SON DAKİKA

EFSANEVİ MÜDÜRDEN ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI

EFSANEvİ MÜDÜRDEN ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI 24 Kasım, 2014 09:08 Güncelleme: 24 Kasım, 2014 09:08 EFSANEVİ MÜDÜRDEN ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI

ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü... Ben emekli bir öğretmenim. Kendim dahil, tüm öğretmenlerin gününü içten iyi dileklerimle kutluyorum.
Öğretmenlikle ilgili deneyimlerime dayanarak bazı şeyler belirtmek istiyorum.

Öğretmenlik bazı yetenekler, özellikler isteyen bir meslektir.
Kurumlarda çalışan her öğretmene okutacağı branşın ve konunun bir müfredatı verilir. Öğretmen bu müfredat sınırları içinde eğitim öğretim görevini yürütür. Böyle olunca her öğretmen bir kaç kelime az ya da bir kaç kelime fazla, öğrencilerine aynı şeyleri vermeye çalışır.

Bahsettiğim bu konu öğretmenlik mesleği için asgari gerekliliktir. Ama yeterli değildir. Bunu dışında öğretmenin yan bilgilerine sahip olması, öğrencilerini motive etmesini bilmesi, dağılan dikkatleri toplamasını bilmesi, konuyu aktarırken gereken mimik ve jestleri yapması koşuldur.

Bu düşüncelerimi açıklayabilmek için bir iki örnek vermek istiyorum.

Yıl 1961, aylardan Temmuz. Yedek subay öğretmen olarak Denizli Piyade Tugayında eğitimdeyiz. Bir gün sahra eğitimine çıktık. Bölük komutanımız üsteğmen, o gün bize 72'lik sahra telefonunu anlatacak ve gösterecek. Komutan sözü bir çavuşa bıraktı. Çavuş her özelliğini anlata anlata ezberlediği sahra telefonunu önüne aldı. Parçalarını göstererek anlatıyor. Bu sahra telefonunun 12 wattlık batarya ile çalıştığını söyledi. Yedek subay adaylarından biri, zevzeklik olsun diye, watt nedir çavuşum diye sordu. Çavuş önce biraz durdu, biraz sertçe " Watt wattır" dedi.

Çavuşun anlattığı konu hakkında yan bilgileri yeterli değildi. Hiçbir öğretmen öğrenci karşısında bu duruma düşmemeli kanısındayım.

Yıl 1994 Eskişehir Sağlık meslek Lisesinde meslek dersleri öğretmeniyim. Şubelerde en az 40 öğrenci var. Yazılı yoklamalarda sınıfı ikiye bölüyorum. O saatte dersi olmayan bir öğretmen arkadaştan yardım istiyorum. Önce öğrencilerin yarısını boş bir sınıfa, uygulamada olan öğrencilerin sınıfına alıyoruz. Sınıfta kalan öğrencilere yazılı yoklama sorularını soruyor, gözlem işini arkadaşıma bırakıyor, ben sınıfın öbür yarısını gönderdiğim sınıfa gidiyorum. Aynı soruları sorup başlarında kalıyorum. Bu uygulamayı her yazılı yoklamada yapıyorum. Bir gün sınıfın kendi dersliğinde kalan öğrencileri bana itiraz ettiler. Her zaman sınıfın ikinci yarısına gitmeyin. Bir yazılı yoklamada 1, bir başka yazılı yoklamada ikinci 2 yarının başında bulunmamı istediler. Sorular aynı verilen süre aynı. Bunda bir eşitsizlik yok dediğimde bana şunu söylediler. "Soruda istenen konuyu anlattığınız zaman hangi mimik ve jesti yaptınız, ne zaman sesinizi yükseltip alçalttınız, hangi fıkrayı anlattınız. Siz yanımızda iken bunları göz önüne getirip konuyu hatırlayabiliyoruz. Halbuki diğer öğretmenimiz başımızda iken bunları hatırlamıyoruz.

Öğretmen konuyu aktarırken yeri geldikçe akılda kalıcı etkileyici örnekler verebilmelidir. Gerektiğinde konuya uygun anekdot ve fıkralar anlatmalıdır.

Bu konu ile ilgili olarak şimdilik bu kadarla yetiniyorum. Gerekirse gelecekte devam edebilirim.

Öğretmenler gününü tekrar kutluyorum. Esenlikler diliyorum.

Mustafa Sürücü - 24.11.2014

Gerçekten bir öğretmen ötesinde bir baba,bir kardeş şefkatı ile öğrencileri yaşama hazırlayan bu yüce insanın benin yaşamımda yön verilmesi noktasında büyük emeği ve özverisi vardır.Zira karanlıktan aydınlağa çıkışın yolu gösteren bu büyük insanın önünde saygı ile eğilir.Ellerinden hürtmetle öperim.C.B


Yorum Ekle