Soğuk bir kış günü, sadece termometrenin değil, kalplerin de donduğu bir anı yaşadık. 44 yaşındaki taksici Oğuz Erge, aracına aldığı bir yolcu tarafından soğuktan korunmak isterken sırtından vurularak hayatını kaybetti. Bu trajik olay, sadece bir bireyin değil, toplumun vicdanını sarsan bir gerçeklik taşıyor.
Oğuz Erge, her gün karşılaştığımız taksicilerden biriydi. İki çocuk babası olmasına rağmen, ekonomik sıkıntılarla başa çıkmak için gece gündüz çalışan biriydi. Ancak, bu çaba, bir yolcusu tarafından soğuk bir kurşunla sona erdi. Oğuz'un aracındaki sıcaklık, içindeki soğukluğa karşı bir kalkan olamadı.
Oğuz'un ölümü, sadece bir trajedi değil, toplumun göz ardı ettiği bir sorunun yüzleşilmesi gereken bir ayna. Soğuk kış günlerinde sadece dışarıda değil, kalplerimizde de bir ısı kaybı yaşanıyor gibi. İnsanlık adına bir çağrıda bulunmalıyız: Daha duyarlı, daha anlayışlı ve birbirimize daha fazla destek olmalıyız.
Toplum olarak duyarsızlaşmanın ve empati eksikliğinin gölgesinde yaşarken, Oğuz'un trajik ölümü bize bir şey öğretmeli. Bu olay, insan hayatına ve birbirimize karşı daha fazla saygı gösterme zamanının geldiğini hatırlatmalı. Acımızı paylaşmalı, birbirimize destek olmalı ve kaybettiklerimizi hatırlayarak daha güçlü bir toplum inşa etmeliyiz.
Oğuz Erge'nin ardında bıraktığı iz, bir yandan içimizi acıtsa da, diğer yandan toplum olarak üzerimize düşen sorumluluğu hatırlatıyor. Unutmamalıyız ki, duyarlılık ve dayanışma, soğuk kış günlerinde bile en sıcak kalkanlardır.
