Türkiye değişmek ve ilerlemek için olağanüstü elverişli bir ortama sahiptir. Ancak Türkiye 10 yıldır iktidarda olan AKP hükümetinin hastalıklarına boğazına kadar batmış, değişmesini ve ilerlemesini hep zorlu ve sancılı bir duruma getirerek en büyük engeli oluşturmaktadır.
AKP demokrasiyi dilinden düşürmediği gibi özgürlüklerin savunucusu gibi göründü. Kürt sorunu, Alevi sorunu, Emekçilerin sorunu, ekonomik sorun, işsizlik ve yoksulluk sorunu ne varsa AKP gündeme getirdi. Çözüme umut verdi. Devletleştikçe demokrasiyi unuttu. Özgürlüklerden koptu ve hiçbir sorunu çözmedi. Çözmediği gibi Kadında olsa çocukta olsa gereğini yapın talimatını vermekten başka bir şey yapmadı.
Türkiye de AKP hükümetiyle aynı yolda yürümeyen benzer dili kullanmayan herkes suçludur. Peki, gerçek anlamda suçlu kimdir?
Kamufle edilenlerin açığa çıkaran ve gerçeği yansıtan vicdanlı gazeteci ve yazarlar mı? Gençlerin ölmemesi için hasta ve yorgun bedenlerine rağmen kendilerini ölüm makinelerine karşı kalkan yapan analar mı? Barış için mücadele eden halkın iradesiyle seçilip onları temsil eden vekiller mi, Belediye Başkanları mı?
Bir yada daha fazla kişi tarafından tecavüze uğrayıp hakkını arayan kadınlar mı? Kimdir suçlu olan? Savaşın değil barışın boy vermesini isteyenler mi? Yoksa asıl suçlu tüm bu hak arayışlarını ve zulme boyun eğmeyen, direnişleri yok etmeyi, susturmayı, bastırılıp öldürmeyi, kendine görev edinen ve ölenlerin faillerini bile bile gizleyen AKP hükümeti mi?
20 milyonu aşan Kürt halkının dilini eğitim dili olarak kabul etmeyip yabancı dil kategorisinde değerlendirerek seçmeli ders olarak düzenleme yaparak Kürt halkıyla dalga geçen AKP hükümeti midir?
Herkes düşünce ve kanaatlerini tercih ettiği dilde ifade etme ve yayma özgürlüğüne sahiptir. Maddesini tartışmaya bile gerek görmeden insanların düşüncelerini istedikleri dilde açıklama haklarını reddeden AKP hükümeti değil midir?
Yunanistan, Kıbrıs ve Ermenistan ile sorunlar çözülmezken Suriye üzerinden Irak, İran ve Rusya gibi ülkelerle de savaşır hale geldik. Hani tüm komşularla sıfır sorunlu diplomasi yürütülecekti. Hani ülkemiz bir barışın merkezi haline gelecekti. Peki bu neden böyle oldu? Niye AKP'nin sözü farklı pratiği farklı oluyor. AKP'ye oy vermeyen bütün Kürtler terörist olarak görülüyor. Din ile yetinip Kürtlerin özgürlüğünü ve haklarını istemeyen Kürtler iyi Kürtler bunun dışında AKP'yi seçmeyen herkesi terörist gözüyle bakıyor. Sorunlara terör ve terör örgütü kaynaklı deyip işin içinden çıkıyorlar. Annelerin gözyaşları edebiyatı yapan AKP bastırma, savaş ve şiddet dışında bir şey söylemiyor. Bir halkın tüm seçilmişlerinin ve siyasetçilerinin yargısal kuşatma altında olduğu bu süreçte siyasal, tarihsel, sosyal ve kültürel boyutu olan Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümü mümkün değildir.
Kürtlerin bu zulme boyun eğmesini ve ırkçı sisteme entegre olmasını bekliyorlarsa boşuna. Bu maddi ve manevi kayıpları arttırmaktan bir işe yaramaz. Kürtlere bu vahşi ve ırkçı zorbalığı dağıtmaktan vazgeçmek dışında bir yolları kalmamıştır. Kürt siyasi dinamiği artık AKP'nin mantığıyla işlenmiyor işlenmezde. Bu duruma bakıldığında gerçek anlamda asıl suçlu Türkiye'yi kanlı bir çatışmanın içine çeken AKP hükümetidir.