demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından gerçekleştirilen “Faili Meçhuller ve Kayıplar Çalıştayı” Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda dün başladı. Çok sayıda yazar, gazeteci, akademisyen, hukukçu, kayıp yakını, sivil toplum örgütü temsilcisi, sendika ve siyasi parti temsilcisinin katıldığı çalıştayın açılış konuşmasını DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk yaptı. Türk, kayıpları, faili meçhul cinayetleri toplumun gündemine taşıyarak, yeniden bir demokratik gelecek yaratılabileceğini ifade etti.
Fatura hep Kürtlere çıkarıldı
Türk, şöyle konuştu: “Çok iyi biliyoruz ki, kirli kanlı dönemlerin üstünü örterek demokrasiyi gerçekleştiremeyiz. İspanya’da, İtalya’da, Şili’de, Paraguay’da ancak çeteler, kontrgerilla örgütleri ortaya çıkartılarak ve hesap sorularak demokrasi gerçekleştirilmiştir. Biz de Türkiye’de yıllarca acıları yaşayan bir toplum olarak bütün bu kirlilikleri, çeteleri ortaya çıkarmak durumundayız, zorundayız. Bu bizim insani bir sorumluluğumuzdur. Tabi ki, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana büyük acılar yaşandı. Olağanüstü dönemlerde bu acıların faturası devrimcilere, emekçilere ve her şeyden önce de Kürtlere çıkartıldı. Çünkü Kürtler, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devletin gözünde sistemin gözünde potansiyel bir tehlike olarak kabul edilmiştir. Bugüne geldiğimizde yine aynı şeyi görüyoruz.”
Kürt için 12 Eylül...
1980 darbesi ile başlayan sürecin Kürtler için “felaket dönemi” olduğunu kaydeden Türk, Diyarbakır zindanlarında o vahşetin tanığı, izleyen, gören ve sanığı olduğunu hatırlattı.
Yüzleşmek istiyorsak...
12 Eylül politikasının o dönem ile sınırlı kalmadığına, bugüne kadar sürdürüldüğüne işaret eden Türk, şöyle konuştu: “Bir tarafta Ergenekonculara dava açılırken, bir taraftan demokrasiden söz edilirken, diğer tarafta bakıyoruz ki binlerce Kürt siyasetçisi, gazetecisi, hukukçusu yine zindanlarda. Yani Kürtler geçmişte ölümle, katliamlarla tehdit edilirken bugün zindanlara atılarak, susturularak, sindirilerek, yürütülen bir politikanın farklı versiyonu olarak önümüzde duruyor. Demokratik bir Türkiye’yi istiyorsak ve düşünüyorsak şeffaflaşmayı düşünüyorsak, halkların kardeşliğini düşünüyorsak ve gerçeklerin ortaya çıkması ve geçmişle yüzleşmek istiyorsak bugün Kürt coğrafyasında Kürdistan’da yaşanan acıların ve katliamların ortaya çıkarılması gerekir.”
Temizöz’ü halka sorun!
Ergenekon davasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ahmet Türk, birçok çete lideri ve kontrgerilla liderinin yargılandığını, ancak bunların sadece Balyoz, Andıç davalarıyla sınırlı kaldığını söyleyerek, “Ergenekon’un ortaya çıkarılması için Cemal Temizöz ve Atilla Uğur’u halka sorun. Kaç insanın ölümüne neden oldukları ancak o vakit ortaya çıkabilir” diye konuştu.
Yeni bir süreç için...
Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün Ermeni katliamlarından Şeyh Said isyanına, Dersim’deki katliam ve son dönemdeki Kürt halkının genel olarak hedef alındığı ve katledildiği dönemlere baktığımızda, 224 tane toplu mezarın ortaya çıkarıldığını biliyoruz. Ve bu toplu mezarlarda 3 bin 8 insanın tespit edildiğini biliyoruz. Ancak bunu hükümetin, devletin demokratik bir adımı olarak değerlendirmemek lazım. Halkımızın, sivil toplum örgütlerimizin, vicdan sahibi insanlarımızın ve duyarlı insanlarımızın çabaları sonucunda ortaya çıkmış bir manzaradır. Bu nedenle bugün yapılacak olan çalıştayımızı Türkiye halkına Kürt halkına vereceğimiz çok önemli mesajlar ve yeni bir sürecin başlaması için önemli bir şans olarak görmek gerekir.”
Üç başlık tartışılacak
“Faili Meçhuller ve Kayıplar” çalıştayı üç konu başlığı ile ele alınacak. Çalıştayın ilk konusu “Faili meçhuller ve kayıplar gerçeği”, ikinci konusu “Mağdurların adalete erişim önündeki engeller” ve son konusu da “İdari, sosyal ve siyasal sorumluluk” olacak.
Açılış konuşmasının ardından çalıştay basına kapalı olarak devam etti.