SON DAKİKA

FESAT VATANDAŞ

01 Ekim, 2012 05:26 Güncelleme: 01 Ekim, 2012 05:26 FESAT VATANDAŞ

Reşit YAMAN

[email protected]


İnanmayacaksınız ama Türkiye'deki birçok huzursuzluğun temelinde hep fesat ve hazımsız vatandaşlar var. Asla ülkeye barış ve kardeşliğin gelmesini istemeyen bu fesat vatandaşlar hep savaş ve gerilimin davulculuğunu yapar, ateşin üzerine benzin dökerek kin ve nefreti körüklerler. Örneğin bir asker mi öldü onu günlerce çeşitli yayın organlarında tahrik edici ve yıkıcı propagandalarına malzeme ederek felaket telalığını yapar ülkenin huzurunu kaçırır, Türk ile Kürdü bir birlerine düşman etmek için ellerinden geleni yapar ve asla Türk Kürt kardeşliğini ve barış içinde yaşamalarını istemezler. Zaten kardeşkanının esas sebebi de kendileridir.

 

Peki neden?

 

Her şeyden önce bu fesat vatandaşlar aç gözlüdür. Dünyayı yeseler gözleri doymaz. Türkiye'nin tüm zenginlik kaynaklarından sadece kendileri yararlanmak isterler. Türkiye'nin en güzel yerleri olan Marmara, Ak Deniz ve Ege Bölgelerine yerleşmiş ve oraya onlardan başka kimse gelsin istemezler. O yüzden sistemin ötekileştirdiği Kürtler ile dindarların oraya gelmelerini istemezler. Dikkat edilirse linç olayları ve provokasyonlar hep o bölgelerde olur. Görevi gereği İstanbul'a gelen Doğu'lu bir memura,”İstanbul'da ne işin var memleketine git” diyen, ülkenin kuruluş ve kurtuluşunda hiçbir emeği olmayan bu beleşçi kesimin tek istediği batıya ve ülkenin zengin bölgelerine tek başlarına sahip olmak. Cüretkârlıkları devlette egemen oluşlarından geliyor.

 

Fesat vatandaşlar için en önemli olan şey menfaattir. Milliyetçilikleri, bayrakçılıkları ve Türkçülükleri sadece menfaat içindir. Menfaatleri bozulduğu zaman o değerleri bir anda unutabilirler. Bu türler, her şeyden önce çok uyanık, ortama göre çok güzel konuşan ve her renge girebilen kişilerdir. Devletten ve düzenden beslenmeyeni yok gibidir. Eskide ısrar etmelerinin ve her yeniliğe karşı çıkmalarının temelinde arpalık haline getirdikleri devletteki postlarını kayıp etme endişeleri var. Ülkenin zengin ve bereketli bölgelerinin yanında devletin her kademesine de kök salmışlar. Her biri birer Hürrem Sultan gibidir.

 

Beslendikleri sistem ve rejimi değiştireceklerinden korktukları için demokrasiyi ve özgürlükleri pek sevmezler. Kendi düşüncelerinde olmayanların komşuluklarına bile tahammül edemezler.

 

Irkçıdırlar. Çünkü ırkçılık ile beslenirler. Irkçılık onların beslendikleri düzeninin bekası için gereklidir. Türk milliyetçisi kılığına giren bu faşist devlet sülükleri arpalık haline getirdikleri devletten yararlanmayı sürdürebilmek için Türk milliyetçisi gibi görünmek zorundadırlar. Aksi halde inkâr ettikleri kökenlerini saklayamaz ve başka türlü kendilerini kabul ettiremezler. Dinime küfür eden bari Müslüman olsa misali tarlada izleri olmadıkları halde en çok üzümü yiyen bu şımarık ve kendilerini beğenmiş fesat vatandaşların foyaları yavaş yavaş ortaya çıktıkça saldırganlıkları da artıyor.

 

Haset, hazımsız ve anlayışsızdırlar. Onlardan başka kimse huzurlu, başarılı ve mutlu olsun istemezler. O yüzden en büyük zevkleri düzenin ötekileştirdiği insanlarla alay etmek, onları aşağılamaktır. Bunu yaparken aslında inkâr ettikleri kökenlerinden duydukları aşağılık komplekslerini ve ayıplarını örtmektedirler. Kraldan çok kralcı olmalarının temelinde de bu var.

 

Ülkeye en büyük zararı veren bu fesat vatandaşlar her şeye sahip olmalarına rağmen yine de mutsuz ve huzursuzdurlar. Birilerine zarar vermekten kendilerini alamazlar. Çünkü psikolojileri gereği rahat edemez ve şişik egoları tatmin olmaz. Tarih bu tür örneklerle doludur. Galiba ülkeye en büyük zararı veren bu hasta ruhlular deşifre edilmeyip oyunları bozulmadıkça ülke huzura kavuşamayacak.

 

 

Yorum Ekle