Günümüze kadar Ünlü filozof Ehmedê Xanî'nin evlilik konusu açıklığa kavuşmamıştı
ta ki üstat H.Mem ezberleri bozarak Xanî'nin mürüvvetsiz bir evlilik yaptığını belgelerle ortaya çıkarmasana kadar
Xanî evlendi.Felek ona acımasızca davrandı.Kavuşmanın baharında vefasız devrandı.Kendi ifadesiyle dediği mürüvvetsiz bir olayın acızadesi.Bu olay aniden olmuştur.Eşi ya çocuk doğururken,ya ani kalp durması,ya attan düşmesi yada başka bir sebepten . Kadersizlikle Baba'mızın derin elemine ortak olalım
YANLIZIM
Heyhat doğu batı güneşinden ayrı ve yalnızım
O ay yüzlüden sonra tarumar olmuş mülküm, karanlıktan kalmışım
İçmem Kevser onun dudaklarından sonra
İstemem, dünya yarısını o gümüş göğüslüden sonra
Şayet mahşerde görmeyeceğimi bilsem dilberi
Cenneti ne yapayım başına yağdırayım külleri
Yazık yüzlerce kez siyah gözlü terk edip gitti
Ahlar, figanlarım feleğin çarkıyla eşleşip gitti
Serzenişlerimden melekler ve insanlar oldular aciz
Burmalı zülüfler sonrası gamların girdabındayım haciz
Şayet mahşerde görmeyeceğimi bilsem dilberi
Cenneti ne yapayım başına yağdırayım külleri
Hicranla yanan ışıklı mumun fitiliyim
Hasretle harlanmış nar közüm ateşiyim
Şayet mahşerde görmeyeceğim bilsem dilberi
Cenneti ne yapayım başına yağdırayım külleri
Vücutsuz bir vücudum, o yaktı küle döndüm ben
Dünya yarısı hiç etmez yakıcı gözlerden sonra hem
Öleceğim anda üzerime gelse Azrail
Aynı anda cenneti müjdelese Cebrail
Benim için Hıdır ve İlyas olsalar delil
Hem derim ki cenneti, kevseri isteyen olsun sefil
Şayet mahşerde görmeyeceğim bilsem dilberi
Cenneti ne yapayım başına yağdırayım külleri
Sakın ey dostlar! Hicret anımda
Bu iki dize bulunsun dilekçe yazımda
Huzura çıktığım da bir belge olsun elimde
Vuslat tarihinde halim nağmelensin dilinde
Şayet mahşerde görmeyeceğim bilsem dilberi
Cenneti ne yapayım başına yağdırayım külleri
Ey Xanî bu soru ve yanıtların hesabı nasıl olur bilsene!
Onun hükmüdür ey perdesiz kendine gelsene
Ey ocağı yıkık! O ilahın kazasıdır kabul et
Seni Ateşe ötürebilir konuşmalarından bir bir buket
Şayet mahşerde görmeyeceğim bilsem dilberi
Cenneti ne yapayım başına yağdırayım külleri
Felek çarkı ibresi vaveylanın geçişi beni talan etti
Dönen başlı idim daha başı dönen etti
Gönülsüz akılsız hevessiz tümden idraksiz etti
Bu mürüvvetsiz olay beni böylesine yağma etti
Heyhat! Gündüzüm de gece oldu.Tarumar oldu evim,ocağım o ay yüzlüden sonra.karanlıkta yalnızım.Onun dudaklarından sonra Kevser suyunu bile içmem.O gümüş göğüslüden sonra dünya yarsını verseler bile istemem.Başımı koyduğum o mor sümbül,menekşeli ak tepelere dünya yarısı bedeldir demek vicdana sığar mı?
Şayet mahşerde dilberi görmeyeceksem cenneti ne yapayım. Başına yağdırayım külleri! Esmerim dilberimle aşk tapusunu yapmıştık. Onunla bu vefasız dünyada beraberce kısa ömrümüzde yürüyecektik. O olmayınca cennete yalnız gitsem ben cenneti ne yapacağım. Gideceksem beraber gidelim. Başka dilber asla istemem. Bir daha buluşmaksa onunla olsun. Evlenmek benim için öbür boyutta ancak olur. Bu acılı serzenişte aynı zamanda Yaradan'a esmeriyle dileğini de sunmaktadır.
Yazık yüzlerce kez yazık siyah gözlüm terk etti, sonsuza gitti. Ahların figanlarım feleğin çarkıyla eşleşip gitti. Serzenişimden melekler, insanlar aciz oldular. Ben ise onun burmalı zülüflerin benzeri, gamların gırdabında tutsağım.
Şayet mahşerde dilberi görmeyeceksem, cenneti ne yapayım. Başına yağdırayım külleri.
Tıpkı hicranla yanan ışıklı bir mum fitiliyim.Mum yanıp eridikçe fitil benzeri bende yanıp küle,toprağa dönüşüp kayboluyorum.Yavaş yavaş ölüyor,toprak oluyorum.Onun hasretiyle harlanmış nar gibi kızıl közüm.Yanıyorum,yanıyorum.Diyebilirim ki ben vücutsuz bir vücudum.Küle dönmüşüm ben.Onun yakıcı, ateş gözlerinin bedeli dünyanın yarısından kıymetliydi benim için inanın.
ŞAYET MAHŞERDE GÖRMEYECEĞİM İ BİLSEM DİLBERİ
CENNETİ NE YAPAYIM BAŞINA YAĞDIRAYIM KÜLLERİ
Kevser'i isteyen sefil olsun.
Şayet mahşerde dilberi görmeyeceksem cenneti ne yapayım. Başına yağdırayım külleri.O kutsal melekler,benim en güzel mekâna yalnız gitmeyeceğime şahit olsunlar.Yüce Yaradan'dan ümidim,dileğim budur.
Felek çarkının ibresinin vaveylasının geçişi beni talan edip dağıttı.Zaten dönen başlı idim daha da başı dönen etti.Gönülsüz,akılsız,hevessiz, inan ki tümden idraksiz etti.Ey tüm canlı cansızlar Bu Mürüvvetsiz olay beni böylesine tarumar,yağma etti.
Şayet mahşerde dilberi görmeyeceksem cenneti ne yapayım. Başına yağdırayım külleri.
Ey dostlarım! Bu mekândan hicret anımda sakın unutmayan. Tekrarladığım Şayet mahşerde dilberi görmeyeceksem cenneti ne yapayım. Başına yağdırayım külleri.Bu iki dize dilekçe yazımda bulunsun.Yüce Yaradan'ın huzuruna çıktığımda elimde bir belge olsun.Allah'a kavuşma zamanın da halim dilinde bu şekilde nağmelensin.Eğer Yüce irade isterse mahşerde buluşursam siyah gözlü esmerimle o da halimi bilsin.Aşkının beni dilden,imandan ettiğine o da şahit olsun.
Ey Xanî! Yeter kendine hâkim ol! Bu soru ve yanıtların hesabı nasıl olur bilsene!
Ey perdesiz! Kendine gelsene!
Ey ocağı yıkık! O ilah'ın kazasıdır kabul et. Konuşmalarının bir ifadesi bile seni ateşe götürebilir.
Talihinin hicran ve elem vefasızlığına uğrayan Baba'ya nasihat vermek haddimiz değildir. Kolu, kanadı kırılmış halde durulmayı o söyledi. Talihsiz eleme sebep olan olaya Allah'ın kazası dedi. Bizlerde ona baktık. Onun dediklerini not ettik.
Çok üzüldük. İnsanın eli olmadan Tanrı'nın bir kazası olayında eşini aniden kaybedince şok geçiren Xanî Baba'nın ruhu bilsin ki biz Kürtler onun evlatlarıyız.
İnsan ömrünün anlamlı zamanı olan evlilik, mutluluğun ve gelecek ümitlerin barınağıdır. Tek olan birey, evrenin en sırlı iki sayısına kavuşunca olgunlaşır. İkisi birdir. Birisi daima ikidir. Onları birleştiren çekim gücü aşktır. Aşk evliliğinin hoşgörü alanı sınırsızdır.Sıradan istekle evlilik halinde arzuların,ödüllerin tatminin süresi ise sınırlıdır.
Büyük baba aşkın mürüvvetiyle mutlu olma ümidi çok kısa sürdü.
Tanışıp,nişanlanıp evlendiği aşının mürüvvetsiz bir olayla son bulması feryadının,figanının sebebidir.
Acaba nişanlı ,sevgili ortamlarında böyle şansız bir kaderle karşılaşmadı mı?Evli olduklarının kesin belgeleri nelerdir.
Xanî'nin din kimliğini göz önüne almalıyız.Kürt sosyal kültürünün,örf ve ananelerini unutmamalıyız.O genç yaşta bir İslam alimidir.İslam'da mahşer günü ancak evli çiftler buluşabilir.Diyor ki mahşer günü onunla bulaşmayacaksam,cennet bana haram olsun.Yani onlar evli değilse,Xanî'ni,n isteği dine aykırı değil mi?Yoksa baba dinden bîhaber miydi?
Düşünüldüğünde Memû Zin,onlar destanını yazarken bu olguyu unutmuyor.
Mem ölüyor,Zeydin bey Zin'i,ölen Mem'e nikahlıyor.Zinde bir iki gün sonra ölünce onları bir sandukada toprak ananın kucağına terk edebiliyor.
Xanî ağıtında;eşinin dudağından,Kevser benzeri suyundan,onun bembeyaz gögsünden,siyah gözlerinden,burmalı zülüflerinden, özlemle bahsediyor.Onlarla yakın temasını edeple yazıyor.Daha önce yazdığım gibi,Kürt örfüne gör ancak evlendikten sonraki meşru ifadelerdir bunlar.
Elemli Xanî,bu olayın evini,ocağını darmadağın ettiğini söylüyor,yazıyor.Evli olmamış olsaydı böyle yazar mıydı? Ey ocağı yıkık! O ilah'ın kazasıdır kabul et dermeydi?
Mem û Zin'de Tacdin ile Sit'in gerdek gecesini o kadar ayrıntılı yazabilir miydi? O evliliğin örfünün seremonisinin tatbikatını bilendir.
Ehmedê Xanî âşıkların piridir.sözü bence abartılı değildir.Aşkın bedenli ahusunu kaybettikten sonra tek bedenli aşka dönüştü.Hayatın zaman boyutunda ondan hiç ayrılmadı.Anne sevgi ve şefkatiyle halkına sarıldı.O kürdün hem annesi,hem de babası oldu.O aşkla geri kalmış veya bıraktırılmış evladının eğitimiyle uğraştı.
Bu şekilde yeniden yeşerecek memzaların annesine olan aşkını Mem û Zîn'dehem düşünce adamları demesin Kürtler/Aşkı kendilerime amaç etmediler diyerek anneleretarih boyunca saygı gösterilmelidir telmihi vardır.
Gerçek çok veciz şekilde ifade edilmiştir.Uzun tarih diliminde coğrafyanızda birçok devlet kurmuş halkların ortadan kaybolduğunu görüyoruz.Bana göre
Kürtlere böyle zalim fırtınalı coğrafyada yaşama ruhunu bahşeden iki faktör vardır.
Birincisi Kürt kadını, ikincisi Zagros soylu dağlarımızdır. Mekân ve insana zaman hep vefasızlık etti.
Büyük insan Xanî yaşam süresince bir daha evlenmedi.Kürtlerin bir ayıbını da açıkça belirtti.Kürtler bence analarına efasızdırlar.Kadınların kıymeti hiç ilinmedi.
Cehalet karanlığına alıştırılmış yarasalar gibi çıplak,zavallı dünya yaşamında uzaklaştırılmış haldeyiz.Hepimiz bir anneden doğmayız.Müslüman olarak son veda töreninde anamızın ismiyle tanıtılıyoruz. Ona binlerce selam olsun.
En büyük olan filozofumuz Xanî analarımıza olması gereken vefayı, bağlılığı en güzel şekilde ifade etmiştir. Eğer cennet nasipse onunla olsun diyor. Bu şekilde tarihsel bir yanlış örfe de toprak başına diyor. Çünkü veren daima analardır. Çünkü ağlayan, feryat eden daima fedakâr kahraman olur.
Çünkü onun kalbi altındandır. Pas tutmaz. Acısını, elemini sedef kalpli yüreğinde kilitli tutar. Başka anaların elemini, öç alma bedeline araç yapmaz. Onlara saygı ve hürmet insan olmamızın ana koşuludur.
Bazıd kadınları kadirşinastır. Yılın birçok günlerinde çocuklarının elinde tutarak Xanî babalarını ziyaret ederler. Sakileşip, berraklaşıp,dua edip yuvalarına dönerler.
Ehmedê Xanî'nin aşk kimliğinin izleri düşünce, bilim kimliğinde acaba etkin olmuş mudur?Kısa cevabım,lşüphesiz derim.Bilimsel sosyo-politik tezi olan demokratik hukuk devleti tezinin senaryosunun her sahnesinde bu izi görebiliriz. Olgunlaşan bu safhaya gelinceye kadar bence yine etkin tesiri vardır.
Onun hayatında en ümit var olduğu Mirze Mıhemmed'e yani Mihemmed Pırbela Bey'e bu kadar tutkunluğunun bir sebebi de aşkı, eşinin beye akraba olması düşünülebilir. Mem û Zin senaryosunun duygu ve aşk bölümlerin de bu tesir görülmektedir.
Sonuçta Xanî'nin eşi bir bedendir.Her beden fanidir.Fakat aşk ölmez zamanlıdır.Mirze Mıhemmedler birey bedenli olup ölümlüdürler.Memzalar sürekli zamanlıdırlar.
SON
KAYNAK H.MEM- XANÎ VE MEMZALARI,NOT:İlgi haberin öncesini Doğubayazıt Halkın Sesi sitesi ve Doğubayazıt İshakpaşa Haber sitesinde takip edebilirsiniz!