyat Cezaevi önünde 2 gündür oturma eylemi yapan kitleyi ziyaret eden BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Gün evinde oturup hangi Kürt genci ölecek diye bekleme günü değil. Herkes alanlara çıkıp, onuruna nasıl sahip çıktığını herkese gösterme günüdür. Gün topyekun direniş günüdür. Onların direnişi bizim direnişimizdir" dedi.

Midyat Cezaevi'nde 2 gündür açlık grevindeki tutsaklara destek vermek için Şırnak'ın Silopi, İdil, Cizre, Uludere ve Beytüşşebap ilçeleri ile Mardin'in Nusaybin ve Dargeçit ilçelerinden gelerek oturma eylemi başlatan yurttaşları BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da içinde olduğu BDP milletvekili heyeti ziyaret etti. Dün gün boyu aralıklarla yağan yağmur ve soğuk havaya rağmen eylemlerini sürdüren yüzlerce yurttaş öğlen namazını cezaevi önündeki boş arazide kıldı. Namazın ardından İHD heyetinin sabah gerçekleştirdiği ziyaret esnasında açlık grevindeki tutsakların dışarıda kendilerine destek veren kitleye hitaben yazdığı Kürtçe mesaj okundu. Mesajın okunduğu anlarda duygu dolu anlar yaşanırken, bazı tutuklu yakınları ise baygınlık geçirdi. Tutsaklar mesajında ilk anda neler olduğunu anlayamadıklarını, eylemin ilerleyen saatlerinde durumun fark edilmesiyle tüm cezaevinde coşkunun arttığını, eylemdeki arkadaşlarının da kitlenin sloganlarına karşılık verdiklerini belirtti. Bazı arkadaşlarının durumunun kritik aşamada olduğunu bildiren tutsaklar, eylemlerini kararlılıkla sürdüreceklerini ve taleplerinin karşılanmaması durumunda yeni katılımlarla direnişlerini güçlendireceklerini söyledi. Mesajın okunmasının ardından kitle tek bir ağızdan, "Biji berxwedana zindana" sloganları attı.

'Hükümet 43 gündür sessiz'

Öğlen saatlerinde Midyat Cezaevi önüne gelen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve beraberindeki BDP'li heyet, bir süre yurttaşlarla sohbet ettikten sonra cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Kitle sık sık, "Biji berxwedana zindana", "Biji Serok Apo" sloganları attı. Heyet adına açıklama yapan BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, tutsakların 12 Eylül'den bu yana açlık grevi eylemini sürdürdüklerini belirterek, 43 gündür hükümet yetkililerinin sessiz olduğunu ifade ederek, "Hiçbir açıklama bile yapmadılar. Şu saatlerde Sincan Cezaevi'ndeki açlık grevindeki tutsaklarla Adalet Bakanı görüşme halindedir. Çıkışta ne açıklama yapar bilmiyoruz. Çıkışta nasıl bir yaklaşım sergileyeceğini de bilmiyoruz. Ama umut ediyoruz ki, tutukluların bu haklı talebinin tüm Kürt halkının talebi olduğunu bilecek ve bunu idrak edecek. Ve yerine getirecek bir açıklama yaparlar" dedi.

'Hükümet 455 gündür koster bozuk yalanıyla suç işliyor'

Adalet Bakanı'nın Sincan Cezaevi'nde açlık grevine girmiş olan tutuklularla görüşmesinin olumlu olduğunu dile getiren Demirtaş, asıl olumlu gelişmenin taleplerin karşılanması olacağını ifade etti. Demirtaş, şunları ifade etti: "Bir devlet göz göre göre Anayasa'yı, kanunu çiğneyerek, 455 gündür 'koster bozuk', 'hava bozuk' yalanıyla İmralı'da tecrit uygulayamaz. Hükümet açıkça Anayasa'yı ihlal ediyor ve suç işliyor. Hakimler ve savcılar 455 gündür bir devletin Adalet Bakanı'nın suç işlemesine göz yumuyorlar. Ve İmralı'da süren tecrit ve hükümetin yaptığı usulsüzlük, dışarıda da savaş faturası olarak Türkiye toplumuna ağır bir bedel ödetiyor. Bu nedenle tutsak arkadaşlarımızın başlatmış olduğu ölüm orucu kendi kişisel cezaevindeki koşullarıyla ilgili değil. Gerillanın, polisin ve askerin anasının, babasının yanmaması için kendi bedenlerini ölüme yatırmak gibi onurlu bir direniştir. Patimiz bu konuda gerekli planlamayı programını çıkarmıştır."

'Arkadaşlarımızın hayatı Adalet Bakanı'na değil size bağlı'

"Bizler yarın Bingöl Cezaevi'nin önünde olacağız" diyen Demirtaş, "Bizim bayram kutlamamız, bayramı sevinçle karşılamamız imkansızdır. Dışarıda, dağlarda, şehirlerde kan akarken, cezaevlerinde arkadaşlarımız genç bedenlerini ölüme yatırmışken, biz bayram kutlayamayız. Bu bayramı Kürt halkı sevinçle karşılayamaz. Ayın 27'sinde Batman'da görkemli bir mitingle halkımızın serhildan gücünü ortaya koyacağız. 28 Adana'da aynı tutumu sergileyeceğiz. Ayın 30'unda her yerde hayatı durdurmaya çağırıyoruz. O gün bizim için hayat durmalı tek gündemimiz ölüm orucundaki arkadaşlarımız olmalıdır. Kontak kapatarak, işe gitmeyerek, alanlarda taleplerimizi haykırarak, ancak ölümleri durdurabiliriz. Şundan emin olun içerideki arkadaşlarımızın hayatı Adalet Bakanı'na değil size bağlıdır. Biz hiçbir şahadete izin vermeyeceğiz. Bize düşen de tıpkı sizler gibi meydanlarda olmaktır. Bunun dışında hiçbir çözümün olmadığının farkındayız. Biz buradan hükümeti, vicdanlı ve ahlaklı olmaya çağırıyoruz" diye konuştu.

'Gece gündüz suç işleyen bir mekanizmaya devlet diyemeyiz'

İmralı'da sürdürülen tecridin hiçbir gerekçesinin olamayacağını kaydeden Demirtaş, "Suç işliyorsunuz. Bu suçu göz göre göre işliyorsunuz. Bu suça göz yummayan halkımıza da şiddet uygulayarak, suç işliyorsunuz. İstanbul'da Diyarbakır'da gazla, panzerle halka saldırıyorsunuz. Sivil faşistleri saldırtarak, kendi çetelerinizle bu halka saldırıyorsunuz. Bir devlet eğer suç işliyorsa o devletin hiçbir meşruiyeti olamaz. Bu devlet devlet olamaz. Gece gündüz suç işleyen bir mekanizmaya biz devlet diyemeyiz. Çete olabilir. Ama devlet olamaz. Bu devleti yönetenler çeteyi yönetiyor olabilir, ama devleti yönetemez. Kürt halkı nezdinde artık devlet bu pozisyona düşmüştür. İçeride tutuklu arkadaşlarımız kendi anadillerinde savunma yapamadan 3 buçuk yılıdır içeride rehine olarak tutuluyor. Bunu yapan hakim suç işliyor. Adı mahkemedir, ama işleyişi çetedir. Orada adalet orada yargılama yoktur. Biz bu hukuksuzluklara karşı sessiz kalmadık ve kalmayacağız. Sessiz kalan onurunu yitirir. Çocuklarının özgür geleceğini yitirir. Bize köleliği dayatanlar; 'Kürt değil Türk olacaksınız. Aslınızı inkar edeceksiniz. Çocuklarınızı asimile edeceksiniz. Anadilde eğitimi kabul etmeyeceğiz. Anadilde savunmayı kabul etmeyeceğiz. Sizi de önderliğinizi de hepinizi tutup zindanlara atacağız' diyor, biz direnişle cevap verdik, direnişle cevap vereceğiz. Başka yol bırakmıyorlar. Halkın önüne sürekli savcılarınızı, hakimlerinizi, tankınızı, topunuzu, uçaklarınızı diktiğiniz için halk meydanlardadır" dedi.

'Gün topyekun direniş günüdür'

"Roboski'nin hesabını vermeyen hükümet kendine demokratik bir yönetim diyemez" diyen Demirtaş, şunları ifade etti: "Geri dönüp bize terörist diyorlar. Bu zihniyet sahipleri teröristtir. Biz hiçbir zaman ölümü kanı savunmadık. Gece gündüz dilimizden barışı eksik etmedik. Eylemlerimizden söylemlerimizden barışı eksik etmedik. Kürt anaları kendi evlatlarını toprağa verirken, barış diye haykırıyor. O analardan da mı utanmıyorsunuz? Gece gündüz intikam duygusuyla faşizan saldırılar yaparken, bu halk bu zulüm altında bile barışı haykırdı. Copla, tankla saldırdığınız o anaların ve gençlerin bu ülkeye barış getirecek tek güç olduğunu bilmenizde fayda var. Bu analar bu gençler arada olmazsa bu ülkede çok daha fazla kan akar. Bu çabalarımızı anlamayan medya, hükümet ve Türk aydınları bu ölümlerden siz sorumlusunuz. Yıl 2012 insanlar aya çıkmış, bunlar hala bizi Türkleştirmeye çalışıyor. 50 bin defa söyledik bu topraklarda bir Kürdistan gerçeği var. Bir halk gerçeği var, sizin anayasanız onu değiştiremez. Artık bu faşizan politikalardan, bu tekçi politikalardan vazgeçin." Demirtaş, "Kürt halkının gençleri içerde, dışarıda dağlarda bu politikaları kabul etmedikleri için direniyor. Gün evinde oturup hangi Kürt genci ölecek diye bekleme günü değil. Herkes alanlara çıkıp, onuruna nasıl sahip çıktığını herkese gösterme günüdür. Gün topyekun direniş günüdür. Sonuç alıncaya kadar, çözümü sağlayıncaya kadar böylesi bir duruşu, böylesi bir direnişi ortaya koymaktan çekinmeyeceğiz. Buradan ölüm orucundaki arkadaşlarımızın taleplerini sahiplendiğimizi belirtmek istiyoruz. Onların direnişi bizim direnişimizdir. Bizim için talimattır" diye belirtti.

Demirtaş ve beraberindeki heyet, Kızıltepe ilçesine geçerek, tutuklu ailelerini ziyaret edeceği öğrenildi. Açıklamanın ardından Şırnak ve Mardin BDP İl örgütleri yaptıkları açıklamayla oturma eylemi, bundan sonra Mardin Cezaevi önünde sürdürüleceğini belirtti.DİHA

Yorum Ekle