Evde oturanlar, masa başında çalışanlar ne gibi besinler tüketmeli? Hangi gıdalar daha faydalı? Yeterince hareket etmeyenler yediklerine çok dikkat etmeli... Evde oturan, fazla yürümeyen, çay ve kahvenin yanında pasta, bisküvi yiyen, ekmek, pilav, makarna, baklava, börek simit veya poğaçadan vazgeçemeyenler ceviz, fındık, fıstık gibi kuruyemişleri daha sık tüketmeli. Bu sayede hem daha iyi beslenmiş olurlar hem de kilolarını dengelerler.
Peki ya sporla kilo veremeyenler ne yapsın? Uyguladıkları fizik aktivite etkisiz ve yetersiz olabilir. Örneğin 20-30 dakika yürüyüş süresini 50-60 dakikaya çıkarmaları gerekebilir. Kilo vermek isteyenlerde mutlaka karaciğer ve pankreas yağlanması vardır. Yani insülin direnci gelişmiş demektir. Göbek yağlarını yani iç organların yağlarını en iyi yakma yolu yürüyüş ve yüzmedir... Kalp, tansiyon ve şeker hastalıkları genetik midir? Bu hastalıklar genetik değildir. Herhangi bir bebek doğduğu zaman vücudunda 35-40 bin kadar gen bulunur. Bu genlerin büyük bir çoğunluğu uykudadır. Uyumakta olan bu genler ancak dışarıdan bir etken ile uyarılır. Uyarılmaları da yaşam, beslenme biçimi ve çevresel faktörlerin etkileri sonucu meydana gelir. Bu nedenle, bilinçli bir şekildesağlıklı yaşar ve sağlıklı beslenirsek hastalık nedeni olangenlerin uyanmaları mümkün olmaz.
Margarinler, sıvı bitkisel yağların yani bol miktarda Omega-6 içeren yağların, fabrikalarda birçok aşamadan geçirilerek katı ya da yarı katı hale dönüştürülmeleri sonucu üretilmektedir. Bu işlemler sırasında rafine edilerek faydalı öz yağlarından arındırılırlar. Rafine sıvı yağların kokuları giderilsin diye ek kimyasallar eklenir. Katılaştırmak için de kuyruk yağı ya da daha ucuz hayvansal katı yağlar ilave edilir. Renkleri de göze hoş gelsin diye bazı kimyasallarla ağartılırlar. Sonuç olarak bütün margarin türleri trans yağ ve zararlı maddeleri içerdiği için sağlığa zararlıdır.
Yemekten hemen sonra çay içme adeti gıdalarda bulunan az miktardaki demirin emilimini önler. Özellikle Anadolu'da çok çocuk doğurmuş kadınlarımızda demir eksikliği yaygındır. Emziren anneler de sütleri ile demir kaybederler, bunu da unutmamamız gerekir. Ayrıca büyüme ve ergenlik çağında hızlı boy atan, gelişen kız ve erkek çocuklarda da demir eksikliği meydana gelir.Peki, demir miktarı azalınca ne oluyor? Öncelikle sinir yapıyor. Birçok genç kız ve hanım, antidepresan ilacı kullanıyor; fakat şikayetleri geçmiyor. Durgunlaştıklarını ve halsizliklerinin arttığı da görülüyor. Aslında başta sinir ve stres olmak üzere birçok sıkıntının sebebi, bu. Tabii bu demir eksikliği dolaylı olarak kilo alımına sebep oluyor ve kilo verme sürecini olumsuz etkiliyor.
HAZİRAN: Balıkların az tutulduğu bir dönemdir. Mercan, levrek, barbunya ve tekir avlanabilir. Taze soğan ve sarımsak, bakla, enginar, bebe havucu, asma yaprağı, semizotu, ıspanak, fasulye, bezelye, kabak, bamya, erik, yenidünya, çilek, kiraz, kayısı, şeftali yenebilir.
TEMMUZ: Sardalyenin mevsimi başlar. Semizotu, kuzu ıspanak, taze fasulye, bezelye, kabak, bamya, börülce, sivribiber, dolmalık biber, salatalık, domates, patlıcan, barbunya, çarliston biber, kum havucu tüketilmelidir. Kayısı, şeftali, kavun, karpuz, ahududu tercih edilebilir.
AĞUSTOS: Çingene palamudu mevsiminin başladığı aydır. Sardalye, kılıç, mercan, izmarit ve sinarit lezzetlidir. Kabak, bamya, sivribiber, dolma biber, patlıcan, barbunya, kum havucu ile kayısı, şeftali, kavun, karpuz, vişne, mürdüm eriği, üzüm, incir, ayçiçeği, yabani armut tüketilir.