Dünya genelinde her 100 kadından 35'i şiddete maruz kalıyor
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü üzerine açıklamalarda bulunan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Murat Yıldırım, dünya üzerinde kadına karşı uygulanan şiddetin boyutlarına dikkat çekti.
İbrahim Çeçen Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Murat Yıldırım yaptığı açıklamada, dünya üzerinde kadına yönelik uygulanan şiddetin oran olarak yüzde 35 civarında olduğunu ve Türkiye'de ise bu oranın yüzde 44'e çıktığını söyledi.
Yıldırım açıklamasında kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel şiddet olarak ele alınmaması gerektiğini ve şiddetin değişik türlerinin olduğunu ifade ederek, uygulanan şiddet türleri içerisinde en çok tahribat yaşatan şiddet türünün ise Psikolojik Şiddet olduğunun altını çizdi.
'Dünya üzerinde her 6 kişiden birinin şiddete maruz kalıyor'
Yıldırım, dünya üzerinde genel anlamdaki şiddet oranına değinerek: "Öncelikle dünya üzerindeki bazı araştırmalara baktığımızda kadın erkek fark etmeksizin Dünya üzerinde her 6 kişiden birinin şiddete maruz kaldığını görüyoruz. Dünya nüfusunu düşündüğünüzde, bu da çok önemli bir orandır. Yüzde 16,6 oranındadır. Bu çok ciddi bir rakamdır. Dünya üzerindeki kadınların oranına baktığımızda ise yüzde 35 oranında. Yani her 100 kadından 35'i şiddete maruz kalıyor. Ülkemize baktığımızda ise ne yazık ki, bu oran biraz daha artmaktadır. Yapılan bazı araştırmalara göre ülkemizde kadına yönelik şiddet yüzde 44'tür. Kadınların yüzde 44'ü genel olarak ülkemizde şiddete maruz kalıyor." Dedi.
'Şiddet deyince aklımıza Fiziksel Şiddet gelmesin'
Şiddetin değişik türleri olduğunun altını çizen Yıldırım: "şiddet deyince aklımıza fiziksel şiddet gelmesin. Şiddet çok boyutlu bir olgudur. Değişik şekillerde ortaya çıkıyor. En yaygın bir şekilde ortaya çıkan şiddet, Fiziksel Şiddettir. Fiziksel Şiddetin yanında bir de Psikolojik Şiddet vardır. Psikolojik Şiddet biraz daha değişik ve ağır sonuçları olan şiddet türüdür. Örneğin, Psikolojik Şiddet tehdit şeklinde, lakap takma şeklinde, alay etme, sözlü veya duygusal taciz de bulunma, hakaret etme şeklinde ortaya çıkabilir. Psikolojik Şiddetin etkileri, Fiziksel Şiddete nazaran, kişi üzerinde daha etkilidir" ifadelerini kullandı.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Akif Öztürk ise aslında dünya üzerinde
'Dünya üzerinde genel bir şiddetten söz edebiliriz'
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Akif Öztürk ise aslında dünya üzerinde genel bir şiddet probleminin olduğunu ifade ederek, şiddetin önlenmesi konusunda: "Toplumsal olarak kurduğumuz yapıdan kaynaklandığını düşünüyorum. Şiddet dediğimizde, aklımıza Kadına Yönelik Şiddeti yeniden üreten kurumsal mekanizmalar ve değerler sisteminin yeniden sorgulanması ve tüm toplum olarak buna yönelik ortaklaşa bir biçimde çalışma yürütmesi gerektiğine inanıyorum. Yani bir toplumda baktığınızda, aslında siyaset, eğitim, din ve aile gibi kurumlar şiddetin yeniden üretildiğine şahit oluyoruz. Bütün mekanizmaları ve bu mekanizmaların örtülü bir biçimde iktidar ilişkilerini, her şeyden önce sorgulamamız gerekiyor. Çünkü aslında şiddet, bizde Fiziksel Şiddetten Psikolojik Şiddete uzanan geniş bir skaladan bahsedebiliriz" şeklinde konuştu.
'Müslüman camiada Kadına Yönelik Şiddet daha fazla'
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi İlahiyat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Saadet Altay'da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü üzerine yaptığı değerlendirmede, şiddetin geçmişten beri var olan bir gerçek olduğunu ve günümüzde de çeşitli iletişim kanallarının artması ile birlikte daha da belirginleştiğini ifade etti. Altay, kadına yönelik şiddetin sebepleri olarak birçok sebebin sayılabileceğinin yanında en önemli sebeplerden birinin yoksulluk olduğunu söyledi.
Kadına Yönelik Şiddete, dünya üzerindeki her noktada rastlamanın mümkün olduğunu kaydeden Altay, şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi İslami bakış açısına göre değerlendirecek olursak, Şiddet oranlarına baktığımızda dünyanın her tarafında var. Ama Müslüman camiada Kadına Yönelik Şiddet daha fazla olarak karşımıza çıkıyor. Dünyayı ilgilendiren bir sorun. Ama burada belki Müslüman camianın doğru bir yerden bu soruna bir çözüm üretmesi gerekiyor. Bu noktada Hazreti Peygamber'in Hayatı ve Kur'an-ı Kerim'i iyi anlamamız lazım. Bunları referans aldığımızda bu ikisi kadına kadın hakları konusunda bize çok şeyi söylüyorlar aslında. Ama sanırım biz buna da büyük oranda kulaklarımızı kapatıyoruz. Nedir bunlar Kur'an'a baktığımızda, Kur'an kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi bahsederken birbirinizde huzur bulun der. Yani burada erkeğin huzur bulması değil, kadının da huzur bulması söz konusudur. Burada ilişkiler açısından Kur'an'ın iki bireye ya da iki cinsiyette eşit oranda yaklaştığını, bir hak tanıdığını söylememiz mümkündür. Eğer Kur'an şiddete başvurmayı emir olarak anlatsaydı, Peygamber o şekilde anlamış olsaydı, o zaman Peygamber'inde eşlerine şiddet uygulaması gerekiyordu."
'Şiddeti kimin uyguladığının iyi algılanması gerekiyor'
Müslüman camianın, Kadına Yönelik Şiddetin önlenmesi konusunda Kur'an-ı Kerim ve Hazreti Muhammed'in hayatını tekrardan doğru bir şekilde referans alması gerektiğine işaret eden Altay, şöyle devam etti:
"Öncelikle burada taraflardan şiddeti kimin uyguladığını iyi bilmek gerekiyor. Yani erkeğin yaptığı davranışı, şiddet olarak algılaması gerekiyor. Artı bir şiddet deyince aklımıza hemen fiziksel şiddet geliyor. Oysaki şiddetin birçok türü vardır. Bir kere toplumun bu açıdan farkındalığının gelişmesi gerekiyor ve büyük oranda erkeklerin kadınlara bir birey olarak baması gerekiyor. Bunun için ne yapmamız gerekiyor? Öncelikle bizi yönlendiren eğitim, bizi yönlendiren iktidar ilişkileri, bizi yönlendiren sosyal ilişkiler, yani şiddete yönlendiren kültürel, tarihsel, dini düşüncelerde farkında olup, yanlış algılanan şeylerden arınmamız gerekiyor. Tabii bu hemen olacak bir şey değil. Uzun bir süreç. Kolay bir süreç değil"