FİLOZOF EHMEDÊ XANÎ BİLİMSEL KİMLİĞİ
ARAŞTIRMACI-YAZAR CEVDET BAYCAN’IN 05-08 TEMMUZ 2010 TARİHİNDE KARS-KAĞIZMAN’DA YAPILAN 1.ULUSLARARASI ARAS HAVZASI SEMPEZYUMUNDA SUNDUĞU BİLDİRİ
Coğrafyamızın yetiştirdiği ve 300 yıl gömüde kalan ender düşünür, din, inanç bölümünde İslam ulaması, İslam düşünürlerinin önde geleni; Dil uzmanı; zaman ve takvim bahsinde astronomi uzmanı, töre ve kültür bölümünde kültür folklor eksperi; ekonomi bölümünde bir ekonomist; Bir eğitim uzmanı ve pedagog Sosyal bilimci toplum lideri edebiyatçı şair Kürt Filozof Ehmedê Xanî’nin bilimsel kimliğini anlatmak üzere huzurunuzda bulunmaktayım.
Bu vesileyle üstadım Xanî Uzamanı Şerafettin Eryılmaz’a ve Xanî çalışma gurubu arkadaşlarıma sonsuz saygılarımı sunarım.
Aristo ve Farabi’den sonra üçüncü öğretmen olan Xanî’yi günümüze taşıyan özellik Araştırmacı-yazar Nihat Gültekin’in dediği gibi, Xanî’nin saray kültürünü seçmeyip, halk kültürünün seçmesinden kaynaklanmaktadır. Zira halk Xanî’ye sahip çıkarak günümüze kadar öğretilerini getirmiştir.
Xanî 1651 yılında Bazid’in Dizasor(ortadirek)köyünde doğmuş olup, ölümü ise 1701-1707’dır.
Ehmedê Bzid İlköğretimini baba ocağından almıştır. Zira Xanî’nin babası İlyas Miri Mıhemmed Pır Bela’nın kadısıydı(hâkimiydi).Öylece Xanî’nin ilk bilim kişiliğinin nüvesi aile içerisinde atılmıştır.
Xanî Bitlis,Ahlat,Botan medreselerinde Feqiye Teyrana,,Ehmedi Cizreye hayran kalıp öğrenmiş. Bağdat,, Şam, Halep medreselerinde Yunan-antik felsefesini, Platon’u, Aristoyu, Suhreverdiyi, Muhittin Arabiyi, Farabi’yi okuyup öğrendi. İran –Tebriz İsfahan ve Kermenşah medreselerinde, Firdevsi,Ali Hariri’yi Ömer Hayyamı,Nizami’yi,cami’yi okuyup öğrendi. Terhan’da Mani’nin tablolarına hayran kaldı.
Nihayet bilgi çığınını dolduran Xanî,Bazid yuvasına geri döndü. İlk önce Şahinleşti ve sonra Bülbülleşti.
Bilimsel kimliğinin ilk etabı tasavvuf ve İslam felsefesidir. Yunan-Antik felsefesi ise, ikinci zemindir. Bu mekân içerisinde kendisini aramış ve kendisini bilmiştir.
Xanî Bazid’e dönüşünde Bazid Miri Mıhemmed Pır Bela’nın kâtibi olur.
Mir’in adaletli ve dirayetli oluşu yanı sıra toplumsal lider karizmatikligine sahip oluşu onu çok etkiler. Çünkü onun yapısında ulus-devlet düşünce kurgusundaki önder kişi Mir’i görür.
1674 yılında Mir Mıhemmed Pır Bela’nınn İlk İshakpaşa sarayının temelini atışta dua okumuştur. Ama zamansız yaşama veda eden Mir Mıhemmed’in ölümü onu derin yaralamış ve şoke etmiştir. Filozof Xanî düşünce pratiğini, Beyazıt Miri Mıhemmed Pı Bela’nin(1678) vefatıyla kapatmıştır.
Yazdığı şiirde ”Ey Millet hani Mıhemmed bey,hani Serhat padişahı?” diyerek kendinden geçen ilme adalete, divane ve güce talip olan, bu ”Ümit otorite ”planının yıkıldığı korkusuna kapılmıştır.
Atama yolu ile gelen Çolak Abdi Aradığını bulamayan Xanî’nin korku ve endişeleri gittikçe derinleşmiştir.
Xanî’nin endişeleri onu kervancı başı yapmıştır. Ve bu gidişat Xanî’ye bilimsel kimliğe ilk etkendir.
Xanî ulus-devlet kurgusunu gerçekleştirmek için artık Bülbülleşme zamanı geldiğine inanarak kutsal yönde emin adımlarla yürümeye başladı. Bedeli ise meşrulaştırılmış insan duygusudur.
Bunlar ne ile olur? Şüphesiz ilimle, eğitimle olur
1683 yılında çocuklara ve eğitimcilere yönelik Nûbara Biçûkan (çocukların taze baharı)eserini yazmıştır. Bu eser tam bir pedagog edası ile yazılmıştır.13 maddeden oluşan ve 14 bölümü içeren bu eser tam manasıyla bir eğitim manifestosudur. Eğitimin temel ilkelerini anlatan bu eser bugün Çağımızda da geçerlidir.
Xanîye göre Eğitimin amacı özgürleşmektir. Ani Kürt ana dilinin yanı sıra ilim diline çok ama çok önem vermiştir. Xanî’nin yaşadığı dönemdeki ilim lisanı Arapçadır. Xanî eserlerini Kürtçe yazmıştır. Bunun yanı sıra Arapça, Farsça ve Osmanlıcada yazmıştır.
Xanî bu eseriyle insan olma evresinin birinci safhasını inceliyor. Kendisiyle tanışmak, çevresiyle çağıyla barışık olmak; Nûbara Biçûkan’da bunun kurgusunu yapmıştır. Buda tasavvufun safhaları sayılan aynen yakın safhasıdır.
İkinci aşama ise; İlmel yakın ,yani dinin, ilmin derinliklerine inmesi; Bilinmeyenlerin öğrenme safhası Agidiya İmanê(imanın esasları) ile saflaşmıştır(1684)
Xanî ulus-devlet tezi için çalışmalarına hızla devam eder. Üçüncü aşamada insanla ile tanrının birleşmesi, hür iradeye dönüşmesidir. Bu safha meyve verme safhasıdır. Aldığını halka verme olgusudur. Bu safhaya Hakkal yakın safhası denir.1695 yılında bu safhayı Mem û Zin eseri ile işlemiştir. Onlar destanı adını taşıyan Mem û Zin’de Xanî tam bir Hipokrat olarak halkın hastalığını toplumun mikrop kapışını teşhis edip, Lokman Hekim gibi reçetesini yazmıştır. Kurtuluş destanının sayısı 10’dur.Hz.Musa’yı anmak için on sayısı telmih sanatıyla işlenmiştir.
Destan her anlam ifadesiyle”0n” emir gibi on hecelidir. Aruz vezni ile yazılıp, on hecelidir. Şimdi bunu birkaç şiirle açıklayalım:
Telmih Sanatıyla Mem û Zin eserinin aktörlerinden biri ve demokrasi sıfatlı Mem’in zindandan çıkışı için otorite sıfatlı Tacettin’in Zeydin Bey’den af isteme talebi uygun görülür. Ancak Mem bu isteği geri çevirir. Zira Mem birçok evrelerden geçerek olgunlaşıp, halk olduğunun bilincine varır. Başkasının emrinde olan beyin af talebini şu şiirle geri çevirir.
Hiçbir beyin huzuruna gitmem ben
Ve esri olanlara kölelik etmem ben
Şu beylik ve vezirlik yüzeyseldir
Şu el oyunları hepsi düşseldir
Tümüyle Boşturlar, değiller kalıcı
Hepsi fanidir, yok onların sonucu
Bey değildir, ölümlü olan bey
Ve esirdir, azledilebilen bir bey
Bu şiir aruz vezni ile yazılmıştır.
Yeni bir örnek:
Görmüyormusun hepsi karşıttır bir birine
Hikmet nedir niçin hepsi denktir bir birine
Çünkü olmazsa eğer karşıtlık
Olanaksızlaşır ayırt emek ve tanışıklık
Bu şiirde on heceli aruz vezni ile yazılmıştır. Görülen aruz vezni 10 hecelidir. İnceliklerini edebi sanatını Nizami, Hayyam, cami çok iyi anlar. Lakin devran mangır harem zadelerin ve softa aymazların devranıdır. Kurum üyelerimizden hayyam, üzülmesinler ama
Ger ilme temem bidî bi pûlek
Bifroşî tu hikmetê bi solek
Kes nakete miterê xwe Cami
Renagirtin kesek Nizami
Bilimin tümünü mangıra versen
Vede felsefeyi bir ayakkabı karşılığında
Satıversen
Kimse seyis olarak tutmaz Cami’yi
Kimse hizmetçiliğe de almaz Nizamiyi
On saylı heceli her mırranın Tora’dan geldiği bilinmelidir. Ulus devlet tezini işlediği bu destanda rol verdiği tüm birey sayısı ondur.
Bunlar;
Bey,Siti,Zin,Heyzebun, Tacdin,Memo,Arif,çeko,Beko,Gurgin
Xanî bu kurtuluş senaryosunu yazarken mefhumlara günümüzde geçerli olan anlamlar yüklemiştir. Örneğin; Siti-Adalet, Hukuk, Zin Özgürlük, Tacdin-otorite vs…
Xanî bu eserinde birçok şifreler kullanmıştır. Yerli ve yabancı araştırmacılarda be şifrelerin varlığına işaret etmiştir.
Xanî mefhumlara anlamlar yükleyerek, sonuçta demokratik, otorite, hukuklu bir ulus-devlet tasarımını gerçekleştirmiştir.
Artık Xanî bilimsel kimliğe kavuşmanın yolunda son hamlesini yapar.
Böylece kibir hallerini bilmez oldu. Çile potasında yandı, pişti. İlim okyanusunda temizlenip, arındı, döndü. ,Pak makama ulaştı. Yakınlaştı. Buradan aydınlık parlak ışıklar saçtı.
Hasılı yeni bir kimliğe sahip oldu.O kimlik ”Bilimselkimliktir” O kimlik Xanî bahçesinin ademoğullarına adalet, sanat ve bereket verenidir. O öğreten mutluluk dağıtan ve mutlu olan kimliktir. Aristo ve Farabi’den sonra tayin edilen genç üçüncü öğretmen Kürt filozoftur.
Xanî bilimsel kimlik tanımında Antik-Yunan
feylesoflarının ve islam bilginlerinin barışık tablosudur. Sanatsal kişiliği bakımından Aryan sanatkârı Mani’dir. Edebi daha olarak tek sesli Ömer Hayyamdır. Bu xanî’nin
nekkaşı ezel(ezelin ressamı) şiirinde bir beyitle açıklayalım.
İçip sarhoş oldum
Ve de çokça sallandım
Ben dört, dokuz altı oldum
Sırtımı yastığa yasladım
Xanî burada ilim öğrendikçe ilmin sarhoşluğu içerisindedir. Dünyanın ateş, hava, su ve topraktan olduğunu ve dünyanın altı günden meydana geldiğini ve dünya dâhil olmak üzere dokuz uydunun farkına vardığını ifade etmektedir.
Xanî Platonun ışıkçılık teorisini; Zerdüşt’ün öğretilerini sıkça işlemiştir. Xanî akıcılık ekolünün şiddetli savunucudur. Bilindiği gibi İbni Hayyam ile başlayan maktul Suhreverdi ile gelişen platonun “ışıkçılık felsefesini” islam ile sentezleyerek işrakiye okulunu oluşturmuştur. Işıkçılık tarikatı olarak Xanî Platona büyük saygı göstermiş devlet teorisi tezini tamamlama bölümlerinde ap açık taraf olduğunu belirtmiştir. bu beyitin de de Xanî platondan etkilenmiştir.
Birden bire göründü bir ışık ki soğutulmuş
Tüm kainat soyutlanarak ondan çoğaltılmış
Filozof evrenin yaratılış tezini 20 ve 21.yüzyılda ki big beng’i sezgi gücü ile düşünmesidir.
Bu beitte Ağustos 2008 zamanında İsviçre- Fransa sınırının CERN mahallinde yapılan deneyin ifadesi değilmidir? Protonları yer altında ışık hızına yakın ve 271c soğuk ortamda çarpıştırıp madde yani kainatın oluş deneyi yapıldı. Daha sonra bu deney tekrarlandı. Değerlendirmeleri yapılıyor.
Xanî Zerduş’un mum kültü ve Güneş’i(Hürmüz) sıkça ve etkince kullanmıştır.Zerduş’Cun üç ana ilkesi olan Pendarındık,gotınarındık,gırınerındık(Güzel düşünmek,güzel söylemek güzel yapmak)
Konularını eserlerinde işlemiştir.
Bunu da şiirle örnekleştirelim:
Derken toprağın merkezinden uzaklaşa uzaklaşa
O zerreler varıp ulaştılar güneşe
Asla ne çözülüp, nede birbirleriyle birleştiler
Onlar zata doğru yola çıktıklarında
Ölümsüz zerrelere döndüler zat sayesinde
Sonuç olarak, geniş bir düşünce perspektifine sahip olan Xanî’yi dar bir anlayış kılıfında görmek adaletsizliktir. Doğru olan Filozof Xanî’nin ifadesidir.Böyle demeliyiz. Hikmetli Xanî’yi öğretmen bilmeliyiz.
Cevdet Baycan yazıyor...