Gezi Eylemleri sırasında polis müdahalesinden kaçıp Dolmabahçe'deki Bezm-i Alem Camii'sine sığınanlara açılan 255 sanıklı davada gerekçeli karar açıklandı.
321 sayfalık gerekçeli karar İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Yener Yıldırım tarafından yazıldı.
10 ay hapis cezası alan doktorlar Sercan Yüksel ve Erenç Yasemin Dokudan'ın da aralarında bulunduğu 4 sanıkla ilgili bölüm de yer aldı.
Gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi:
Şüphelilerin camii içerisinde yiyecek ve içecekler tükettikleri, camii içerisini tıbbi atıkları ile yiyecek ve içecek artıkları ile kirlettikleri, ayrıca camii içerisine zarar verdikleri anlaşılmıştır.
Olaylar sonrası görevliler tarafından camii içerisinde yapılan incelemelerde, camii içindeki kadınlara ayrılmış kısmın pencere önünde içi boş ve ezilmiş halde bir bira kutusu ile müezzin bölümünde boş sigara kutusu, yerlerde söndürülmüş halde sigara izmaritleri bulunduğu anlaşılmıştır.
Yapılan Olay Yeri İnceleme Raporu'ndaki tespitlere göre meydana gelen olaylar nedeniyle camiinin bahçe kısmının aydınlatılmasında kullanılan spot lambalarından 2 tanesini kırık olduğu, güvenlik kameralarının sökülerek çalındığı, Dolmabahçe Sarayı kafeteryasından camiye geçilen demir kapının kilit kısmının kırıldığı, camii kapısının arkasında bulunan demir sürgülerin kırıldığı, müftülük kapısı ile bağlantısı olan ahşap kapının kırıldığı, zemin katta namaz kılınan bölümdeki ahşap paravanın kırarak zarar verildiği, minber kısmındaki Arapça yazıların bulunduğu perdelerden bir kısmının çalındığı anlaşılmıştır. Yine minber yanında bulunan kalorifer tesisatının ahşap dış koruma kısımlarının kırılarak zarar verildiği anlaşılmıştır.
Şüpheliler Erenç Yasemin Dokudan ve Sercan Yüksel'in de aralarında bulunduğu 4 sanığın ilgili dinî inanışı benimseyen toplum kesimlerini tâhkir etmek kastı ile ibadethane olan ve herkes için geçerli belirli giriş kuralları bulunan Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camii' ne ayakkabıları ile girerek, savunmalar doğrultusunda ibadethaneye zor durumda kalınarak ayakkabılar ile girildiği kabul edilse dahi ibadethane içerisinde zor durum sonrası ayakkabılar ile gezinmeye devam edilerek, keza camii içerisini de revire çevirerek, kullanılan tıbbi malzemeler ve tüketilen gıda maddelerinin atıklarını, içilen sigara izmaritlerini yerlere atarak ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verdikleri anlaşılmıştır.
Erenç Yasemin Dokudan ile Sercan Yüksel' in, kanun dışı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldıkları tespit edilememiş ise de, mesleğe ait özel formalar ile kanun dışı eylemlerde bulunurken yaralanan eylemcilere temin edilen ilaçlar ile tıbbi yardımda bulundukları, bu şekilde suç şüphesi altında olan şüphelileri kanuni takip yapacak mercilere bildirmedikleri gibi aksine kanun hilâfına olarak şüphelileri kayırdıkları anlaşılmıştır.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na göre herkesin önceden izin almaksızın, şiddet veya silah kullanmadan gösteri veya toplantı düzenleyebileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34. maddesine göre Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ancak millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir, AİHS'nin 11. maddesinin ikinci fıkrasına göre de; Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir şeklinde sınırlama öngörülmek suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının sınırsız olmadığı ortaya konulmuştur.
Mayıs ve Haziran 2013 tarihinde Taksim ve çevresinde yaşanan olayların ayrıntılı olarak anlatıldığı gerekçeli kararda, polise taş ve soda şişeler ile saldırıldığı, ara sokaklarda bulunan işyerlerine, bankalara kamu malı niteliğini taşıyan yerlere zarar verdikleri, işyeri ve bankalara spreylerle sloganlar yazıp sinkaflı cümleler yazdıkları, sapanlarla görevlilere bilyeler attıkları, barikatlarla yolların kapatıldığı ve onlarca havai fişek ile görevlilere saldırdıkları belirtildi.
Gerekçeli kararda, polisin Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'a göre eylemlere katılanlara müdahale ettikleri, görevlilerin müdahalesinin yasal dayanağının anılan yasa olduğu kaydedildi.
Gerekçeli kararda, Dava konusu eylemlerin ika edildiği mahaller ve nitelikleri de nazara alındığında kamu düzeninin bozulduğu ve bozulan düzenin sağlanması bakımından görevlilerin 2559 sayılı yasa gereğince eylemlere müdahale ettiği anlaşılmıştır denildi.
Gezi Direnişi sırasında polis saldırısından kaçıp Dolmabahçe'deki camiye sığınanlara açılan 255 sanıklı davanın 8. duruşmasında karar açıklanmıştı.
İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi, 255 sanıktan 244'ünü suçlu buldu ve 2 ay 15 gün ile 1 yıl 2 ay 16 gün arasında değişen hapis cezalarına hükmetti.
Yedi sanık beraat etti, dört sanığın dosyası ayrıldı.
Mahkeme ikisi asistan doktor dört sanığa da ibadethaneyi kirletmekten 10'ar ay hapis cezası verdi.