SON DAKİKA

Ergil: Türkiye kararını vermiş değil

Prof. Dr. Doğu Ergil, çalışmalarının toplumun konuya katılımını sağlamak amaçlı son derece yararlı bir çalışma olduğunu ancak Türkiye'nin Kürt sorununun kendi içinde çözme basiretini göstermediğini belirtti. 26 Temmuz, 2013 17:55 Güncelleme: 26 Temmuz, 2013 17:55 Ergil: Türkiye kararını vermiş değil

ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından başlatılan "çözüm süreci"nin ardından kurulan Akil İnsanlar Komisyon çalışmalarını tamamlayarak hazırladığı raporları, Başbakan Erdoğan'a sunarken, raporlar doğrultusunda şu ana kadar hükümet tarafından bir adım atılmadı. Akil İnsanlar Komisyonu İç Anadolu Bölgesi Heyeti üyesi siyaset bilimci ve yazar Prof. Dr. Doğu Ergil, komisyonun hazırladığı raporu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Ergil, çalışmalarını sonlandırdıklarını ve raporlarını hükümete sunduklarını ifade ederek, o günden bugüne bir ay geçtiğini belirtti.

'Soruları cevaplamakta zorlandık'

Akil İnsanlar çalışmasının toplumun konuya katılmasını sağlamayı amaçladığını belirten Ergil, Türkiye'nin çok önemli bir dönüşüm sağlamasıyla toplumun bilfiil katılımının sağlanabileceğini kaydetti. Toplumun farklı kesimlerden oluşan homojen olmayan bir yapısı olduğunu belirten Ergil, bu nedenle meseleye yaklaşımında farklılık arz ettiğini kaydetti. Bu farklılıkları tespit etmenin ve ne kadar direnç ve destek olduğunu anlamak için bu komisyonların çalışmalarını yürüttüğünü belirten Ergil, "O anlamda bu çalışma son derece yararlı oldu. Bir çok soru soruldu. Muhatabı biz olmadığımız için bunları muhataplarına ilettik. Mesela 'Yol haritası nedir? Bahsedilen aşamalar nelerdir?' şeklinde sorular soruldu. Bunları cevaplamakta zorlandık. Çünkü bunların ne olduğunu kimse bilmiyor. Bunlar Öcalan'ın duyurduklarıdır. Ve Öcalan'ın hükümet ile MİT aracılığıyla yürüttüğü müzakerelerinde belirli evrelere verdiği addır. Biz topluma bunları bilmiyoruz dediğimizde toplum bunu kabullenemiyor. Saydamlıktan uzak bir durum var. Bu iş toplumsal mutabakat meselesidir. Hükümetin belli kurumlarıyla silahlı bir örgütün temsilcileriyle yürüttüğü müzakereler var. Neticede toplumdur barışı yapacak olan. Yöntemde bir eksiklik var. Resmiyetten sivil topluma inilmesinde eksiklik var" dedi. KCK çevresinin kendi tabanıyla hedeflerini paylaştığının altını çizen Ergil, "Fakat hükümet toplumla paylaşmakta yetersiz kalıyor" dedi.

'Güvensizlik var'

Bir güvensizliğin olduğunu dile getiren Ergil, bugüne kadar bu konunun tartışılma biçiminin ve takılan adların bu güvensizliği derinleştirdiğini belirterek şunları söyledi: "Nihayetinde şimdiye kadar ki resmi söylem 'falan yabancı güçlerin maşası olan hain terörist bir örgüt olduğu' şeklindeydi. Ve şimdi bununla niye barış yapılıyor? İki ülke arasında barış yapılır. Sonra soruyorlar işte biz yenildik mi diyorlar. Galip gelen barış falan yapmaz çünkü. Kendi şartlarını riske eder. Bizim bir barış yapma kültürümüzün olmadığı aşikar. Türk halkının önemli bir kesimi bunu istemiyor. Üniversite gençliği ile ilgili metropollerde yaptığımız bir araştırmaya göre ana dilde eğitim istemeyenlerin oranı çok fazla. PKK ile yapılacak bir barışa üniversite gençliği bile tereddütle bakıyor. Buna karşı tarafın yenilgisi ve devletin tüm şartları kabulü olarak bakılıyor."

'Türkiye kendi içinde Kürt sorununu çözecek basireti gösteremedi'

Hükümetin seçimlere hazırlandığını ve toplumun güvensizliğinin siyasete de yansıdığını dile getiren Ergil, bunun hükümette bir panik hali yarattığını kaydetti. Üçüncü olarak da bu aşamaların ne olduğunu kimsenin bilmediğinin altını çizen Ergil, "Eğer bütün toplumu içerecek toplumu korumasını istediğimiz bir barış olacaksa toplumun bunun hangi şartlarda olduğunu bilmesi lazım" dedi. Türkiye'nin Kürt sorununun kendi içinde çözemediğini kaydeden Ergil, "Türkiye bunu çözecek basireti gösteremedi. O yüzden Kürt sorunu bölgeselleşti. Türkiye'nin çözeceği boyutların ötesine taştı. Suriye'de El Nusra'ya karşı PYD kazandı. Türkiye'de bir yerde bunun kutlamaları yapılıyor. Ya da Cizre'de protesto gösterileri yapılıyor. Kürt sorunu bileşik kaplar misali Türkiye'nin çevresindeki ülkeleri de içine alan bir nitelik kazandı" ifadesini kullandı. Bu nedenle sorunun Türkiye'de çözülmesinin yetmeyeceğinin altını çizen Ergil, "Kürtler İran'da, Ira'ta, Türkiye'de, Suriye'de demokratik çözümün bir parçası olmak ve yönetime katılmak istiyorlar. Bütün ülkelerde bu sağlanana kadar Kürt sorunu çözülmeyecek. Ondan sonra bölgeselleşmiş bir Kürt sorunun da ikinci aşama gelecek. Yönetime katılım, demokratikleşme ve eşit yurttaşlık istiyorlar. İkinci aşama kendi aralarında birlik aramadır. Bu ne zaman gelişir şimdiden kestirmek zordur. Erbil'de yapılacak toplantı bölgesel anlamda birinci aşamanın nasıl yapıldığının toplantısı olacak. İkinci aşama konusunda bir tür fikir yürütülecek" dedi.

'Türkiye tam olarak kararını vermiş değil'

Türkiye'nin bütün bu gelişmelerden endişe duyduğunu ve bu konuyu fetişleştirmiş olduğunu dile getiren Ergil, "Demokratik bir anayasadan bahsediyoruz. Ama vatandaşlık tanımı içindeki etnik vurgunun kalkması konusunda güçlü bir mutabakat yok. Çoğunluk kalkmasın diyor. Temsiliyette adalet diyoruz. Ama hükümet daha yeni 'yüzde 10 barajını kaldırmayacağız' dedi. Tereddütler sürüyor" diye konuştu. Türkiye'nin tam olarak kararını vermediğinin altını çizen Ergil, Kürt sorununun çözme noktasında ele geçirilen bu tarihi fırsatı kaçırmaması gerektiğini dile getirdi. Kürt realitesinin artık belirginlik kazandığına vurgu yapan Ergil, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın ne istediğini bilen bir tarzda hareket ettiğini ancak Türkiye'nin bununla nasıl baş edeceğini bilmediğini kaydetti. Türkiye'nin siyasi açmazının burada olduğuna işaret eden Ergil, "Çünkü Türkiye halkını hazırlamadı. Genel olarak hazırlıksızdır. Kürt siyaseti konusunda hazırlıksızdır. O yüzden inisiyatif Öcalan ve KCK üzerinden yürüyor. Türkiye arkasından koşuyor" dedi.

'Hepsi Kürt korkusundan'

Türkiye'nin devirmek istediği Suriye rejimini diktatörlük diye karşısına alan ve bir tür öz yönetimle katı merkeziyetçiliği aşmaya çalışan Kürtlere karşı çıktığını ve onlara müdahale etmeye çalıştığını belirten Ergil, "Şam yönetimine karşı çıkan ve demokratik hak talebinde bulunan Kürtlere karşı çıkarak dolaylı olarak Şam yönetiminin ekmeğine yağ sürüyor. Hepsi Kürt korkusundan. Nasıl çözeceği konusunda belirsizlik olduğundan bunlar oluyor. Sonra tüm dünyanın karşısında durduğu El Kaide'ci bir örgütü destekliyor algısı doğuyor" dedi. Kürt sorununun ancak ve ancak çağdaş bir demokratik sistem içinde çözülebileceğini belirten Ergil, "Devlet merkezli otoriter ve tek kültürcü bir eğilimle sürdürdüğümüz sürece siyasette bu sözünü ettiğimiz yüksek siyasal standartlara ulaşmamız mümkün değil" dedi.

NAGİHAN AKARSEL - DİHA

Yorum Ekle