A Milli Basketbol Takımı Başantrenörü Ergin Ataman, EuroBasket2015 öncesi Socrates'e açıklamalarda bulundu. Son günlerde Aziz Yıldırım ile yaşadığı tartışma ile gündeme gelen Ataman, bu tartışmalardan iki hafta önce yaptığı açıklamalarda Aziz Yıldırım ile ilgili çarpıcı ifadeler kullanmıştı. Uğur Ozan Sulak'ın yaptığı ve Socrates'in Eylül sayısında yer alan röportajın bir bölümü şöyle:
Milli takım şartlar ne olursa olsun toplum tarafından benimsenen bir yapıda. Siz dönem dönem Fenerbahçe taraftarıyla yaşanan tartışmalardan dolayı tepkiler alıyorsunuz. Belirli kesim tarafından kabul görmemek hayal kırıklığı yaratıyor mu?
Yani
Yaratmıyor aslında. Tanjevic de milli takımı çalıştırırken belirli kesim ona karşıydı. Sırf Fenerbahçe'nin antrenörü olduğundan tepki alıyordu. Bizdeki fanatizm grupları yaratıyor bu algıyı. Ben onlar haricinde, gerçek sporseverlerden hep çok büyük destek aldım. Milli takım antrenörü değilken, çok büyük kamuoyu desteğiyle Ergin neden milli takımın başına geçmiyorsun? soruları geldi devamlı. Sanki milli takım bana teklif ediliyor da ben reddediyormuşum gibi bir hava oluşmuştu. Ardından başkan Turgay Demirel beni çağırdı. Karşısına oturdum, Sizin takdiriniz dedim. Tabii ki milli takımdan bir kazancım var ama hiçbir zaman bunun için Şu kadar para istiyorum demedim. Diyemem. Bu görev ücretsiz olsa yine yaparım. Geçmiş dönemlerde de sık sık söyledim. Kalpten bağlıyım milli takıma. Kamuoyunda bazı kesimler sırf gerginlik yaratmak için, Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinde kendi taraftarı önünde prim kazanma adına öyle bir algı yaratmaya çalışıyor. Ne yapayım? Rahatsız mı olayım? Ben Galatasaray'ı çalıştırıyorum, çok da koyu bir Galatasaraylıyım. Yarın Fenerbahçe'yi destekleyen biri milli takımın başına geçti diyelim. Soğuyacak mıyım takımdan? Böyle saçmalık olur mu? Takımın yine en büyük destekçisi olurum.
2014'teki olaylı final serisinden önce sizle sohbet ederken, Aziz Yıldırım neden hapse giriyor? Ne yapmış? Fenerbahçe'ye karşı biraz duyarlı olmamız gerek. Artık bitsin bu kavga demiştiniz. O dönem bunun gündeme gelmesini istemediniz, akabinde yaşanan olaylar ise sizi hedef tahtasına koydu. Ne hissettiniz?
Seninle konuşurken son derece iyi niyetli şekilde söylemiştim o sözleri. Aramızda kaldı zaten. Sonra o kadar olay oldu. Ben bugün yine farklı düşünmüyorum. Fenerbahçe yönetimi çok zor günler geçirdi. Futboldaki 3 Temmuz sürecinden sonra gergin olmaları gayet doğal. Kolay değil. Onlara karşı anlayışlı olmamız gerekir. İşte o final serisi döneminde adliyede bir işim vardı. Dışarı çıktığımda aklıma Aziz Yıldırım geldi. Aziz Başkan'ın yerine kendimi koydum. Düşündüm. Yaşadıklarını, neler atlattığını aklıma getirdim. Benim en büyük rakibim de olsa, bir spor adamının böyle ithamlarla karşı karşıya kalması haksızlık. Hiçbir spor adamı, Aziz Yıldırım'ın yaşadıklarını yaşamamalı. Yıllarca ben dopingle suçlandım. Fenerbahçe taraftarı hâlâ da suçluyor. Yahu, dünyada ve Türkiye'de faaliyet gösteren WADA diye bir kurum var. Ben böyle bir şey yapmış olsam, benim peşimi bırakırlar mıydı? Olabilir miydi böyle bir şey? Doping yapsam bunun cezasını onlar verirdi. Bugün bakıyorsunuz; doping yapan bir sporcunun ya da antrenörün cezaları adli mahkemelerde değil de o kuruluşlar tarafından belirleniyor. Suç varsa, o kişi ya spordan men ediliyor ya da bir süreliğine uzaklaştırılıyor. Bir suç yoksa zaten ortada, bir ceza da yok. Tekrar ediyorum, artık bitsin bu kavga. Spor yüzünden kimse adliyelerde olmamalı. Spora dair bir ceza varsa, bunun cezası spor dünyası içinde verilmeli. Bakın bana hâlâ taarruz yapılıyor. Artık bir şey de diyemiyorum. Final serisinde onca olay oldu, çıktım her şeye rağmen özür diledim. Top döndü dolaştı yine benim önümde kaldı. Ne yapabilirim ki?